Uzmanlardan "sokak sütü" uyarısı

Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Özer Kınık, büyük şehirlerde açık süt tüketimini teşvik edici söylemlerin arttığını ancak bunun büyük riskleri de beraberinde getirdiğini aktardı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Özer Kınık, doğal yaşam vurgusu ile birlikte büyük şehirlerde açık süt tüketimini teşvik edici söylemlerin arttığını ancak bunun büyük riskleri de beraberinde getirdiğini aktardı. 

Yapılan araştırmalarda, açık sütün içinde, Dünya Sağlık Örgütü(WHO) tarafından kabul edilenin üzerinde insan sağlığını tehdit eden bakteri, virüs ve mikroorganizmanın bulunduğunu ifade eden Prof. Dr. Özer Kınık, gıda güvenliği konusunda çalışmaların detaylandırıldığını fakat Türkiye'de açık ve uygun olmayan şartlarda ya da tekniklerle üretilen gıda satışlarının devam ettiğini belirtti. 

Kınık, "İşlenmemiş ürün tüketme anlayışının pek çok gıdada yaygınlaşmasıyla birlikte açık süt tüketimine de yönelim olduğunu görüyoruz. Ancak bu insan sağlığı için ciddi bir risk oluşturmaktadır. Sokak sütü ya da açık süt olarak tanımlanan çiğ sütün içeriğinde insan sağlığına zarar verecek hastalık yapan ya da yapmayan bakteri, virüs gibi mikroorganizmaları oldukça yoğun şekilde içerme riski taşımaktadır. Kontrolsüz satılan sütlere, hayvandan sağılıp tüketiciye ulaşıncaya dek çevre hava, su, yem, gübre, insanlar gibi pek çok kaynaktan birçok hastalık yapan ya da yapmayan mikroorganizma bulaşabilmektedir. Bunun yanında ambalajsız olarak açıkta satılan süte karbonat, soda, nişasta gibi yabancı maddeler katılabilmekte, yağı alınabilmekte ya da su katılabilmektedir. Bu nedenle sağlıklı süt tüketimi için en güvenli yöntem fabrika ortamında UHT veya pastörizasyon işlemlerinden geçirilerek sağlığa zararlı bakterilerden arındırılmış ambalajlı sütleri kullanmaktır" dedi. 

Kaynatılan sütün besin değeri yok
Türkiye'de "sokak sütü" olarak bilinen açık sütün bazı yerlerde hala kaynatılarak tüketildiğini vurgulayan Prof.Dr. Kınık, şunları kaydetti: 
"Halkımızda açık sütü kaynattığımızda besin değeri açısından UHT ve pastörize sütten daha faydalı olduğuna dair yanlış bir inanış var. Fakat kaynatma tekniği ile zararlı mikroorganizmalar arındırılırken sütün başta suda çözünen vitaminler olmak üzere mineraller ve besin değerinde de çok önemli kayıplar gözlenmektedir." 
Bu akımın sebep olabileceği sağlık sorunlarını aktaran ve yapılan araştırmalardan örnekler veren Prof. Dr. Kınık, araştırma sonuçlarına göre açık sütlerin içerisinde hamile kadınlarda düşüklere, zehirlenmelere, vereme, bulaşıcı hastalıklara, ishale ve zaman zaman da ölümlere sebep olabilen çok sayıda bakterinin bulunduğunu hatırlattı. 
Prof. Dr. Kınık, UHT (uzun ömürlü) sütlerin içinde katkı maddesi olduğuna dair, özellikle belli çevrelerce dile getirilen yönlendirilmiş inancın ise çok büyük bir yanlış inanış olduğuna işaret etti. UHT işleminde sütün çok kısa sürede yüksek sıcaklıklarla buluşturulup sütte bulunabilen bakterinin yok edildiğini ifade eden Kınık, sütün uzun süre dayanmasının sebebinin ise soğutma ve koruyucu katkı maddesine gerek kalmaksızın uygulanan ısıl işlem ve bunu izleyen tamamen aseptik koşullarda gerçekleştirilen 6 katmanlı özel ambalaj olduğunu belirtti. Kınık ayrıca, ambalajlı içme sütlerinin besin içeriklerinde de önemli kayıplar gözlenmediğinin ve üretim sırasında uygulanan teknolojik işlemlerin besin öğelerinin yapısını arzu edilmeyen şekilde değiştiğine ilişkin bilimsel verinin de bulunmadığının altını çizdi.