Yerli elektrikli otomobil hemen şimdi
PROF. DR. ERSAN ÖZ - PAÜ İİBF Maliye Bölümü Öğretim Üyesi
Özellikle son bir yıldır yerli otomobil ile yatıp onunla kalkıyoruz. Yazılar yazıyor sunumlar hazırlıyor, sektör temsilcileriyle görüşüyor, konunun ilgilisi özel ve kamudan tüm yetkililere bizzat yerlerinde ziyaretlerde bulunarak meramlar ülke adına aktarmaya çalışılıyor.
a) Neden böyle bir şey yapılıyor?
Son 10 yılın ekonomik ve siyasi açıdan dünyada en çok konuşulan ülkelerinden biri olan Türkiye’nin ses getirecek bir ticari markaya ihtiyacı var. Ülkenin en lokomotif sektörlerinin başında da otomotiv geliyor ve bu yüzden markanın da otomotivden çıkması gerekiyor. Dünya’da rezervi olan fosil yakıtların ömrü sınırlı ve çevreye olan olumsuz etkileri malum. Bu yüzden dünya konjonktürüne yön veren ülkeler (kendi ülkelerinde üretilmek koşuluyla elektrikli otomobil üretimi ve satışına sıfır vergi ve üretim başına ortalama 10 bin euro) bazında destekler sağlıyorlar. Bu sayede hem ülke kendi otomobilini üretiyor, ülke prestiji artıyor, ülkeden döviz çıkışı azalıyor, cari açık derdi ortadan kalkıyor ve çevre kirletilmemiş oluyor. Yani bir taşta kuş katliamı !
b) Neden elektrikli?
Az önce de ifade ettiğimiz üzere dünya otomotiv sektörü yönünü fosil yakıtlardan ziyade, yenilenebilir enerji ile çalışan yakıtlara dönmüş durumda. Çok yakın zamanda sadece elektrikle çalışan otomobil reklamları görmeye başlayacağımız kesin. 5-10 yıl içerisinde de otomobil bayilerinden hangi elektrikliyi alsam acaba diyeceğimiz de kesin. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızda bunun farkında ki TÜBİTAK’ın otomotiv sektörüne dönük projeleri hep elektrikli çalışanlara yönelik.
c) Elektrikli otomobil üretip yerli markamızı hemen elde etmemize bir engel mi var?
Maalesef çok engeller var. Elektrikli otonun masrafı şasesinden ziyade bataryasında. Başta batarya yapımı, Bataryaya enerji dolumu, dolum süresinin kısaltılması, boşalım süresinin uzatılması gibi unsurlar en önemli maliyetler (Batarya minerali sadece Çin’de var). Örneğin bir otomobilin kasa aksamı 3 bin euro olmasına rağmen, şu andaki maliyetler ve teşviksiz ortamda vergilerle birlikte satış fiyatı 170 bin TL (örneğin elektrikli corolla). Peki bu rakamı normal otomobil fiyatına çekemez miyiz? Elbette çekeriz. Eğer aşağıdaki destekleri sağlar ve piyasa oluşumunu temin eder isek ve ülkede üretilen ve satılan elektrikli oto sayısı 20 bini bulur ise (Türkiye’deki oto üretim- alım-satım pazarı ihracat dahil 750 bin civarında olduğunu düşünürsek 20 bini bulmak zor olmasa gerek), şu an piyasadaki araç fiyatından daha aşağıya kesinlikle çekeriz. Hangi destekler?
1- Türkiye’de üretilmek koşuluyla yerli elektrikli oto üretimi başına ... TL devlet desteği (20 bin TL mesela),
2- ÖTV ve KDV alınmaması düzenlemesi (örneğin 10 yıl süreyle denilebilir)
3- Elektrikli batarya dolum ünitelerinin dinlenme tesislerinde ve belli mesafelerdeki akaryakıt istasyonlarında yer almasına ilişkin yasal düzenleme,
4- Devlet duruşu ve kararlılık.
d) Dünya ülkelerinin duruşu nasıl?
