Yakalanacaklar
Başbakan Erdoğan, AKP Genel Merkezi'ne saldıranların eşkallerinin belirlendiğini ve en kısa sürede yakalanacaklarını açıkladı.
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
KOPENHAG - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi ve Adalet Bakanlığına yapılan saldırıların; demokrasiye, çözüm sürecine, milli iradeye ve kardeşliğe yapılmış saldırılar olduğunu söyledi. Erdoğan, saldırganların eşkallerinin belirlendiğini ve en kısa sürede yakalanacaklarını da açıkladı.
Başbakan Erdoğan, Türk ve Danimarka firmalarının temsilcilerinin yer aldığı Üstyönetici (CEO) Forumu'na katıldı.
Erdoğan burada yaptığı konuşmada, dün akşam AK Parti Genel Merkezi ve Adalet Bakanlığına yapılan saldırıları "alçakça" niteleyerek kınadığını bildirdi.
Başbakan Erdoğan, "Son derece kritik, son derece hassas bir süreçten geçerken yapılan bu saldırılar çok açık şekilde, demokrasiye, çözüm sürecine, milli iradeye ve kardeşliğimize yapılmış saldırılardır. Terör kimi, nereyi hedef alırsa alsın elbette kötüdür ancak bir siyasi partiyi, demokrasinin, millet iradesinin, çok sesliliğin en önemli unsurunu hedef almak takdir edersiniz ki çok daha kötüdür" diye konuştu.
Saldırıların demokratikleşme ve çözüm süreci noktasında, ne kadar doğru bir yolda olduklarını gösterdiğini vurgulayan Erdoğan, "Kardeşlikten, demokrasiden, hukuktan rahatsız olan tüm bu çevrelere rağmen yolumuza kararlılıkla yürüyeceğiz. Türkiye son 10 yılda demokrasi, hukuk ve kardeşlik üzerinde büyüdü ve demokrasi ile ekonomiyi atbaşı götürmek suretiyle bugünlere ulaştı, inşallah böylece de büyümeye devam edecek" görüşünü dile getirdi.
5 milyar dolar ticaret hacmi hedefi
Bugün Kopenhag'da Danimarka Başbakanı Helle Thorning-Schmidt ile hem ikili hem de heyetler arası "dolu dolu ve çok verimli" görüşmeleri olduğunu anımsatan Erdoğan, toplantılarda Türkiye-Danimarka ilişkilerini etraflıca ele aldıklarını kaydetti.
Bu çerçevede iki ülkenin ileriye dönük ortak bir vizyona sahip olduklarını memnuniyetle öğrendiklerini anlatan Erdoğan, geleceğe yönelik kararlı adımlar atmaya karar verdiklerini de ifade etti.
Türkiye'nin kayıtlarına göre iki ülke arasındaki ilişkilerin 14 Ekim 1756 tarihinde Sultan 2. Osman ile Kral 5. Frederick arasında imzalanan dostluk ve ticaret antlaşmasına dayandığını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bugün burada bulunan Türk ve Danimarkalı iş adamlarımızın toplantıya gösterdiği yüksek ilgi ve sergilenen etkileyici tablo, aynı iradenin aradan geçen 250 yılı aşkın sürede artarak devam ettiğini gösteriyor. Otuz kadar iş adamımızla buradayız. Yıllık cirolarına baktığımız zaman toplamda 80 milyar dolar gibi rakam ortaya çıkıyor. Çalıştırdıkları, istihdam ettikleri insana baktığımız zamanda 300 bin civarında insan istihdam ediyorlar.
Bugün Danimarka'da yaşayan 65 bin vatandaşımız ilişkilerimizi çok daha güçlü hale getiren bir diğer önemli unsur. Takdir edersiniz ki 250 yılı aşkın bir işbirliği geçmişine, 65 bin Türkiye vatandaşına, AB başta olmak üzere ortak vizyonumuza rağmen ekonomik ilişkilerde henüz arzu ettiğimiz konumda değiliz. İkili ticaret hacmimiz 2012 yılı sonu itibarıyla 1.7 milyar dolar. Bunu şimdi aşmamız gerekiyor. Bugün değerli mevkidaşımla bunları konuştuk. Kendileri ihracatta yüzde 51 artırmayı hedeflediklerini, bizler de '2015 yılı sonu itibarıyla bunu ticaret hacmi olarak 5 milyar dolara çıkaralım' dedik. Ve bu irade eğer biz siyasetçilerde varsa bunu iş adamlarımızı da teşvik etmek suretiyle bu adımı atarsak ben inanıyorum ki bu salondaki irade 5 milyar doları 2015 sonu itibarıyla gerçekleştirir."
