Yenilenebilir enerji nasıl desteklenmeli?
Serdar TAŞDÖKEN / Vergi Müfettişi (E. Maliye Müfettişi)
Gün geçtikçe artan elektrik talebi ülkemizin dış ticaret açığının hemen hemen yarısını oluşturan enerji faturasının artmasında önemli bir rol oymaktadır. Cari işlemler açığının finanse edilebilmesine yönelik endişelerin artmış olması ve enerji alanında dışa bağımlılığımız sürdürülebilir büyüme açısından enerji piyasasındaki mevcut dengenin sürdürülebilirliğini sorgulanır hale getirmiştir.
Diğer bir taraftan enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesinde çevreye duyarlı bir tutum takınılması da ayrıca önem arz etmektedir. Özellikle 2011'de Japonya'da gerçekleşen deprem ve tsunami sonucunda Fukushima Daiichi Nükleer Santrali'nde meydana gelen radyoaktif sızıntı ve bu sızıntının çevre üzerinde yaratabileceği olumsuz etki ülkemiz için de alternatif enerji kaynağı olarak düşünülen nükleer enerjiyi tartışmalı bir noktaya taşımış, çevreci ve güvenli enerji kaynaklarına olan mevcut ilgiyi daha da arttırmıştır.
Ekonomik büyüme ile paralel olarak enerji ihtiyacı artan ülkemiz, yukarıda belirttiğimiz hassasiyetleri de göz önünde bulundurarak, muhtelif enerji politikaları uygulamaya koymuş ve seçimlerini petrol, doğalgaz gibi dışa bağımlılığı arttıran enerji kaynakları yerine yenilenebilir enerji kaynaklarına yöneltmiştir.
Yenilenebilir enerjiye sağlanan destekler
Yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik olarak halihazırda uygulanan desteklere bakıldığı zaman, bu desteklerin yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretim tesislerinin ihtiyacı olan arazi tahsisinden, bu tesislerde üretilen elektriğin sabit fiyattan alınmasına uzanan geniş bir çerçevede şekillendiğini görmekteyiz.(3) Bu enerji kaynağının kullanımına yönelik sağlanan destekler ise başlıca;
- 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun uyarınca uygulamaya konulan Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması (YEK) çerçevesinde üretilen elektriğin sabit fiyattan alınması,
- Otoprodüktör olarak tanımlanan ve esas olarak kendi elektrik enerjisi ihtiyacını karşılamak üzere elektrik üretimi ile iştigal eden tüzel kişilerin ihtiyaç fazlası elektrik enerjisi üretiminin dağıtım şirketlerince alınması zorunluluğu,
- Üretim tesislerinde yerli ürün kullanımı halinde sağlanan ilave fiyat desteği,
- Üretim tesislerinin arazi ihtiyaçlarına yönelik sağlanan destekler,
- Yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesisi kurmak üzere lisans almak için başvuruda bulunan tüzel kişilerden lisans alma bedelinin yüzde biri dışında kalan tutarı tahsil edilmemesi ve yerli doğal kaynaklar ile yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesisleri için ilgili lisanslara derç edilen tesis tamamlanma tarihini izleyen ilk sekiz yıl süresince yıllık lisans bedeli alınmaması
- "Biyodizel" ve "biyoetanol" isimli malların yerli tarım ürünlerinden elde edilmiş olması kaydıyla 5/6/2006 tarih ve 2006/11202 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'nın 1'inci maddesi ile, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu'na ekli (I) sayılı listenin (A) cetvelinde yer alan ve G.T.İ.P. numaraları 8 ve 13 seri no.lu genel tebliğlerde belirtilmiş benzinle harmanlanması halinde tanınan %2'lik bir Özel Tüketim Vergisi istisnası,
olarak sıralanabilir.
