Yenilenebilir enerji yatırımları 10 trilyon doları bulacak
Türkiye'nin son yıllarda geliştirdiği enerji politikasının doğal gaza yönelik olması, yenilenebilir enerjilere yönelik desteklerin istenen düzeye çıkmasını engelliyor.
ANKARA - İhracatı Geliştirme ve Etüd Merkezi (İGEME), dünyada yenilenebilir enerji (YE) kaynaklarına yatırımın 2030 yılına kadar 10 trilyon doları bulacağını kaydetti.
Türkiye'nin son yıllarda geliştirdiği enerji politikasının doğal gaza yönelik olması, yenilenebilir enerjilere yönelik desteklerin istenen düzeye çıkmasını engelliyor.
İGEME'nin "Yenilenebilir Enerjiler ve Teknolojileri" araştırmasına göre, 2020 yılında 400-500 milyar kilovat saat olarak öngörülen enerji gereksiniminin yalnız 200 milyar kilovat saatini kendi kaynaklarından üretebilecek olan Türkiye ise güneş, jeotermal ve rüzgarda önemli potansiyele sahip olmasına rağmen, bu konuda hala yeterli adım atmıyor ve fosil yakıtlara dolayısıyla ithalata bağımlılık büyük oranda devam ediyor.
Türkiye'nin son yıllarda geliştirdiği enerji politikasının doğal gaza yönelik olmasının, yenilebilir enerjilere yönelik desteklerin istenen düzeye çıkmasını engellediği belirtiliyor.
Jeotermal kaynak zenginliği açısından Türkiye dünya sıralamasında 5. sırada bulunuyor, jeotormal enerjiden elde edilen elektrik üretimi içerisinde Türkiye 14. sırada, jeotermal enerjinin doğrudan kullanımında ise 7. sırada bulunuyor. Mevcut durumda toplam potansiyelinin ancak yüzde 2,97'sini kullanıyor.
Türkiye'de mevcut ekonomik hidrolik kaynaklı 125 milyar kilovat saat enerji potansiyelinin yüzde 57'si, rüzgarda 10 bin megavat saat ekonomik potansiyelinin yüzde 85'i, jeotermal kaynak potansiyelinin yüzde 95'i, sınırsız enerji kaynağı olan ve Türkiye'nin her bölgesinin sahip olduğu güneş enerjisi ise kullanılmıyor.
Yerli, yeni ve YE kaynaklarının kullanımının özendirilmesi, yaygınlaştırılması ve bu kaynakların kullanımı ile elektrik enerjisi üretim sistemlerini oluşturan malzeme, cihaz ve ekipmanların yerli üretim koşullarının oluşturulması ve bu alanda teknoloji üretebilir bir seviyeye ulaşılması ülke ekonomisinin sürdürülebilir büyümesi için büyük önem taşıyor.
Tüketim iki kat artacak
AB yüzde 6 seviyelerinde olan YE kaynaklı enerji tüketimini 2010 yılı itibariyle iki katına çıkarmayı hedeflerken, AB ülkeleri de bu politika çerçevesinde YE kaynaklarının kullanımının artırılması yönünde çalışmalar yapıyor.
Türkiye'de Yenilenebilir Enerji Kanunu ile sektörün gelişmesi yönünde temel çerçeveyi çizerken, bu çerçevede önümüzdeki yıllarda Türkiye'de başta rüzgar ve güneş enerjileri olmak üzere, YE kaynaklarına ve YE kaynaklı enerji üretiminde kullanılacak ekipmanlara yatırımların hızla artması bekleniyor. EPDK'ya yapılan lisans başvurularının yüksekliği de bunu gösteriyor.
Ancak, özellikle kanunda belirtilen 5,5 Euro cent/kWs üst limitinin YE kaynakları ayrımı gözetmeksizin sabitlenmesi yüksek kurulum maliyeti gerektiren (özellikle güneş enerjisi) YE kaynaklarında yatırımların yapılmasını engelliyor.
Yatırımların artmasına paralel olarak YE alanında istihdam edebilecek nitelikli iş gücünün de yetiştirilmesi gerekiyor. Aksi takdirde, sermaye gücü ne olursa olsun nitelikli insan gücünün azlığı sektörün büyümesi önünde engel teşkil ediyor.
Avrupa önemli pazar
Özellikle rüzgar enerjisi sistemlerinde ortaya çıkan arz talep dengesizliği, rüzgar türbin malzemelerinin üretimini cazip hale getiriyor. Avrupa'nın büyük pazarlarının Türk üreticileri için önemli pazar imkanları sağlayacağı öngörülüyor.
Türkiye'nin özellikle rüzgar ve güneş kaynaklı YE'lere uygun olan doğası, bu alanda hem sanayiyi geliştirecek üretimin yapılmasını, hem de enerjinin kullanımını kolaylaştıracak.
YE kaynaklı ürün ve teknolojilere yatırım yapmak Türk firmaları için üretim ve ürün teknolojilerinde söz sahibi olunmasını, batılı üreticilerle rekabet edebilecek önemli bir ihracat alanı elde edebilmesini ve temel sorunların en başında gelen enerji bağımlılığının azaltılmasını sağlayacak.