Bu fikre gönülden inandığını ve bunu başarmamak için hiçbir neden olmadığını belirten Erdoğan, iki ülkenin ileri teknolojide belli mesafeyi katetmiş ülkeler olduğunu ve bunun başarılabileceğini vurguladı.
Başbakan Erdoğan, Türkiye ve Danimarka'nın pek çok ülkeyi derinden sarsan ekonomik ve mali krizden en az etkilenen ülkeler arasında yer aldığını söyledi.
Türkiye'nin AB süreci
"Bölgemizde önemli çalkantıların yaşandığı, önemli belirsizliklerin olduğu bir süreçte dirençli ekonomilerimizi işbirliği yolunda daha fazla seferber etmemizin gerektiği açıkça ortadadır" diyen Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin coğrafi avantajları, yatırım, altyapı ve ulaşım imkanları, iç piyasa büyüklüğü, genç, nitelikli iş gücü ile küresel sermaye için önemli bir cazibe merkezi olduğunu belirtti.
Türkiye ve Danimarka ekonomilerinin kapasiteleri dikkate alındığında her iki ülke yatırımcıları için özellikle enerji, ilaç endüstrisi, tarım ve müteahhitlik alanlarında önemli, değerlendirilmesi gereken işbirliği imkanlarının olduğunu ifade eden Erdoğan, "Ayrıca Türkiye'nin müteahhitlik deneyiminden Danimarkalı iş adamlarının üçüncü ülkelerde ziyadesiyle yararlanabilmeleri mümkün" diye konuştu.
Müteahhitlik sektöründe Türkiye'nin Çin'den sonra ikinci ülke olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Öyleyse bu adımı müşterek olarak atma imkanımız da olabilir. Ortadoğu'ya, Asya'ya, hatta Afrika'ya, Balkanlar'a açılma noktasında Türkiye'den önemli bir merkez olarak yararlanabilmenin mümkün olduğunu hatırlatmak isterim" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin AB sürecine verdiği destekten dolayı Danimarka'ya teşekkür eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"İçinden geçtiğimiz süreçte Türkiye'nin AB'ye üyeliği gerçekten hayati derecede önem arz ediyor. Küresel finans krizinin en ağır şekilde seyrettiği Avrupa'da Türkiye dirençli bir ekonomi olarak öne çıkıyor. Türkiye'nin genç ve dinamik iş gücü, Türkiye'nin her alandaki o büyük potansiyeli Avrupa ekonomisinin mevcut gücüne daha fazla bir güç katmaya özellikle muktedirdir. Bunun yanında dünyanın değişik bölgelerinde ayrımcılığın, ırkçılığın, hoşgörüsüzlüğün ve tahammülsüzlüğün tehlikeli şekilde tırmanmaya devam ettiğini de görüyoruz. Türkiye'nin AB'ye üyeliği, ekonomik getirisi kadar ırkçılığa, ayrımcılığa, hoşgörüsüzlüğe de anlamlı bir cevap olacaktır. Şunu üzülerek ifade etmek durumundayım, küreselleşmenin her boyutuyla dünyayı küçülttüğü bir çağda yaşıyoruz. Kitle iletişim araçlarının hayatlarımızın her alanına girdiği ve dünyamızı haberle, bilgiyle şekillendirdiği bir süreçten geçiyoruz. Doğru haber ve bilginin toplumları daha da aydınlatması, ön yargıları ortadan kaldırması beklenirken maalesef bunun tersinin de zaman zaman gerçekleştiğini görüyoruz. Bilgiye ve habere ulaşmak bu kadar kolayken bakıyorsunuz toplumlar arasında, kültürler arasında ön yargılar daha da çoğalıyor, uçurumlar daha da derinleşiyor. Dünya küreselleştikçe, küçük bir köye dönüştükçe maalesef insanların birbirinden daha uzaklaştığına, birbirine daha da yabancılaştığına şahit oluyoruz."
