Yenilenebilir enerji kaynaklarının tanıtımı için yeşil bina uygulaması

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Serdar İSKENDER / Makina Yük. Müh./TÜTEV Enerji Danışmanı

Enerji, ekonomik ve sosyal kalkınmanın en temel girdilerindendir. Bir ülkenin yaşam standartlarını yükseltebilmesi, o ülkenin ihtiyaç duyduğu enerjiyi kendi kaynaklarını kullanarak sağlamasına bağlıdır. Kendi kaynaklarını kullanarak enerji ihtiyacını karşılayabilen ülkeler, gerçek anlamda bağımsız olabilmektedirler.

Dünya enerji tüketimi incelendiğinde, petrol, doğal gaz ve kömür gibi fosil yakıtların ezici bir hakimiyeti olduğu görülecektir. Fosil yakıtlar tükenir kaynaklardır ve çevreye geri dönüşü olmayan zararlar vermektedirler. Fosil yakıtların kullanımı sonucu ortaya çıkan sera gazı emisyonları, tüm dünyada iklimlerin değişmesine, buzulların erimesine, sel baskınlarına neden olmaktadır. Tüm dünyada Hidroelektrik, rüzgar, güneş, jeotermal, biomas, dalga, biyoyakıt gibi yeni, yenilenebilir, çevreci enerji kaynaklarının kullanımlarının arttırılmasına yönelik önemli çalışmalar yapılmasına rağmen, bu kaynakların kullanımı dünya toplam enerji ihtiyacının ancak yüzde 5'ini karşılayabilmektedir. Sera gazı emisyonu çıkarmayan nükleer enerji ise dünya enerji ihtiyacının yüzde 6'sına ulaşmış durumda. Yenilenebilir enerji kaynaklarıyla, nükleer enerji, tüm dünyanın toplam enerji ihtiyacının yüzde 10-12'sini karşılayabiliyor. Dünya enerji ihtiyacının yüzde 90'a yakını fosil yakıtlardan sağlanıyor.

Gelişmiş ülkeler, 2020 yılına yönelik enerji politika ve stratejilerinde yenilenebilir enerji kaynakları kullanımının arttırılmasına büyük önem vermektedirler. 2020 yılında, toplam enerji tüketimindeki yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanım oranını AB yüzde 20'ye, ABD yüzde 15'e ve Çin yüzde 20'ye çıkarmayı planlanmaktadır. Bu hedefe ulaşabilmek içinde yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı enerji politikalarının temeline yerleştirilmekte ve kullanımları teşvik edilmektedir.

Ülkemiz enerjide dışa bağımlı bir ülke konumundadır. Kullandığı enerjinin yüzde 76'sını ithal eden ülkemizin, enerji tüketiminde fosil kaynaklar önemli bir yer tutmaktadır. Petrol ihtiyacımızın yüzde 92'sini, doğal gaz ihtiyacımızın da yüzde 99'unu ithalat yoluyla karşılamaya devam ediyoruz. İthal ettiğimiz doğal gazın yaklaşık yüzde 65'ini Rusya'dan alıyoruz. En tehlikelisi de, ithal ettiğimiz doğal gazın yüzde 55'ini elektrik üretiminde kullanıyoruz. 2010 yılında doğal gazdan elektrik üretimi yüzdesinin daha da yukarı çıkması bekleniyor. 2008 ve 2009 yıllarında yaşanan küresel finansal kriz nedeniyle tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de enerji yatırımları yavaşlamış ve durma noktasına gelmişti. Küresel kriz döneminde, enerji talebindeki düşüş nedeniyle enerji yatırımlarındaki yavaşlamanın etkisi hissedilmemiştir.

Fosil kaynaklar açısından fakir olan ülkemiz, yenilenebilir enerji kaynakları açısından değerlendirildiğinde, önemli bir potansiyele sahiptir. Yenilenebilir enerji kaynakları potansiyelimiz ise uzun zamandır değerlendirilmeyi bekliyor. Hidroelektrik potansiyelimizin yüzde 65'i, rüzgar ve jeotermal potansiyelimizin ise yüzde 95'ini elektrik üretiminde kullanamıyoruz. Birkaç küçük uygulama dışında güneşi kullanarak elektrik enerjisi üretmiyoruz. Ülkemizde yeni, yeşil, çevreci, yenilenebilir enerji kaynaklarının tanıtılması ve özendirilmesi gereklidir. Bu amaçla, ilköğretim çağından başlayarak halkımız yenilenebilir enerji kaynakları konusunda bilinçlendirilmelidir. Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının, toplumumuzun farklı kesimleri tarafından anlaşılabilmesi için yeşil bina uygulaması kullanılabilir.

Yeşil bina uygulamasında, aydınlatma için güneş panellerinden elde edilecek elektrik enerjisi, binanın elektrik ihtiyacı için de rüzgar enerjisi kullanılabilecektir. Güneş ve rüzgar enerjisi kullanılarak üretilen elektrik enerjisi, kışın ısıtma, yazın soğutma amacıyla kullanılacaktır. Ayrıca, binada toprak kaynaklı ısı pompasıyla, toprak ısısı ile ısıtma ve soğutma yapılabilecektir. Yazın üretilen fazla ısı toprakta depolanarak, kışın ısıtma için kullanılacaktır. Bina çatısına yerleştirilen gün ışığını kullanan aydınlatma sistemleri ile özellikle kış aylarında kapalı günlerde, binada elektrik kullanmadan aydınlatma sağlanabilecektir. Yapılması planlanan yeşil binanın en önemli özelliği, yeşil binadan çevreye sera gazı salınımının, eşdeğer bir binaya göre yüzde 80 oranın da daha düşük olmasıdır. 

Yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanarak kendi enerjisini üretebilen ve çevreye verilen sera gazı salınımlarının çok düşük seviyelerde tutulabildiği yeşil bina uygulamasıyla, başta ilköğretim öğrencilerinden başlayarak, farklı eğitim seviyelerindeki halkımız, yenilenebilir enerji kaynakları konusunda görsel olarak eğitilebilecektir. Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı konusunda halkımızın eğitilmesi, bilinçlendirilmesi, yerli, temiz, çevreci ve yerel olan yenilenebilir enerji kaynaklarımızın kullanımının arttırılmasına yardımcı olacaktır. Yenilebilir enerji kaynaklarımızın enerji üretimindeki payının artmasıyla, ülkemizin enerji alanında dışa bağımlılığının da önüne geçilebilecektir.

Bu konularda ilginizi çekebilir