Söz konusu destek unsurları incelendiğinde mevcut destek sisteminin esas itibariyle talep öncelikli olarak tasarlandığını söyleyebiliriz. Nitekim bu destek unsurlarının en önemlilerinden olan YEK destek mekanizması, sisteme dahil üreticiler tarafından sunulan elektriğin sabit bir fiyattan alınmasını öngörerek üreticileri fiyat dalgalanması riskine karşı korumakta, elektrik üretim tesisinde yerli aksam kullanılması halinde taahhüt edilen sabit fiyatı bir miktar arttırarak da yerli aksam kullanımını özendirmektedir.
Bu noktada üzerinde durulması gereken husus politika belirleyiciler tarafından tasarlanan desteklerin, ÖTV istisnası ve yatırım yeri tahsisi dışında, yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimi yapan tesislerin üretim maliyetlerini azaltacak bir yapı oluşturmakta yetersiz kalma ihtimali taşımasıdır.
Yenilenebilir enerji nasıl desteklenmeli?
Konuya yenilenebilir enerji kaynakları özelinde bakmadan önce, herhangi bir alanda uygulanacak destek mekanizmasının nasıl tasarlanması gerektiği konusunun üzerinde durulması gerekmektedir. Bilindiği üzere, ekonomide uygulamaya konulan her bir destek unsuru piyasa işleyişini bozucu bir etkiyi bünyesinde barındırır. Bu nedenle, destek mekanizmaları tasarlanırken göz önünde bulundurulması gereken başlıca ilkelerden bir tanesi, piyasa işleyişini bozacak ve piyasada faaliyet gösteren diğer ekonomik birimlerin haksız rekabete maruz kalmasını önleyecek uygulamalardan kaçınılmasıdır.
Bu konuda yine bilinen başka bir unsur ise destek mekanizmalarının gelir dağılımı üzerindeki bozucu etkileridir. Ekonomide desteklenen alanda faaliyet gösteren birimlerin diğer alanlarda faaliyet gösteren ekonomik aktörlere kıyasla daha avantajlı konumda bulunduğu ve yararlandıkları destek unsurunun mahiyetine göre de ülke içinde üretilen hasıladan daha fazla pay almaları karşılaşılabilinecek durumlar arasında bulunmaktadır.
Uygulamaya konulan destek mekanizmasının etkili olabilmesi içinse önemli olanın destek unsurlarının miktarsal olarak çokluğunun değil yatırımcıların söz konusu alan için beklenti içinde oldukları kar olduğu açıktır. Diğer bir ifadeyle hiçbir yatırımcı kar etmeyeceği bir işe sadece destekleniyor olması nedeniyle yatırım yapmayacaktır.
Bir alanın desteklenmesine yönelik karar alınmadan önce o alanın ekonomi için ifade ettiği anlam objektif bir şekilde belirlenmeli ve yukarıda belirttiğimiz unsurlar da göz önünde bulundurularak hakkaniyete en uygun yapı uygulamaya konulmalıdır.
Destekleme mekanizmasının tasarlanmasına ilişkin göz önünde bulundurulması gereken ilkelere kısaca değindikten sonra bu ilkelerin yenilenebilir enerji kaynaklarının desteklenmesi açısından nasıl değerlendirileceği önemli bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır.
Yukarıda neden yenilenebilir enerji kaynaklarının desteklenmesi gerektiğine kısaca değinmiştik. Şimdi cevaplandırılması gereken sorulardan bir tanesi bu alana ne kadarlık bir destek sağlanması gerektiği bir diğeri ise sağlanacak desteğin hangi biçimde tasarlanması gerektiğidir. Birinci soruyu cevaplandırmadan önce yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen elektrik üretiminin 2010 yılı itibariyle HES'ler hariç toplam elektrik üretimi içindeki payının %3 civarlarında olduğunu belirtmek desteklenecek alanın büyüklüğünü ortaya koymak açısından faydalı olacaktır.
Yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimi yapan işletmeleri diğer elektrik üretimi yapan işletmelere kıyasla dezavantajlı duruma düşüren başlıca etmen elektrik santrali kurulum ve işletme maliyetleridir. Kanaatimizce adil bir destekleme mekanizmasından beklenen yenilenebilir enerji kaynağına dayalı üretim yapan işletmeler ile diğer işletmeler arasındaki maliyet farklılıklarını ortadan kaldıracak bir yol izlemesi ve bu yolla piyasada faaliyet gösteren işletmelerin, işletmelerin kendilerine munhasır özelliklerinden kaynaklanan maliyet avantajları hariç olmak üzere, benzer bir maliyete katlanmasını sağlamaktır. Halbuki mevcut destekleme mekanizması sabit fiyat taahhüdü içermekte bu durum ise piyasadaki elektrik fiyatlarının taahhüt edilen sabit fiyatların altına düşmesi halinde haksız rekabet oluşumuna sebebiyet verebilecektir. Ayrıca ilerleyen süreçte kurulum ve işletme maliyetleri de düşebileceği için bu alanda faaliyet gösteren yatırımcılara reel anlamda arzu edilenden daha yüksek bir destekleme yapılmış olunabilecektir.
Bu nedenle yenilenebilir enerji kaynaklarının desteklenmesinde sabit fiyat taahhüdü yerine elektrik fiyatlarına dayalı bir prim sisteminin uygulamaya konulmasının yerinde olacağı düşünülmektedir. Basit bir bakış açısıyla destek olarak sağlanacak prim miktarı yenilenebilir enerji miktarından elde edilen elektrik maliyeti ile diğer enerji kaynaklarından elde edilen elektrik maliyeti arasındaki farkı ortadan kaldıracak nitelikte ve elektrik piyasasında oluşan fiyatın belli bir yüzdesini içerecek şekilde belirlenebilir.
Burada değerlendirilmesi gereken bir diğer husus bu alanda yapılabilecek kurulum ve işletme maliyetlerinin düşürülmesidir. Mevcut sistemin talep odaklı olduğu ve bir iki istisna haricinde yatırım maliyetlerini hafifletici nitelikler taşımadığını belirtmiştik. Bu alanda da yatırım finansmanında kullanılacak krediler üzerindeki mali yüklerin azaltılması olumlu bir adım olacaktır. Nitekim 11.01.2012 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu Kesintileri Hakkında Karar'da yer alan elektrik enerjisinin ithalatının finansmanı amacıyla kullandırılacak krediler ve elektrik enerjisi ithalatından Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu kesintisi yapılmayacağına ilişkin karar güzel bir örnek oluşturmaktadır. Benzer bir şekilde yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretecek yatırımcıların elektrik üretiminin finansmanında kullanmak üzere yurtdışından sağlamış oldukları krediler için de Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu kesintisi yapılmaması yönünde bir düzenleme yapılabilir. Bu alanda alınabilecek bir diğer önlem ise 2099/15199 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı kapsamında yapılan yatırımlar için öngörülen faiz desteği benzeri bir uygulamanın bu alanda faaliyet gösterecek yatırımcılar için de yürürlüğe konulmasıdır.
Sonuç olarak yenilenebilir enerji kaynakları ülke ekonomisinin enerji alanında dışa bağımlılığını azaltmada ve çevresel faktörlerin olumsuz olarak etkilenmemesi açısından oldukça önemli olabilir. Bununla birlikte öncelikli hedefimiz, mevcut enerji kaynaklarımızın en verimli şekilde kullanımı ve yenilenebilir enerji kaynakları desteklenirken kaynak israfına sebebiyet verilmemesi olmalıdır.
(3) Detaylı bilgi için bkz. Serdar Taşdöken, Yenilenebilir Enerji Kaynaklarına Sağlanan Mali Destekler, Yaklaşım Dergisi Eylül-Ekim 2011
Not: Bu yazıda belirtilen görüşler tamamiyle yazarına ait olup, hiçbir şekilde mensubu bulunduğu kurumun görüşünü yansıtmamaktadır.