”Yargılama safhaları tefrikaya döndü”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM'deki Grup Toplantısında Ergenekon soruşturmasını değerlendirdi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

ANKARA - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ergenekon soruşturması ve yargılama safhalarının parça parça sürdürüldüğü tefrikaya dönen hukuki süreçlerin, kamuoyunda sürekli tartışılan bir huzursuzluk kaynağı haline geldiğini ifade etti.

Bahçeli, TBMM'deki Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, soruşturma ve yargılama safhalarının parça parça sürdürüldüğü tefrikaya dönen hukuki süreçler, kamuoyunda sürekli tartışılan bir huzursuzluk kaynağı haline geldiğini ifade ederek, şunları söyledi:

"Hukukun siyasi amaçlara alet edildiği, adaletin siyasi iktidar tarafından korku, baskı ve yıldırma silahı olarak kullanıldığına dair endişeler toplumumuzda giderek yaygınlaşmaktadır. Herkes Türk adaletine güvenmeli ve hukuki süreçlerin sonuçlarını soğukkanlılıkla beklemelidir. Ancak, bu süreçlerin zamana yayılarak sürekli gündemde tutulmaması, adil yargılama ilkesine uygun olarak biran önce tamamlanması da toplumsal güven ve huzur açısından büyük önem taşımaktadır.

Beklentimiz, suç ve suçluyu tasnif ederken masum olabilecek insanların haysiyetlerini incitecek davranışlardan uzak durulması, adli uygulamaların elbette ki hukuka uygun ve ancak insani ölçüleri de dikkate almasıdır.

Aksi tutumların devamı halinde adalet siyasetin ve ideolojik çekişmelerin gölgesinde kalarak güven kaybedecektir. Bugün geldiğimiz noktada bu hususların tüm ilgili taraflarca anlaşılması ve değerlendirilmesi, bir zorunluluk halini almıştır."

"Türkiye ile Ermenistan arasındaki sınırı açmaya hiç kimsenin gücü yetmeyecek"

Bahçeli, konuşmasında Türkiye-Ermenistan ilişkileri üzerinde de durdu. Komşu devlet ve toplumlarla karşılıklı hakların korunduğu dengeli ve saygılı ilişkilerin kurulmasının önemine işaret eden Bahçeli, bu ilişkilerde belirleyici olanın ön yargı ve husumetlerin ortadan kaldırılması, ülkelerin birbirlerinin menfaatlerine saygı göstermesi olduğunu söyledi.

AKP zihniyetinin şartları tersine çevirdiğini, Türkiye'yi, sorunları çözme noktasında Ermenistan'la ilişki kurmaya ve ilk adımı atmaya mecbur hale getirdiğini savunan Bahçeli, kamuoyuna aktarıldığının aksine, Ermenistan'la hasmane bir ilişkinin bulunmadığını bildirdi.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, yönelttikleri sorulara Hükümet tarafından verilecek cevabın  "evet" olması halinde Ermenistan ile kurulacak ilişkilerin önünün açılmasında hiçbir endişe taşımaya gerek olmadığını söyledi. Bahçeli, şöyle konuştu:

"Ancak soruların karşılığı, 'hayır' cevabı olması halinde büyük bir tarihi mirasın emanetçisi olan Türkiye'nin, Ermenistan'ın peşinden koşmasının ve ilişkilerin düzeltilmesi için ricacı konumuna sokulmasının ne siyasi ne ahlaki ne meşru ve ne de anlaşılabilir bir izahı ve gerekçesi olacaktır.

Hükümeti uyarıyorum: Ermenistan'a olan yaklaşımınız tıpkı, Kıbrıs'ta Rumlarla, Irak'ta aşiret reisleri ile olduğu gibi haysiyet kırıcıdır, onurumuzu zedeleyicidir ve büyük milletimizin asla hak etmediği bir seviyesizliktir.

Milliyetçi Hareket Partisi, ülkemizde maalesef soykırım özürcülerinin zuhur ettiği bu dönemde; gelişmelerden kaygı duyarak infiale kapılan Azerbaycanlı soydaşlarımızın haklı ve yerinde hassasiyetini ve endişelerini sonuna kadar paylaşmakta ve bu yüksek şuurun tecellisinden iftihar etmektedir.

Bilinmelidir ki soykırım yalanına dayalı iddialarından vazgeçilmedikçe, işgal altında tutulan Dağlık Karabağ bölgesi Azerbaycan'a iade edilmedikçe ve Türkiye üzerindeki toprak taleplerinden dönülmedikçe Türkiye ile Ermenistan arasındaki sınırı açmaya hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. Yeter ki Türk milleti uyanık ve kararlı olsun."

Uygulanan teslimiyetçi politikalarla ülkenin saygınlığını her geçen gün yitirdiğini ifade eden Bahçeli, "Türkiye'nin en büyük talihsizliği, bu çok kritik bir dönemde ehliyetten, liyakatten, vizyondan, milli duruştan yoksun kadrolar tarafından yönetiliyor olmasıdır. Türkiye'nin bugün yaşadığı en temel sorunu budur. Türkiye savaş mağlubu bir ülkenin düştüğü çaresizliğe eşdeğer bir teslimiyetin içine girmiştir. Zafer, başarı, itibar kazanma, saygınlık adı altında maskelenmeye çalışılan bu sonucun müsebbibi Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetidir" dedi.