”Yaklaşım makul karşılandı”
Başbakan Erdoğan ''Anadolu Kartalı'' tatbikatı ile ilgili olarak, "Türkiye güçlü bir ülkedir kendi kararını kendisi verir" ifadesini kullandı
ANKARA - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Tatbikat konusuyla alakalı olarak bunun şu anda yapılamayacağını, İsrail dışında katılan ülkelerle yapılması veya ertelenmesi konusunu söyledik. Bu yaklaşım makul karşılandı'' dedi.
Erdoğan, Irak'a gerçekleştireceği ziyaret öncesinde Esenboğa Havalimanı'nda açıklamalarda bulundu ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Terör örgütü PKK'nın üst düzey yöneticilerinin mal varlıklarına ABD'de el konulmasına ilişkin bir soru üzerine Erdoğan şunları söyledi:
''Bunlar bizim yıllar yılı konuştuğumuz konular. Terör örgütünün en önemli gelir kaynaklarından bir tanesi uyuşturucudur. Bunun Amerika ayağının bu şekilde olduğunun Amerikan yönetimi tarafından ortaya konmuş olması önemliydi. Ama bunun Avrupa ayağı var. Avrupa ayağı çok daha farklı, çok daha güçlü. Aslında Avrupalı dostlarımıza biz bunları yıllardır söylüyoruz. 'Bakın' diyoruz 'Burada böyle bir durum var. Bu işin sermaye boyutunu uyuşturucu kaçakçılığı, insan kaçakçılığı buna benzer bir çok gayrimeşru yollar teşkil ediyor. Bunların üzerinde hassasiyetle durmanız lazım'. Hatta bir zamanlar çok ciddi paralar da yakalandı ama bu paralar maalesef farklı yöntemlerle farklı yollarla yine onlara iade edilme durumuna gidildi. Temenni ederiz ki Avrupalı dostlarımız da bu yanlışı görerek gerekli tedbirleri... Bunu dondururlar mı, farklı adımlar mı atarlar, bu adımları da bekleriz.''
"Türkiye birilerinin talimatı ile karar vermez"
Erdoğan, bir gazetecinin ''İsrail'le Türkiye arasında tatbikat gerginliği yaşanıyor. Dün de İsrail'in Türkiye'ye Neronları teslim etmeyeceği bilgisi geldi. Bunları nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusuna da şu yanıtı verdi:
''Ben konuyla ilgili düşüncelerimi daha önce açıkladım. Dışişleri Bakanlığımız bir cevabı oldu. Fakat ben çok açık ve net bir şey söyleyeyim, her siyasi iktidarın kendi ülkesindeki kamuoyunun yaklaşımlarını halkının taleplerini göz önünde bulundurma mecburiyeti vardır. Bakın mecburiyeti vardır, diyorum. Ben halkımın taleplerini bir kenara koyamam halkımın talebi bu istikamettedir. Daha önce verilen eğitim çalışmalarıyla ilgili konuda bile bu hassasiyeti gösterdiler. Ama biz bu konuda Silahlı Kuvvetlerimizin de yaptığı açıklamalarla bu konudaki tavrımızı söyledik. Fakat tatbikat konusuyla alakalı olarak da bunun şu anda yapılamayacağını bunun İsrail dışındaki katılan ülkelerle yapılması veya ertelenmesi konusunu söyledik. Bu yaklaşım makul karşılandı ve böylece biz eğer yaparsak bunu sadece Türkiye olarak tek başımıza yaparız ama aksi bir halde de bizim için bu bir kıyamet değildir. Şunun bilinmesini isteriz, Türkiye güçlü bir ülkedir, kendi kararını kendisi verir. Birilerinin tavsiyesi veya birilerinin talimatı ile Türkiye karar vermez, karar almaz.''
