Yem sektöründe GDO kaosu başladı

GDO’lu yem ithalatında şimdi de ceza sorumluluğu ve “büyükler küçüklerden rahatsız” tartışması yaşanıyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ALİ EKBER YILDIRIM

İZMİR - Yem sektöründe Genetiği Değiştirilmiş Organizmalı (GDO) ürünlerden kaynaklanan büyük bir kaos yaşanıyor. Özellikle Amerika’dan ithal edilen GDO’lu mısır ve soyada yapılan analizlerin yarattığı karmaşa, yem sanayicilerini hapis cezası ve ağır para cezası riski ile karşı karşıya bırakıyor. 

Biyogüvenlik Kurulu tarafından yem amaçlı olarak genetiği değiştirilmiş 3 soya ve 16 mısır geninin ithalatına izin veriliyor. Ancak ithalatı yapan firmaların “genetiği değiştirilmiş ürün” diye beyan etmelerine, rağmen yapılan analizlerde GDO çıkmaması, izin verilmeyen genlerin de ithal edilebileceği endişesi doğurdu. 

Yem amaçlı 3 soya ve 16 mısır geninin ithalatı için Biyogüvenlik Kurulu’ndan izin alan Türkiye Yem Sanayicileri Birliği (TÜRKİYEM-BİR), Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na başvurarak ithal edilen ürünlerden doğacak sorumlulukları kabul edemeyeceklerini bildirdi. Birlik Başkanı Ülkü Karakuş imzası ile Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü’ne gönderilen yazıda, GDO’lu ürünlerin ithalatında özellikle denetim konusunda yaşanan sorunların sorumlusu olmak istemediklerini ve üyelerinin ağır para cezaları ve hapis cezası almamaları için gerekli önlemlerin alınması isteniyor. 

Yem sanayicileri sorumluluk istemiyor 

TÜRKİYEM-BİR’in yazısında, GDO’lu ürünlerin ithalatında bu ürünleri üreten firmaların Biyogüvenlik Kurulu’na başvurması gerekirken başvurmadıklarını, yem sektöründe yaşanan sorunun aşılması için Yem Sanayicileri Birliği İktisadi İşletmesi’nin başvurmak zorunda kaldığı belirtilerek şu ifadelere yer verildi: “GDO’lar konusunda Türkiye’de bir çıkmaz oluşmuştur. Türkiye yem ve hayvancılık sektörünün ihtiyaçlarının acilen karşılanması için, bakanlığımızın yol göstermesi ve yardımları sonucunda birliğimiz iktisadi işletmesinin başvurusuyla yem amaçlı kullanılmak üzere, genetik yapısı değiştirilmiş 3 adet soya ve 16 mısırın ithaline izin verildiği malumlarıdır. Biyogüvenlik Kanunu’nun ilgili maddeleri uyarınca GD ürünlerin ithalat, dağıtım ve kullanımı esnasında doğabilecek ihlallerden başvuru sahibi sorumlu tutulmaktadır. Ancak, biyogüvenliğin sağlanması, risk yönetim planının uygulanması gibi gereklilikleri sağlamada, birliğimiz iktisadi işletmesi yeterli teknik donanım ve ekibe sahip değildir.” 

Amerika’dan 700 bin tonun üzerinde DDGS (biyoetanol üretiminde kullanılan mısırın atığı) ve mısır grizi siparişi verildiği belirtilen yazıda şöyle denildi: “ABD’de üretilen mısırların yaklaşık yüzde 92’sinin GDO’lu olduğu, ABD’de onaylı 38 genetiği değiştirilmiş mısır çeşidinin gelişi güzel biyoetanol üretiminde kullanıldığı ve bu nedenle yan ürün olarak açığa çıkan DDGS ürününde ülkemizde onaylanmamış genetiği değiştirilmiş mısırların bulunma olasılığının çok yüksek olduğu herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Buna rağmen eylülde ilk partisi gelen bu ürünlerin analiz sonuçlarının GDO’suz olduğu şeklinde açıklanması, sektörümüzde büyük bir şaşkınlık ve güven bunalımına yol açmıştır.” 