"Medeniyetler İttifakı" süreci
Toplumların görüşmesine engel olmak için birilerinin araya duvarlar ördüğüne dikkati çeken Erdoğan, "Bariyerler koyuyorlar, engelleri derinleştiriyorlar. Bununla bir dünya aydınlatılabilir mi veya barışın egemen olduğu bir dünya inşa edilebilir mi?" diye sordu. Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Yüzyıllar boyunca çok kültürlülüğü, birlikte yaşam tecrübesini farklılıklarla hoşgörüyü en iyi şekilde harmanlamış Türkiye'nin AB'ye üye olması dünyada yükselen bu türden tehditlere karşı da bir sigorta olacaktır. İspanya ile başlatmış olduğumuz Medeniyetler İttifakı süreci aslında bunun en önemli ispatıdır. Şu anda 140'a varan ülke ve uluslararası kurumla Medeniyetler İttifakı çok ciddi bir güce ulaşmıştır. Bu gücü medeniyetler çatışması ile tehdit etmek kimsenin karına değildir. Danimarka'dan Türkiye'nin AB üyeliğini bu perspektiften de ele alarak daha güçlü şekilde desteklemesini bekliyoruz. Bu sürecin öncülüğünü bugüne kadar iş adamlarımız yaptı. Bundan sonra da iş adamlarının öncü bir rol üstlenmelerini, ikili ilişkileri özellikle sektörel bazda üstlenmelerini, ikili iş birliğini, ortaklığı daha üst seviyelere taşımalarını rica ediyoruz."
Erdoğan, iş formunun ve ziyaretinin iki ülke arasındaki ilişkinin temellerini sağlamlaştırması temennisinde de bulundu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi ve Adalet Bakanlığına yapılan saldırıları gerçekleştirenlerin eşkallerinin belirlendiğini bildirerek, "Biz bunların hiçbirine pabuç bırakmayacağız. Geri durmak, geri adım atmak veya bu süreci ertelemek, böyle bir düşünce söz konusu değildir. Kararlılıkla biz yine bu yolda yolumuza devam edeceğiz" dedi.
Erdoğan, Hollanda'ya hareketinden önce kaldığı otelden ayrılırken gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin AK Parti Genel Merkezi ve Adalet Bakanlığına yönelik saldırılara ilişkin sorusu üzerine Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'ne yapılan saldırıda merminin iki kat arasındaki kirişe isabet ettiğini, patlamanın şiddetiyle civardaki camların kırıldığını söyledi. Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bizim tesellimiz, cana bir şey olmadı. Diğer saldırıda biliyorsunuz aynı anda Adalet Bakanlığımızın, Başbakanlık otopark duvarına yakın olan bölgeden yapılan saldırı. Orada da bir vatandaşımız hafif yaralandı. Hemen hastaneye götürülüp müdahale yapıldı. Oradan taburcu edildi. Şu anda malum bir örgüt bunu üstlendi. Onun zaten eylem biçimlerini andıran bir şey. Partimize olan saldırıda kullanılan lav silahı, malzemeleriyle beraber orada ele geçirildi. Gerek parmak izleri gerekse kamera tespitleriyle kim olduğu, yani eşkal tespiti yapıldı, şu anda biliniyor. Aynı şekilde Adalet Bakanlığımıza yapılan saldırıdaki saldırının failinin de eşkali tespit edildi. O da kim olduğu biliniyor. Öyle zannediyorum ki her ikisi bunların en kısa zamanda güvenlik güçlerimiz tarafından, ben böyle inanıyorum, yakalanacaktır."
"Artık ortada güçlü bir irade vardır"
"Bu demokrasiye yapılan bir saldırıdır" diyen Erdoğan şöyle konuştu:
"Milli iradenin temsili noktasındaki en önemli kurumlar olan siyasi partilere yönelik yapılan bu saldırının başka türlü bir izahı olamaz. Kaldı ki iktidar partisine, böyle milli iradenin temsili noktasında çalışmaların yapıldığı genel merkezine yapılan saldırı ancak bununla izah edilebilir. Bunun yanında olayın bir başka boyutu da bunun Ergenekon'la olan bağlantısıdır. Geçmişte de buna benzer şeyler hep olmuştur. Türkiye ne zaman sağlıklı bir sürecin içerisine girmişse sağlıklı bir dönemi yakalamışsa böyle bir dönem içerisinde bu tür zaman zaman işte derin devletlerin, zaman zaman işte Ergenekon tipi bu tür bağlantılar ortaya çıkmış ve bu bağlantılar çerçevesi içerisinde de buna benzer eylemler hep olmuştur. Şu andaki eylem de bunun bir benzeridir."
