'Yaşadıklarımıza rağmen bankalar tıkır tıkır işledi'
Başbakan Binali Yıldırım, 'Türkiye İyi Gelecek' konferansında ekonomi ve finans dünyasından çok sayıda katılımcıyla biraraya geldi.
'Türkiye İyi Gelecek' konferansı, finans ve ekonomi dünyasının liderleri ile yetkilileri biraraya getirdi.
Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, Maliye Bakanı Naci Ağbal ve Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan'ın katılımıyla gerçekleştirilen konferansta Başbakan Binali Yıldırım önemli açıklamalarda bulundu.
Yıldırım, "Türkiye, bütün şartlar altında, terörle verdiği amansız mücadeleye rağmen, Suriye'de yaşananlara rağmen, bölgedeki istikrarsızlıklara rağmen istikrar içinde, güven içinde büyümeye devam ediyor." dedi.
Başbakan Yıldırım'ın konuşmasından notlar;
'Türkiye İyi Gelecek', 'Türkiye Kazandırır' başlıklarında bugün Türkiye ekonomi ile ilgili iş dünyası ile ilgili önemli bir toplantı gerçekleştiriliyor.. Güzel de bir başlık seçilmiş. 'Türkiye İyi Gelecek' başlığı birçok şeyi kapsıyor. Panellerde de 'Türkiye Kazandırır' teması işlenmek suretiyle Türkiye'nin yakın ve orta vadede küresel faaliyetler ekonomik faaliyetler için ne kadar önemli bir yeri olduğunu kendi başına ifade ediyor.
'Türkiye İyi Gelecek'ten başlayalım. Bunun içinde neler var. Bu bir açık davet. Kime? Bütün küresel yatırımcılara Türkiye diyor ki, 'Biz sadece bölgenin değil küresel anlamda da ekonominin merkezindeyiz. Dünya küçülüyor. Ancak bu küçülmenin yanı sıra büyümesini sürdüren birkaç ekonomi var. Onlardan biri de Türkiye. Büyüyen ilk 5 ekonomi arasında Türkiye yine yerini almış vaziyettedir. Bazıları, 'Ya Türkiye bir yandan terörle mücadele ediyor. Irak'ta, Suriye'de karışıklık var, bir de 15 Temmuz'da darbe teşebbüsü var. Nasıl oluyor da Türkiye büyümeye devam ediyor' diye soruyor. Haklı bir soru.
"Önceden yatırılmarın gerçekleşme süresi 15.5 yıldı"
Fakat Türkiye'nin geçmişten bu yana kazandığı tecrübeleri bilmeyenler bunu anlayamaz. Türkiye özel sektörle büyür. Türkiye'nin yıllık 150 milyar dolarlık yatırımı var. Bunun yüzde 80'i özel sektör tarafından yapılır. Eskiden kamu eliyle yapılıyordu. Dolayısıyla kamuda bazen krizler, bütçe kısıtlamaları olur. Planlanan yatırımları gerçekleştiremezsiniz, uzar da uzar. Biz göreve geldiğimizde yatırımların gerçekleştirilme süresi ortalama 15.5 yıldı. 15.5 yıl sonra başladığınız yatırım güncelliğini kaybediyordu. Bitirdiğinizde ihtiyaçlar yapılanın çok çok üstünde bir hale geliyor. Üç şeritli yol yapıyorsunuz bitirdiğinizde bir bakmışsınız, 4-5 şeritli yola ihtiyaç var. O halde ne yapmak lazım? Bunun için, yatırım bizatihi devletin bütçesinden kamu eliyle yapmak yerine, kamu bunun organizasyonunu yapacak. Ve piyasaya yaptıracak. Ben bakanlığım döneminden örnek vereyim. Bütün havalimanlarının altyapısını yeniledik: Eğer bütçeden yapsaydık, bunları bitiremezdik. Çünkü o kadar ayıracak para yoktu. Maliye Bakanı burada, paraları önceliklere göre sıralıyor. Önce maaş ödemeleri diyor. Aybaşı gelince memur maaşı bankada görmezse kimyası bozulur. Sonra sağlık, sonra sosyal güvenlik harcamaları. Faiz ödemeleri şunlar bunlar hepsini alt alta yazıyor. Bir bakıyor ki masraflar irattan fazla.