Hemen çarpıcı bir örnek. İngiltere’ye 2020 sonrası elektrikli olmayan araçlar 50 km fazla yaklaşamayacaklar. 2018 den itibaren ticari taksiler Londra’da ancak elektrikli ise çalışma ruhsatı alabilecekler. İskandinav ülkeleri bu sektördeki tüm vergileri sıfırladığı gibi üretilen elektrikli oto başına 10 bin euro da destek sağlıyor.
e) En kazançlı tarafı nedir?
Türkiye’nin 2013 yılı gayri safi yurtiçi hasılası 1 trilyon 565 milyar 181 milyon TL açıklanmıştı. 2014’te 2 trilyon TL’ye dayanacak. Cari açık 2014 sonu itibariyle 60 milyar dolar düzeyinde olması hedefleniyor. Tabi açığın önemli sebebi ithalatın ihracattan fazla olması. Bilindiği üzere otomotiv ihracatı 17 aydır kesintisiz yükselişte ve rekorlar kırıyor. Fakat halen ithalat ihracatın önünde. Ülkenin Toplam ithalatı da toplam ihracatının önünde. Ülkemizin genel sıkıntısı da burada. İhracatımız da ithalata bağımlı. 100 liralık ihracat yapmak için 65 liralık ithalat yapmak zorundayız. Yani markaya dayalı değil fason ihracat. Eğer yerli elektrikli markamızı tesis edebilirsek ihracat şampiyonu olan otomotiv sektöründe ithalata bağımlılığımızı azaltarak (çünkü şu an her 100 araçtan 75’i ithal) ihracatta daha büyük rekorlar kıracağız. Ülkeden döviz çıkışı azalacağı için dış ticaret açığı azalacak ve dolayısıyla cari açık azalacak. İşin bir de enerji ithali boyutu var. Cari açık vermemizin en büyük sebebi enerji ithali. Dolayısıyla otomobil ithalatındaki azalma ve fosil yakıtlara olan bağımlılıktaki azalış dövizlerimizin yanarak egzoslardan yanarak uçup gitmesini de önleyecektir.
Bu olumlu yansımalar yeni istihdam sahaları açacak, sosyal problemler azalacak, gayrisafi yurt içi hasılaya artış yönünde etki edecek ve fert başına düşen milli gelir yükselecek ve burada saymadığımız birçok olumlu pozitif dışsallık. Özetle biz her bir euro ve her bir doları ülkede tutma; üstelik euro ve dolarları ülkeye çekme hususunda ne kadar başarı gösterebilirsek, o ölçüde başarılı olacağız.
f) Acil eylem planı ne olmalı?
Konu tüm detaylarıyla ilgili Sayın Bakan’a ve Sayın Başbakan’a acilen anlatılmalıdır. Akabinde hemen yukarıda önerdiğimiz destek unsurları gözardı edilmeden bir kanun teklifi hazırlanarak meclisten geçirilmelidir. Sonrasında zaten piyasa kendi dengesini sağlayacak ve yukarıda bahsettiğimiz pozitif dışsallıklar birbiri ardına gelecektir. Belki de en önemlisi Türkiye yerlisine kavuşacaktır.
Şunu unutmayalım ki, Türkiye’deki elektrikli otomobil üretme teknolojisi dünyanın 3-4 yıl önündedir. Dünyanın, elektrikli otomobil üretiminde enerji depolayabilen tek firması da Türkiye’dedir (özellikle firma ismi yazmıyorum, ama İstanbul’da). Hülasa, eğer kararlı bir tutum sergilenirse önce yerli otomobilimize kavuşmuş oluruz. Dünya çağında ticari bir markamız olur. Artık dünyada üretilen otomobillere bakmak yerine, dünya bizim elektrikli otomobillerimize bakar.
Bu konuda her kayıp dakika bize zarar, ithal ettiklerimize kar yazmaktadır. Ben söyledim, günah benden gitti.