"Artık farklı ve çözüm süreci gayreti içerisinde bulunan bir Türkiye" olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu çözüm sürecini de yine aynı şekilde engellemeye, bunu provoke etmeye çalışan bir terör örgütü ortada var. Tabii biz bunların hiç birine pabuç bırakmayacağız. Bunlardan geri durmak, geri adım atmak veya bu süreci ertelemek, böyle bir düşünce de söz konusu değildir. Kararlılıkla biz yine bu yolda yolumuza devam edeceğiz. Ama benim buradan ülkeme en önemli mesajım şudur: Tüm sivil toplum kuruluşlarıyla tüm medya kuruluşlarıyla bu sürece sahip çıkmak ve bu tür birkaç tane densiz, birkaç tane iradesini bir yerlere teslim etmiş taşeronlara biz bu süreci asla bırakmayız. Artık ortada güçlü bir irade vardır. Ortada güçlü bir AK Parti iktidarı vardır ve bu yola da aynı kararlılıkla devam edeceğimizi söylemek isterim."
"Benzer olayların geçmişte olduğunu görüyoruz"
Bir gazetecinin "Ergenekon davasından çıkan kararlarla da mı ilişkilendiriyorsunuz" sorusu üzerine Başbakan Erdoğan, şu yanıtı verdi:
"Ergenekon olayları olarak, dava daha şu anda bir defa bitmiş bir şey değil. Ergenekon ile ilgili dava bir süreçtir. Süreç şu anda devam ediyor, mütalaa ortada vardır. Mütalaa ile birlikte bundan sonra tabii mahkemenin vereceği bir karardır bu. O farklı bir olay. Ergenekon olayı bu son olay değil tabii. Bunun bir geçmişi, mazisi var. Bu maziden aldığımız zaman nasıl Susurluk türü şeyler geçmişte yaşadık, ona benzer olaylar hep olmuştur. Bu da buna benzer olaylardan bir tanesidir. Bir olay olarak, olayın anatomisi içerisinde bunu değerlendirmek durumundayız. Bunu böyle değerlendirdiğimiz zaman aynı benzer olayların geçmişte olduğunu görüyoruz, benzer bir olayı aynen bu süreçte de yaşıyoruz."
"AK Parti Genel Merkezi'ne saldırıda makam katınız hedef alınmış. Bu yönde size gelen bir ihbar ya da bilgi var mıydı" denilmesi üzerine, Başbakan Erdoğan, "Öyle bir şey yok da gelmesi de şart değil zaten. Gelmesi şart değil, daha önce birçok değişik şeyler yaşadık, gördük" diye konuştu.
Bir gazetecinin Suriye destekli olabilir mi sorusuna Erdoğan, "Hiç alakası yok" karşılığını verdi.
Erdoğan, "Bağlantıları tespit edildi mi-" sorusunu da "Önce eşkal tespiti yapıldı. Yani bunlar, yakalanıp tabii yargı önüne çıkarıldıktan sonra da sorgulamaları yapıldıktan sonra da ne olduğu, ne bittiği hepsi ortaya çıkacaktır" diye yanıtladı.
Nevruz kutlamaları
Nevruz öncesi güvenlik önlemlerine yönelik soru üzerine Erdoğan, nevruz ile ilgili tüm mesajlarını partisinin grup toplantısında işlediğini söyledi. Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu:
"Nevruza kimse gölge düşürmesin. Partim olarak biz de özellikle kadın kolları da nevruz kutlaması yapacağız. Bu bir baharın adeta çiçeklerle beraber yeşermesi bize neyi anlatıyorsa toprağın dirilişi bize neyi anlatıyorsa biz burada da sevgiyi, saygıyı, barışı, özgürlüğü bütün bunları hep birlikte, bu şekilde diriltelim ve burada sevgi olsun, saygı olsun, burada gülümseyen gözler olsun. Kan, gözyaşı bütün bunlar olmasın. Nevruz çünkü böyle anılmaz, böyle kutlanmaz. Orada şenlik olur, orada festivaller çeşitli bütün bu tür eğlenceler olur. Buna gölge kimse düşürmesin diye bu mesajlarımızı zaten verdik. Temenni ederim ki bu mesajlar çerçevesinde yarın bu nevruz kutlamalarını ülkemiz genelinde değerlendiririz."
Bir gazetecinin "Bu nevruz için farklı anlamlar da yüklendi, 'Barışın miladı olacak' diyenler de var. Beklenen mesajlar da var yine İmralı'dan. Bundan sonraki süreç için yarını nasıl değerlendirirsiniz" denilmesi üzerine Erdoğan, "Ben barışın miladından bahsetmiyorum, barışa gölge düşürülmesin diyorum. Benim ülkemde zaten barış var, benim ülkem de savaş yok. Kelimeleri iyi seçelim" diye konuştu.