Ne oldu? Açık. Kusura bakmayın yatırımlara para kalmadı. Yatırımı da vatandaş bekliyor. Siyaset yatırımla, yolla suyla oluyor. Dünya kadar söz veriyorsunuz bunları yapmazsanız bir dahaki seçimde gel bakalım diyorlar. Allaha şükür verdiğimiz her sözü yapa yapa bu günlere geldik. Onun için vatandaş bize güvendi. 8 tane seçim yapacaksın, her seferinde üzerine biraz daha koyacak vatandaş. 34'le başladık 50'yle iktidarımıza devam ediyoruz Allaha şükür.
"Millet sadece darbeye değil ekonomiye de ayar verdi"
Değerli konuklar, aslında güzel yazılmış bir yazı var, ama onu takip etmeyeceğim, daha içten samimi sohbet edeceğim. Biz bugün 100 günümüzü doldurduk. Geçmiş 100 güne bakıyoruz, vallahi başımıza gelmeyen kalmadı. Başımıza gelen pişmiş tavuğun başına gelmez. Ne biçim iş yahu. Hepsi bugünü mü beklemiş. Darbeciler de bugünü beklemiş. İçeride dışarıda şer odakları onlar bekledi. Fakat öyle bir millet var ki hepsinin canına okudu. 15 Temmuz dünya tarihine altın harflerle geçti. Dünyanın hiçbir ülkesinde tanka. Silaha, topa uçağa karşı gövdesiyle darbecilere darbe yapan bir millet daha yok. bu milletin adı Türk milleti, bu milletle ne kadar övünsek o kadar azdır. Cümle alem Türk milletinin bağımsızlık, istiklal aşkının ne demek olduğunu 15 temmuz gecesi bütün dünyaya göstermiştir. Onun için birçok dost bildiğimiz ülke şaşkınlık geçirdi.
Bir anlamda suçüstü yakalandılar. Fakat sonra durum yavaş yavaş anlaşılınca onlar da başladılar, "Demokrasi, insan hakları, birtakım bildiğimiz lafları tekrar etmeye başladılar. Buraya gelince gözleriyle gördüler. İşin şakası yok. Adam Meclis'i bombalıyor. İnsanlara ateş açıyor. Gözünü kırpmadan insanları şehit ediyor. Böylesine bir olayı yaşamış olmamıza rağmen siz de içindesiniz gördünüz Türkiye'de ekonomi normal dalgalanamlar dışında hiçbir değişiklik olmadı. Brüksel'de bir havaalanı bombalandı 10 gün havaalanını açamadılar. İlk pazartesi bankaları açtık, her şey tıkır tıkır çalışmaya başladı. Milletimiz sadece darbelere ayar vermekle kalmadı, ekonomiye de ayar verdi. 10 milyar doları bankaya koyuverdi. Öyle bir asil millet arkamızda oldukça biz hiçbir bahanenin arkasına sığınamayız.
Yaptığımız düzenlemelerin sayısı 150'yi buldu
100 günde bu mücadeleleri yaparken ekonomi ve yatırımcılarımızın geleceğine yatırım yaptık. Yaptığımız düzenlemelerin sayısı 150'yi buldu. Darbenin ardından ilk salı toplantı TBMM, hiçbir şey yokmuş gibi çalıştı ve bütün konuları karara bağladı. Neler yaptık?
Bir kere ekonomiyle ilgili işadamlarımız, esnafımız, yatırımcımız, aralarındaki devletle kavgayı kaldırdık. Uzat elini dedik, el sıkıştık. Borcun mu var. Ödenmemiş sigorta primin mi var, cezan mı var. Hepsini gelin helalleşelim. Anlaşıyoruz davalar çekiliyor. Ondan sonra sen sağ ben selamet.
"Milleti kayıtdışı olmaktan kurtardık"
Yetmedi, bugün işletmelerin en önemli konularından biri stok. Stok affı getirdik. Böylece kayıtdışı olmaktan milleti kurtardık. Kasa fazlası, para çekmiş işlememiş. Bunları da beyan et bitsin. Bırak artık sıkıntılı yaşamayı. Yetmedi içeride ve dışarıda paran var. Maliyeye falan hiç uğrama. Kapısından bile geçme. Götür bankaya yatır, yeni inşaat mı yapacaksın, ne yaparsan yap.
