Yıl 2025: Aile hekimsiz kişisel sağlık sistemi
Mobil ve iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler, sağlık dünyasını önemli ölçüde değiştirmeye hazırlanıyor.
2025 yılına kadar 65 bin 800 aile hekimi açığı olacağı ve telesağlık çözümlerinin artış göstereceği; bunun sonucu olarak da aile hekimliğinin farklı bir rol üstleneceği belirtiliyor.
Cisco tarafından gerçekleştirilen bir araştırmaya göre, hastaların yüzde 70’inin teşhis ve doktora görünüp görünmeme konusunda otomatik bir cihazın vereceği sonuç ve tavsiyelere güveneceği, ve BT çözümlerinin entegrasyonuyla sağlık hizmetlerinin sunuluş şeklinin önemli oranda değişeceği ileri sürülüyor.
Frost &Sullivan uzmanları tarafından yapılan analizlerde, artan sağlık harcamalarının haritasının değiştiğine vurgu yapılıyor. 2010 yılından 2020’ye kadar Asya- Pasifik ülkelerinin toplam sağlık harcamalarının yıllık bileşik büyüme oranı yüzde 9,2 olarak tahmin ediliyor. G7 ülkelerinde beklenen büyüme oranı ise yüzde 4. Söz konusu durumun, tıpkı diğer endüstri alanlarında olduğu gibi tıbbi cihaz üretim ve AR-GE çalışmalarının gelişmekte olan ülkelere doğru kaymasına sebep olan finansal eğilimleri yarattığı da dile getiriliyor.
Analistler, kaynak kısıtlılığının, şirketlerin gerileyen iş modellerini destekleme becerilerine engel olacağını, ileriye dönük planlar yapan organizasyonların ürün ve satış stratejilerini hızlı geri dönüş üzerine kurmamaları gerektiğine vurgu yapıyorlar.
Sorumlu bakım organizasyonu (ACO) modelinin benimsenmesi hastanelerin yapılarını, rollerini, faaliyetlerini ve kendilerini değerlendirme şekillerinde değişikliğe gitmelerine sebep oluyor. BT araçları ve yatırımla ilgili olsa da ACO’lar halk sağlığı yönetimi ve ortak bakım konusunda destek sağlama yolunda ilerliyor. Sağlık hizmetleri tedarikçilerini en çok zorlayan konunun ise iş süreçlerinde yaşanan değişim olduğu belirtiliyor.
Bu değişim sürecinde, tıbbi cihaz tedarik eden firmaların, çözümlerin fiyatlandırılması esnasında satış ve fiyatlandırma modellerini kurul ve risk paylaşım modelleri aracılığıyla karar verme süreçlerini hedef alacak şekilde ayarlamaları gerekiyor. Bununla birlikte, tıbbi cihaz firmalarının, bir yandan hastanın bütünsel bir görünümünü sunarken diğer yandan ürünlerinin veri ve analizlerle dönen bir dünyada nasıl bir katkı yapabileceğini belirlemeleri de büyük önem taşıyor.