Türkiye ile İsrail arasında Neronlarla ilgili ve başka konularda da birçok anlaşma bulunduğunu belirten Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bunun tabii uluslararası hukuk noktasında da bağlayıcılıkları var ama şu ana kadar bana gelmiş resmi bir bilgi yok. Sadece dün aldığım bir bilgi, İsrail radyosu böyle bir şey söyledi noktasında... Ben medya üzerinden bu tür konuları değerlendirmem ama bu konuda resmi bir bilgi bize ulaştığında bizim Dışişleri Bakanlığımız bu konuda çalışmalarını yapar, hukuk noktasında bu konudaki çalışmaları yaparız. Milli Savunma Bakanlığımız, Silahlı Kuvvetlerimiz biraraya geliriz, çalışmalarımızı yaparız. O zaman da bununla ilgili gerekli açıklama yapılır.''
Terör sorunu
Başbakan Erdoğan, Irak'a hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, "Irak'taki temaslarınızda PKK ile mücadelenin de gündeme geleceğini söylediniz. Bu çerçevede Mahmur kampı, terör kamplarının kapatılması gündeme gelecek mi?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Terörle ilgili olarak demokratik açılım sürecimizin en önemli başlığı diye bunu sürekli ifade ediyorum. Tabii ki terör sorununu çözmede, bu sorunu minimize etmede özellikle dağ olayının çok iyi değerlendirilmesi gerekiyor. Burada tabii ortak çalışma yapılması gereken, birinci derecede Irak'tır. Özellikle Kuzey Irak'tır. Bu konudaki çalışmalarımızı, zaten üçlü olarak Irak-Türkiye-ABD İçişleri bakanlarımızın bir araya gelmek suretiyle yaptıkları çalışmalar var biliyorsunuz. Bu güvenlik mekanizması zaten işliyor. Bunun başlama süreci 5 Kasım 2007'dir. Bizim ABD seyahatimizde o zaman ABD Başkanı Sayın Bush ile yapılan bir açıklamadır. 'PKK terör örgütü düşmanımızdır, Irak'ın da düşmanıdır, Türkiye'nin de, bizim de düşmanımızdır' diye ilan ettikleri o süreçten itibaren bir ortak çalışma başlamıştır ve burada hedefimiz, bu demokratik açılımla her şeyin çözümüdür. Terörle bir yere varılamayacağıdır ve bu konuda adımları samimi bir şekilde atacağız."
"Baykal'ı telefonla aramayı düşünüyorum"
Erdoğan, aynı gazetecinin, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, demokratik açılımla ilgili yapılacak görüşmenin kamerayla kaydedilmesi şartının hatırlatılması üzerine de şunları söyledi:
"Anamuhalefet partisinin liderine benim yazdığım mektup, bu sorularınızın cevabını zaten kapsamaktadır. Anamuhalefet partisi liderinin talep ettiği kamera konusu, vesaire zaten sizler gereğini yazıp çiziyorsunuz. Ben de çok şeyleri bu arada öğrenmiş oluyorum. Cevabımı verdiğimde zaten bu görüşmeyle ilgili, niteliği de ortada olacak.
Belki de kendilerini bir telefonla da arayıp, görüşmemizin nasıl çok daha sağlıklı olabileceği hususunu kendisiyle telefonda bir tezekkür etmeyi de düşünüyorum."
Başbakan Erdoğan, Baykal ile görüşmenin hangi tarihte yapılacağına ilişkin soruya da "Açıklayacağız" yanıtını verdi.