Maliye Bakanı bu kadar para yatıyor biraz sebeplensek dedi. Dedim kusura bakma ter dökmeden milletin parasına göz dikme. Milletin parası millete ait, yatırıma dönecek, 1 kuruş almadan paranızı getirip bankaya yatırın. Vergi dairesine haber vermenize gerek yok. Öyle bir merakları da yok. İlgilenmezler. Garanti ediyorum. Yıldırım garanti.
Olursa sorumlusu benim. Bak burada söylüyorum. kimsenin parası pulunda gözümüz yok. Yeter ki gelin yatırın kardeşim. Üç beş vatandaşa iş verin, ekonomiye can verin, kan verin, büyüyelim.
"Ağustosta 916 milyon dolar sermaye girişi var"
Büyürsek kişi başına gelirimiz artarsa terörle ilgili sorunumuz da azalır. Birbirimizle ilgili derdimiz de azalır. Bunun için çalışıyoruz. Demek ki, güven ve istikrar, bir ülkede olmazsa hiçbir şey olmaz. Büyük bir darbeden başarıyla çıktık. Herkes Türkiye'yi terk edecek falan.
Lütfü Bey ağustos ayında ne kadar para girdi? 916 milyon dolar net sermaye girişi var Türkiye'ye. Bol keseden atanlara bakmayın. Türkiye için kafalarındaki projeyi uygulamak isteyenler yine ters köşeye, açığa düştüler. Türkiye bütün şartlar altında terörle verdiği amansız mücadeleye rağmen Suriye'de yaşananlara rağmen bölgedeki istikrarsızlıklara rağmen istikrar ve güven içinde büyümeye devam ediyor. İşte sermaye girişi, ihracat, son 28 ayın en fazla ihracat artışı olduğu ayı yaşıyoruz. Hem de yüzde 7 yaklaşık. Fakat Avrupa ile ihracat artışı ortalamanın üzerinde. Yüzde 10'dan fazla.Yüzde 10.5 artış var. Demek söylenenler başka olanlar başka. Bizim sorunumuz da bu zaten. Keşke olanları da olduğu gibi anlatabilsek sıkıntı kalmıyor.
İletişim konusunda ve Türkiye'de olanları doğru şekilde anlatmada özrümüz olduğu açık. İş yapmaktan propaganda yapmaya vaktimiz olmuyor. Bunu da siz yapacaksınız. Medya organlarınızla, muhataplarınızla, gittiğiniz zaman onlar geldiği zaman anlatacaksınız. Haa öyle mi? Biz böyle bilmiyorduk. Kuyruğa girdiler her hafta 5-10 kişi geliyor. Meclis'te bomba atılan yerleri gördükten sonra "Biz bu kadar olduğunu bilmiyorduk. Ayıp etmişiz" Neyse geç de olsa doğruyu görmek de bir meziyettir. Bütün ülkemize bu dar zamanda yardımcı olan herkese teşekkür ediyoruz.
Bankacılarımız, işadamlarımız, yatırımcılarımız, Türkiye'nin ekonomisinin kalbi burada. Peki ne yapmak lazım, siz bankacılar piyasanın gerisinden geliyorsunuz. Piyasanın önüne geçmeniz lazım. Arkadan takip etmek meziyet değil. Cepheye geçmek lazım. Vatandaş hepinizi korudu. 15 Temmuz'u vatandaş savuşturmasaydı ne yapacaktınız? Paranız da fiyakanız da işe yaramazdı. Vatandaş sizin işinizi gördü, siz de şimdi vatandaşın işini göreceksiniz. Öyle kredileri kısmakla, teminatları 2 yerine 5'e çıkarmakla olmaz. Millete güvenin kardeşim. Bu millet sözünün eri bir millettir. Ne kadar verdiniz paranız battı.
