Yalçıntaş: Anayasa değişikliğiyle birlikte yargı reformu gerek

İTO Başkanı Yalçıntaş yabancı yatırımcı açısından Türkiye'nin riskli ülke konumunda bulunmadığını belirtti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

SARAYBOSNA–  Türk işadamlarının bu yıl ilki düzenlenen Saraybosna İş Forumu'nda konuşan  İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş Türkiye'deki anayasa tartışmalarına ilişkin bir soru üzerine Türkiye'de anayasa değişikliğiyle beraber mutlaka ağır işleyen yargı sisteminin modernize edilerek süratli ve etkin bir hale gelmesini sağlayacak yargı reformu da olması gerektiğini, aynı zamanda zihniyetin de değişmesi gerektiğini kaydetti. Yalçıntaş, en basit alacak-verecek davasının dahi 2 yıldan evvel çözümlenmediğini ifade etti.

Referandumun siyasal istikrarsızlık yaratma riski bulunup bulunmadığına ilişkin bir soru üzerine Yalçıntaş, "Türkiye çok zor meseleleri çok başarıyla çözebilen bir ülke, bizim milletimiz çok sağduyulu, doğru teşhisler koyabilen bir millet. Ben inanıyorum ki Türkiye bu virajı da diğer virajları döndüğü gibi kazasız belasız dönecektir. Herhangi bir risk görmüyorum" dedi.

Türkiye'deki tek riskin bir istikrarsızlığa, siyasal belirsizlik ortamına sürüklenmesi olacağını söyleyen Yalçıntaş, yabancı yatırımcı açısından Türkiye'nin riskli ülke konumunda bulunmadığını belirtti.

Yalçıntaş Saraybosna İş Forumu'nun, bölgenin istikrarını sağlamlaştırma gibi bir işlev de göreceğini belirterek, Bosna Hersek'in istikrarının bölge ve Avrupa'nın istikrarı için büyük önem taşıdığını, istikrarı sağlayacak asli unsurlardan birinin de ticaret olduğunu kaydetti. Bosna'nın Türkiye aracılığıyla tüm Balkan ekonomisinde söz sahibi olabileceğini ve Bosna Hersek'e yatırım çekilmesinde de Türkiye'nin kaldıraç rolü üstlenebileceğini belirtti.Çünkü Türkiye'nin garantörlüğü, Türkiye'nin işin içinde olması şüphesiz ki diğer yatırımcıların da ilgisini çekecektir" şeklinde konuştu.

Yalçıntaş, Türkiye ile Balkanlar'ın tarihi birikim ve coğrafi konum kaynaklı değerler neticesinde ayrılmaz bir bütün olduğunu belirterek, "Türkiye, demokrasi ve refahın yaygınlaştığı bir Bosna Hersek ve bölge görmek istiyor" dedi.

Türk iş dünyası olarak, Saraybosna'nın stratejik konumunun, bölgesel ticaretin geliştirilmesi için çok önemli bir üs olduğuna inandıklarını ifade eden Yalçıntaş, Bosna Hersek'in geçtiğimiz yıllarda doğrudan yatırım yapma ortamının iyileştirilmesine yönelik birçok reform gerçekleştirdiğini, ülkeye giriş yapan doğrudan yatırımların 2006 yılında 718 milyon dolar iken, 2007 yılında 2,1 milyar dolara yükseldiğini, Bosna-Hersek'te yabancı sermaye yatırımlarının yüzde 69'unun AB ülkeleri, yüzde 31'inin ise diğer ülkeler tarafından gerçekleştirildiğini kaydetti.

"Bürokrasinin basitleşmesi gerek"

Bosna Hersek'teki yatırım ortamında düzeltilmesi gereken yönler de bulunduğuna işaret eden Yalçıntaş, bürokrasinin biraz daha basitleştirilmesi gerektiğini vurguladı.

Bosna Hersek'teki yatırım fırsatlarına da değinen Yalçıntaş, öncelikle turizm tesisleri ve oteller alanında çok büyük bir potansiyel bulunduğunu ve bu alanda fazla yatırım bulunmadığını söyledi.

Kişi başına düşen su kaynağı açısından Bosna'nın dünya birincisi veya ikincisi konumunda bulunduğunu ve ülkenin ciddi anlamda bir hidroelektrik potansiyeline sahip olduğunu belirten Yalçıntaş, aynı zamanda eski Yugoslavya döneminde ciddi bir sanayi üssü olan ülkenin, yeniden sanayileşme için ciddi bir altyapısı bulunduğunu, bu altyapıyı modernize edecek ve gerekli pazarlama kanallarını oluşturacak yatırımcılar için önemli fırsatlar sunduğunu, hizmetler ekonomisinde de bir boşluk bulunduğunu anlattı.

Forumda yabancı yatırımcılara sunulacak fizibiliteleri yapılmış 157 projenin büyük bir kısmının Bosnalı işadamlarına ait olduğunu ancak aralarında Sırbistan'ın da bulunduğu bölge ülkelerinden gelen projeler de bulunduğunu söyleyen Yalçıntaş, Türkiye'nin kendi inisiyatifiyle yabancı yatırımları bu bölgeye çektiğini belirtti.

Bu konularda ilginizi çekebilir