"Sayın Sarkisyan'ın da sıkıntıları var"
Başbakan Erdoğan, Türk vatandaşlarının başka bir ülkede haksızlığa uğradığı zaman bunu Türk milletine karşı yapılan bir haksızlık olarak değerlendirilemeyeceğini belirterek, şöyle devam etti:
"Bunlar kişisel, bireysel yanlışların bir tezahürü olarak ortaya çıkmaktadır. Zaman zaman bunların kurumsal bağlantılarının olduğunu da görüyoruz, teşhis ediyoruz. Onların üzerine de ona göre gidiliyor, gidilmektedir, gidilecektir de. Türkiye bir hukuk devletidir, bunu unutmayalım. Bir hukuk devleti olmanın da teminatı olarak bizler bu işi en sağlıklı, ciddi olarak tutabiliriz diye yasamayla, yürütme olarak, bakın bunun altını çiziyorum, biz elimizden geleni yapıyoruz. Yargı sürecine bizim bir müdahale yetkimiz yoktur. Böyle bir hakkımız da yoktur. Türkiye, kuvvetler ayrılığı prensibinden hareketle çalışmalarını sürdürüyor, sürdüreceğiz.
Dün akşamki maçla ilgili de çok spekülasyonlar oldu. Fakat Sayın Sarkisyan'ın Ermenistan'dan buraya gelişinin ne tür sıkıntılar içerisinde olduğunu eğer süreci yakından takip ettiyseniz hepiniz görürsünüz. Kendi içinde Sayın Sarkisyan'ın da sıkıntıları var. İşte dünyada diasporanın dolaştığı ülkelerde ne gibi yaklaşımlar sergilediğini gördünüz, gördük. Aynı şekilde kendi ülkesindeki muhalifleri tarafından ne gibi sıkıntılarla karşı karşıya olduğunu hep beraber izledik. Ülkemizde de maalesef buna benzer muhalif gruplar var ama bu muhalif gruplara karşı hükümet olarak elimizden gelen tüm tedbirleri aldık ve bu tedbirler alınarak da bu milli maç gerçekten gayet güzel bir hava içerisinde, bir dostluk içerisinde cereyan etti ve bizler de bu maç sebebiyle gerçekten mutluyduk."
ABD Savunma Bakanlığı Sözcüsü Geoff Morrell
Öte yandan ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü Geoff Morrell, Pentagon'da düzenlediği olağan basın toplantısında, "Türkiye'nin, İsrail ve ABD'nin de katılacağı tatbikatı son dakikada ertelemesine Pentagon'un tepkisinin ne yönde olduğuna" dair soruyu yanıtladı.
Sözcü Morrell, "Bu kararın bir tarafı olduğumuzu bilmiyorum. ABD, tatbikatın ertelenmesi için geçen hafta katılımcı ülkelerle birlikte çalıştı" diye konuştu.
"NATO'nun kilit bir müttefiki olan Türkiye ile geniş çapta askeri işbirliğine önem verdiklerini" vurgulayan Morrell, "Gelecekte daha da yakın işbirliğini teşvik etmeye her açıdan niyetliyiz. Bunun bir sonraki adımı, Türkiye ve ABD'nin 2010 yılı baharında ikili düzeyde yapmayı planladığı 'Anadolu Şahini' tatbikatı. Bu tatbikatın planlaması yeni başlıyor ve burada bir sorun beklemiyoruz" dedi.
Morrell, "ABD'nin üçlü tatbikatın ertelenmesine neden ilgi gösterdiği" sorusunu da şöyle yanıtladı:
"Türk hükümetinin, (tatbikatın) senaryosunun konseptini değiştirme kararı vardı ve bu, ABD'nin katılımına imkan vermiyordu. İsrail, tatbikatın katılımcı ülkeler listesinden çıkarılmıştı ve ABD hükümeti, herhangi bir ülke için, listeden son dakikada çıkarılmanın yakışık olmadığına inanıyor"
Morrell, "Türkiye'nin neden böyle bir karar aldığını açıklayıp açıklamadığının" sorulması üzerine de, "Bize bir açıklama yapmış olabilirler, ama İsrail'in neden katılımcı listesinden çıkarıldığını Türk hükümetine sormanız lazım" ifadesini kullandı.
Savunma Bakanlığı Sözcüsü, üçlü tatbikat için yeni bir tarih belirlenip belirlenmediğine dair bu aşamada bilgisinin olmadığını sözlerine ekledi.