Yakında tüm Türk vatandaşlarına vize kalkabilir
Polonya düşünce kuruluşu PISM, Avrupa Adalet Divanı'nın 6 ay içinde karara bağlayacağı Demirkan davasına dikkat çekerek, "Davada Almanya haksız bulunursa AB üyeleri bütün Türk vatandaşlarına vizeleri kaldırmak zorunda kalabilir" dedi.
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
BRÜKSEL - Polonya Uluslararası İşler Enstitüsü (PISM), Avrupa Adalet Divanı'nın 6 ay içinde karara bağlayacağı Demirkan davasının sonucuna göre, AB üyeleri geri kabul anlaşmasından bile faydalanamadan bütün Türk vatandaşlarına vizeleri kaldırmak zorunda kalabileceği tespitinde bulundu.
Varşova merkezli düşünce kuruluşunun "Türkiye'ye vizeleri kaldırmak: Daha Güçlü ve Güvenli AB Dış Politikası" başlıklı raporunda, Avrupa Adalet Divanı'nın (ATAD) 2013'ün ilk yarısında karara bağlayacağı Leyla Ecem Demirkan davasında Almanya'yı haksız bulmasının önemli sonuçlara neden olabileceği değerlendirmesi yapıldı. PISM raporunda, kararın Demirkan lehine sonuçlanması halinde AB üyelerinin geri kabul anlaşmasından bile faydalanamadan bütün Türk vatandaşlarına vizeleri kaldırmak zorunda kalacağı belirtildi.
Raporda, Lüksemburg merkezli ATAD'ın, hizmet sunan Türk vatandaşlarına tanınan vize muafiyetinin turistler ve yakınlarını ziyaret edenler gibi pasif hizmet alıcıları da kapsadığına hükmetmesinin Türk vatandaşlarına vize muafiyeti anlamına geleceği kaydedildi.
Polonya Uluslararası İşler Enstitüsü'nün raporunda, Avrupa Adalet Divanı'ndaki Demirkan davasında AB üyelerinin hizmet verenlerin ve hizmet alanların ayrılması gerektiğini savundukları fakat AB müktesebatında hizmet alımı özgürlüğünün hizmet sunumu özgürlüğü kapsamında değerlendirildiğine dikkat çekildi.
Raporda AB'nin Türkiye'ye uyguladığı vize rejiminin hukuki ve ekonomik açıdan sorunlu olduğu, Gümrük Birliği kapsamında malların serbest dolaşırken işadamlarının serbest dolaşamamasının adil rekabeti engellediği ve 1980 darbesini müteakip konulan vizelerin Avrupa Adalet Divanı'nın ve üye ülkelerdeki mahkemelerin birçok kararında gayrımeşru bulunduğu belirtildi.
Düşünce kuruluşunun raporunda, Türk vatandaşlarına uygulanan vize rejiminin kendisini hukukun üstünlüğünün teşvikçisi olarak gören AB'nin imajına ve güvenilir ortak algısına zarar verdiği ifade edildi.
Raporda AB üyelerine, geri kabul anlaşmasını paraflayarak iyi niyetini gösteren Türkiye'ye vize muafiyeti tanımaları ve bu yolla Ankara'yı yasadışı göçle mücadelede işbirliği için teşvik etmeleri çağrısı yapıldı.
Soysal ve Savatlı kararı
Avrupa Adalet Divanı, TIR şoförleri Mehmet Soysal ve İbrahim Savatlı'nın Berlin Eyalet Mahkemesi'ne başvurarak vize uygulamasının iptalini istemi davasında görüşünün sorulması üzerine 19 Şubat 2009 tarihli kararında, Türkiye ve Avrupa Ekonomik Topluluğu arasında imzalanan 23 Kasım 1970 tarihli Katma Protokol'ün 41'inci maddesinin, yürürlüğe girdiği tarihte vize yükümlülüğü bulunmaması nedeniyle, "Türkiye'de kurulu şirketlerde çalışan Türk vatandaşlarına hizmet sunumu için AB üyesi ülkelere girişlerinde vize şartı getirilemeyeceği şeklinde yorumlanması gereğine" hükmetmişti.
Katma Protokol'ün ilgili maddesinde, "Sözleşmeci taraflar, aralarında yerleşme hakkı ve hizmetlerin serbest icrasına yeni kısıtlamalar koymaktan sakınırlar" deniliyor.
AB Komisyonu, Avrupa Adalet Divanı'nın bu yorumu çerçevesinde geçen hafta üye ülkelere yazı göndererek, hizmet sunan Türk vatandaşlarının Almanya, Hollanda ve Danimarka'ya vizesiz girebileceklerini belirtmiş ve Schengen sınır kapılarındaki görevlilere dağıtılan el kitapçıklarının bu yönde değiştirilmesini istemişti.
Türk vatandaşlarının hizmet sunmak için vizesiz girecekleri Almanya'da 2 ay, Hollanda ve Danimarka'da 3 ay kalabileceklerini belirten AB Komisyonu, bu amaçla söz konusu 3 ülkeye seyahat edenlerin vize muafiyeti şartlarını taşıyıp taşımadıklarına sınır güvenliğinin karar vermesi gerektiğini bildirmişti.
Komisyon'a göre Almanya, Hollanda ve Danimarka'da Türk vatandaşlarına vize muafiyeti; ticari taşıtların sürücülerini, satılan bir mal ya da imzalanan bir sözleşme nedeniyle kurulum, bakım ya da onarım yapacak şirket çalışanlarını, ücret karşılığında sanatsal, bilimsel ve sportif faaliyetlerde bulunanları kapsıyor. Buna göre, Türk mimarlar, müteahhitler, avukatlar, bilgisayar uzmanları, tüccarlar, bilim insanları, eğitimciler, sanatçılar, tesisatçılar, profesyonel sporcular ve antrenörlerin ve sözleşmeli olarak herhangi bir hizmet vermek için seyahat edenlerin vizeden muaf tutulmaları gerekiyor. Hizmet sunan Türk vatandaşlarının bu durumu sınır kapılarında ispatlamaları isteniyor. Bu kapsamda Türkiye'deki ticaret odalarından ve verilecek hizmetin Avrupa'daki muhataplarından alınacak belgelerin faydalı olacağı belirtiliyor.
Demirkan davası
2007'de, 17 yaşındayken, Almanya'da yaşayan ailesini ziyaret etmek için vize talebinde bulunan fakat talebi reddedilen Leyla Ecem Demirkan'ın bu ülke aleyhine açtığı dava Avrupa Adalet Divanı'nda görüşülüyor.
Lüksemburg merkezli AB mahkemesinin muhtemelen Mart ayında açıklayacağı karar, Katma Protokol'ün 41'inci maddesinde bahsedilen, hizmetlerin serbest icrasının "pasif hizmet sunumu hakkını" (hizmet alma hakkını) kapsayıp kapsamadığını ve kapsaması halinde akraba ziyaretinin bu kapsama girip girmediğini açıklığa kavuşturacak.
Davaya taraf olan AB Komisyonu ve üye ülkeler, vize muafiyetinin hizmet alanlarını da kapsaması durumunda artık Türk vatandaşlarından vize talep edilemeyeceği ve kaos yaşanacağı görüşünü savunuyor.