Yeni hikâyenin mihenk taşı: Türkiye Varlık Fonu

Erol GÜRCAN / Gedik Yatırım

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

2013 yılının ilk yarısında, yatırım yapılabilir ülke notuna sahip olmak üzereyken ve yurt dışı basının Türkiye’yi parlayan yıldız olarak nitelendiği günlerde, herhangi birine yaklaşıp Mayıs 2013’ten bugüne yaşanan stres ve oynaklıklara neden olan iç-dış gelişmeleri tek tek anlatsaydık, yüksek ihtimalle Türkiye Ekonomisinin ve piyasaların mevcut seviyelerde olacağını hiç kimse tahmin edemezdi. Bu, Türkiye Ekonomisinin ne kadar güçlü temellere dayandığının ve dirençli olduğunun açık bir göstergesi. 15 Temmuz gecesi yaşanan olayların vahametini ve devamındaki normalleşme sürecinin hızı da bu anlamdaki bir diğer somut delil.
Yaklaşık bir ay öncesine kadar iç piyasaların dışarıdan olumlu ayrışabilmesi için yeni bir hikâyeye duyulan ihtiyaç dile getirilmekteydi. 15 Temmuz’da görülen kabusun ardından birçok fırsat penceresi açılmış olup; ekonomi yönetimi ve ilgili politika yapıcılar attıkları adımlarla finansal piyasaların aradığı hikâyeyi yaratmaya başladı. Ulusal Varlık Fonu (UVF) konusu da bana göre bu yeni hikâyenin en kıymetli parçalarından biri. UVF’ler en kaba tabiriyle devletin, bireysel yatırımcı ya da hedge fon gibi piyasada ve ekonomide aktif olarak yatırım yapmasını sağlamakta. Sanılanın aksine, cari açık veren, fon kaynağı petrol&doğalgaz gibi emtia ihracatına dayanmayan ve mütevazi sermayelerle kurulup ciddi boyutlarda aktif büyüklüğüne ulaşan çok sayıda ülke varlık fonu bulunmakta. Başlangıçta kamu kaynakları ve çeşitli fonlardan aktarmalarla oluşturulacak Türkiye Varlık Fonu’nun kaynağı temelde özelleştirme gelirleri, kamu kuruluşlarındaki atıl kaynaklar, çeşitli fonlardan aktarmalar olacak ve zamanla kendi kaynağını yaratan bir yapıya dönüşecek. Kamu sektörü hâlihazırda çeşitli ve büyük bir varlık portföyü ile büyüyen fon pazarına sahip olsa da bunların kapsamlı bir üst fonda birleşmesinin yaratacağı çarpan etkisi oldukça kıymetli. Bu sayede stratejik öneme sahip, teknoloji ağırlıklı, büyük ölçekli ve uzun vadeli yatırımlar için ucuz finansman imkânı sağlanmış olacak. Güçlü bir Ulusal Varlık Fonunun bulunması, büyüme ve finansal istikrara önemli bir destek sağlayıp; ülke tasarruflarının büyüklüğünü ve gücünü görünür kılarak piyasalarda güven ortamını yaratacak ve ülkemizin uluslararası kredibilitesinin artmasını sağlayacak.

Türkiye, G-20 ülkeleri arasında UVF olmayan tek ülke. Hedeflenen çerçevede kurulacak ve yönetilecek bir UVF; katma değer yaratan, uzun vadeli, plânlı ve stratejik yatırım politikalarına duyulan ihtiyacın önemli bir karşılığı olacak.