TÜRKİYEM-BİR, akredite laboratuvarlarının sonuçlarında hata olması durumunda, yem üreticilerinin GDO’lu ürünleri GDO’suz varsayıp satın alacağını ve etiketlerinde GDO beyanı yapmayacaklarını hatırlatarak, “Ayrıca bakanlığımızın izleme raporlarına bu hammaddeler GDO’suz kabul edildiği için bilgi göndermeyeceklerinden dolayı risk raporunda yer almayacaktır ve en önemli konu olan izlenebilirlik sağlanamayacaktır. Sonrasında herhangi bir üyemize Tarım İl Müdürlüklerince yapılacak denetimler sonucunda sözü geçen ürünlerden kaynaklı GDO tespit edilmesi halinde üyelerimiz ciddi para ve hapis cezaları ile karşı karşıya kalacaklardır” uyarısında bulundu. 

GDO’lu diye beyan edilen ürün GDO’suz çıktı 

Yem fabrikalarının ithalatçılardan veya aracılardan GDO’suz diye satın alıp kullandığı ürünlerde GDO çıktığı, aynı şekilde onaylı GDO’ları içerdiği belirtilen ürünlerde ise onaysız GDO’ların yemlerden alınan numunelerdeki analizlerde ortaya çıktığı haberlerinin kendilerine ulaştığı vurgulanan yazıda şu görüşlere yer verildi: “Bakanlığımız talimatı uyarınca mısır türevi ürünlerde yüzde 20 GDO analiz sıklığı uygulanmaktadır. Bu durumda bu ürünlerin sadece yüzde 20’sinin kontrol edildiği geri kalanının sadece evrak kontrolü ile ülkemize girebildiği ve analiz hataları olasılığına karşın yüzde 80’lik bir riskin bulunduğu aşikardır.” Yazıda, analiz sıklığının yüzde 100'e çıkarılması istendi. 

DÜNYA’nın edindiği bilgilere göre, özellikle mısırdan elde edilen DDGS (biyoetanol atığı) ve mısır kepeği ithalatında büyük sorunlar yaşanıyor. İthalatçıların GDO’lu diye beyan ettikleri ürünler laboratuvar analizlerinde GDO’suz çıkarken, izin verilmeyen genlerin de ithal edildiği iddiası sektörde kaosa neden oluyor. İzmir, Mersin ve Bursa’da 3 firmanın ithal ettiği GDO’lu ürünler yapılan denetim sonucunda ülkeye önce girişine izin verildi. Ancak bir süre sonra “hakkınızda ihbar var” denilerek yapılan baskınla üründen numune alınarak depoları mühürlendi. 

Deposu mühürlenen bir firma yetkilisi, kendilerinin ilk kez böyle bir ürün ithal ettiğini belirterek şu açıklamalarda bulundu: “Türkiye’ye yılda 3 milyon tona yakan soya ithal ediliyor. Bunun da büyük bölümünü dev firmalar yapıyor. Fakat nedense hep mısır DDGS’i üzerinde duruluyor. Bu işi yapan büyük firmalar, hem politik olarak hem ticari olarak güçlerini kullanarak başka aktörlerin bu işe girmelerini istemiyor. Biz ithalata başlamadan önce mısır DDGS’in tonu Türkiye’ye 420 dolara giriyordu. İthalatçı sayısı artınca 300 dolara kadar düştü.”

Bakanlıkta toplantı 

DÜNYA’nın edindiği bilgiye göre TÜRKİYEM-BİR’in Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na yazılı olarak başvurması ve endişelerini dile getirmesi üzerine geçtiğimiz günlerde bakanlığın daveti ile Ankara’da bir toplantı yapıldı. Toplantıya Cargil, Bunge, Nobel, Torunlar, Tiryaki Agro gibi dev firmaların da yer aldığı birçok ithalatçı firma yöneticisi ve birlik yöneticileri ile bürokratlar katıldı. Bazı firmaların temsilcilerinin ise bu toplantıya davet edilmemesi dikkat çekti. Toplantıda ABD’de genetiği değiştirilmiş 38 mısır geni olduğu, Türkiye’de ise izin verilen 16 mısır geni olduğu belirtilerek, izin verilmeyen genlerin de Türkiye’ye girebileceği endişesi dile getirildi. İzin verilmeyen genlerin ülkeye girmemesi için analiz sıklığının yüzde 20’den yüzde 100’e çıkarılması istendi.

12 yıla kadar hapis cezası var 

Biyogüvenlik Yasası’na göre, GDO ve ürünlerini yasa hükümlerine aykırı olarak ithal eden, üreten veya çevreye serbest bırakan kişi, 5 yıldan 12 yıla kadar hapis ve 10 bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılıyor