Vatandaşına düşman olan üniversite robot üretir

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

RİZE - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Rize’deki programı kapsamında Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Geliştirme Vakfı Meclis Toplantısı’na katıldı. Üniversiteye gelişinde, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Rektör Vekili Prof. Dr. Hüseyin Karaman, Üniversite Mütevelli Heyet Başkanı İsmail Kahraman tarafından karşılandı.

Toplantıda konuşan Erdoğan, Rize’de kurulan üniversiteye, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi isminin verilmesinden dolayı, meclis üyilerine ve Rizeli hemşerilerine teşekkür etti.

Özgürlüğün, kişinin istediği yerde istediği gibi at oynatmak olmadığını vurgulayan Erdoğan, "Özgürlük, bir başkasının özgürlük alanına kadar o alanda istediğimi yapabilmektir. Bu da kamu düzenini bozmak suretiyle değil, kamu düzenine saygı duymak suretiyle ama bir başkasının özgürlük alanına girdiğiniz anda bu  hem kamu düzenini bozmayı getirir hem şiddeti getirir hem kargaşayı getirir. Biz, bir başkasının özgürlük  alanına saygı duyduğumuz zaman bu ülke tutulamaz. O zaman refah, huzur ülkemizde egemen hale gelir. İşte bizim  şiddetle muhtaç olduğumuz budur ve bunu başarmalıyız" diye konuştu.

Demokrasiye kapalı bir üniversitenin bilime asla açık olamayacağını söyleyen Erdoğan, "Farklı görüşlere, farklı fikirlere, farklı yaşam tarzlarına tahammül gösteremeyen bir üniversite bilim üretse bile o bilimden beklenen rehberliği, yol göstericiliği üretemez. Ayrımcılığın, ırkçılığın faşizmin özellikle de kendi milletinin değerlerinin, kendi vatandaşlarının yaşam tarzının, kılık kıyafetinin sakalının bıyığının düşmanı olan bir üniversite sadece laboratuvarlarında değil, maalesef sınıflarında, amfilerinde robot üreten bir üniversite olur" dedi.

Üniversitelerin daha gür ses çıkarmalarını beklerdim
Erdoğan, "İlim adamı ilim namusundan, fikir namusundan bedeli ne olursa olsun taviz vermeyen insandır. Ben bir siyasetçiyim, eğer biz bile kalkıp da bilme ters bir şeyi istiyorsak ilim adamının şunu söylemesi en önemli görevidir: 'Öyle değil böyledir' demesi lazım. El pençe divan durup, 'Ferman buyurdunuz efendim' dememesi gerekir. Şu anda biz dünyada bunu yaşıyoruz, ülkemizde de bunlar yaşandı. İşte bunların aşılması lazım" diye konuştu.

Erdoğan, şöyle devam etti: "Mısır'daki olaylar karşısında susmak, çok ağır bir vebalin altına girmektir. Özellikle bilim insanlarının, üniversitelerin bu hadiseler karşısında daha gür bir ses çıkarmalarını beklerdim, ama bu olmamıştır. Zira bugün susulur ise yarın konuşmaya, itiraz etmeye kimsenin hakkı olamaz. Bugün darbeye darbe diyemeyenin yarın bir hastalık veya bu hastalık bütün vücuda sirayet ettiğinde, darbeye darbe demesi hiç bir anlam ve ağırlık ifade edemez.

Dünün üniversiteleri baskılarla anılıyor
Erdoğan, "Dünün üniversiteleri baskılarla, yasaklarla, ikna odalarıyla anılıyor. Yarının üniversiteleri bilimle, demokrasiyle, insani ve vicdani değerleri yüceltmesiyle anılsın istiyoruz. İkna odalarını kuranlar bugün Ankara'da caddede yol kesiyorlar. Neye sığınarak? Milletvekili dokunulmazlığına sığınarak. Asla bizler yol kesenler familyası içerisinde yer almadık, yer almayacağız" dedi.

Diktatör görmek isteyenler Suriye'ye gitsin
Türkiye'de darbeler yaşandığı için Mısır'daki darbeyi çok sert eleştirdiklerini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:

"Menderes de hata yaptı, dediler, hatırlayın, o dönemi yaşayanlar çok iyi bilirler. 27 Mayıs darbesi meşrulaştırılmak istenmiştir. 'Siyasetçiler de hatalıydı' dediler, 12 Eylül meşrulaştırılmaya çalışılmıştır. Merhum Erbakan da hatalıydı, dediler, 28 Şubatı meşrulaştırmaya çalıştılar ve Menderes'i arkadaşlarını ipe götürdüler, idam ettiler. Ona da 'diktatör' dediler, o günün gazeteleri var elimde. Şimdi aynı şeyi dikkat edin şahsıma söylüyorlar. Ben diktatör olacağım birisi kalkacak bana diktatör diyecek. Onun vay haline. Çünkü diktatörlüğün mizacında, karekterinde bu tür şeylere tahammül yoktur, anında götürürler. Eğer görmek isteyenler varsa Suriye'ye gitsin. Bak 100 bine yakın insan öldürüldü, diktatör var. Aynı şey Mısır'da, aynı şey dünyanın değişik yerlerinde yapılıyor."

Erdoğan, "Şu anda hem Türkiye'de hem dünyada Mursi de hata yaptı diyerek vicdanlarını rahatlatmaya çalışanlar var. 70 yıl otokratik rejimle yönetiyorsunuz bir ülkeyi, ikinci bir siyasi parti yok. 70 yıl bu süreç devam ediyor. Burada zulüm var, dayatma var. 70 yıl üzerine halkın iradesi sandığa tecelli ediyor. Sandıkta tecelli eden bu irade yüzde 52 ile Mursi'yi getiriyor ve Mursi'ye bir yıl dahi tahammül edemiyorlar" dedi.