"Çekteki düzenleme yıbaşından itibaren uygulanacak"
En kolay çek sistemi olmasına rağmen yüzde 3.2 kayıp var. Çekte de düzenleme getirdik, karekod geliyor, inceleniyor, siciline geçmişine bakılıyor. Yılbaşından itibaren uygulanacak. Hadi yine ödenmedi, bir ihtar alıyor, bir daha ödemezse hürriyeti kısıtlayıcı ceza bile var. Bunları yaparken bankalarımız ve iş dünyamızla konuştuk. İflas erteleme çıkardık, bunu da hemen sulandırdılar, ona da tedbir aldık. Hileli iflas erteleme yok. Piyasa ne olur ne olmaz belli değil hemen iflas erteleme alalım, ödemelerimizi durdurup keyfimize bakalım. İş hayatında böyle bir şey yok. Bir saniye bile durmak yok.
"Devlet yayav yavaş iş hayatından çekiliyor"
Değerli katılımcılar, istihdamda esnek çalışma sistemine geçtik, uygulamaya başladık. Bağ-Kur yüzde 5 prim indirimi yaptık mı? Esnafların borçlarını yeniden taksitlendirdik mi, taksicilere kamyonculara ÖTV'siz araç yenileme getirdik mi? Daha ne?
Her şey karşılıklı
Sosyal devlet olmak önemli bir şey. Sosyal devlet demek vatandaşının her türlü derdiyle dertlenmek demek, yanında olmak demek. Sosyal yardımları biz 3 milyardan 24 milyara çıkardık. Şimdi vatandaşın evinde bakım hizmeti var. Evinden gidiyoruz alıyoruz tedavisini yapıyoruz. Müzmin bir hastalığı var hastane yerine evde tedavi olması lazım, bunları yapıyoruz. Ayrıca çalışan kadınlarımız için kreş ve gündüz bakım evleri özel teşvik veriyoruz. Yeni bir iş sahası. Yavaş yavaş iş hayatından devlet çekiliyor. Eskiden emniyet, adalet, eğitim ve sağlık. Şimdi emniyet adalet tamam, ikisinde de özel sektör devreye girmeye başladı. Eğitimde özel okulların oranı yüzde 14'e ulaştı. Sağlıkta hem devlet hem özel vermeye başladı. Bir süre sonra her iki alan da tamamen serbestleşmiş olacak. Emniyet ve adalet devletin asli görevleri arasında olmaya devam edecek.
"Sen üret, adam çalıştır,sat getir"
Nasıl demokrasimizi daha çok geliştirir, darbe teşebbüslerini bertaraf edeceğiz. Devletin elindeki imkanları millete vereceğiz. bir vatandaş bir bakanlığa giderken bakanlığın önünden geçmeyecek yolunu değiştirecek. Ben gitmeyeyim belki angaryaları vardır. Biraz uzaktan gideyim. Bakanlıklarda işim ne oldu diye dolaşmaması lazım. Böyle mi ? Hayır değil. Hedef bu. İşi sahibine teslim etmek. Biz ne yapacağız? Haksızlık oluyor mu, iş doğru yapılıyor mu, bir kavga var mı bunlara bakacağız. Diğerlerine karışmamıza gerek yok: Sen üret, adam çalıştır, sat getir. Satarken azimli alırken nazlı olacak. Dışarıya satışları diyorum. Her şeyi alalım. Burada yapıyorsak almayalım kardeşim. Satmak için alma ağacının altında değil satma ağacının altında yaşayacağız. Açığımızı kapatacağız ondan sonra bunu refah olarak yatırım olarak zenginlik olarak ülkemize geri döndüreceğiz. Güzel gidiyoruz.
"Biz kurum ve şirketleri cezanlandırmayız"
İşadamlarımızın bankacılarımızın şunu iyi bilmesi lazım. Bu FETÖ darbe girişiminden sonra örgüt mensuplarını bütün alanlardan temizlemek için seferberlik başlattık. Ağırlıklı olarak devlette. Ordu, polis, yargı memurlar arasında her yerde. Belirli kriterleri dikkate alarak. Bir de iş hayatı var. İş hayatı hassas. İş hayatıyla ilgili ölçü şu. Bankacılar iyi dinlesin. ben bir çek verdim, FETÖ'cüyse bana hesap sorarlar mı? Böyle şey olur mu? Ölçümüz şu, biz kurum ve şirketleri cezalandıramayız, onlar üretiyor, ekonomiye katkı sağlıyor. Hatası olan varsa, onu sistem içinden alıp gereğini yapacağız. Kurum çalışmaya üretmeye devam edecek: Siz de onları kredilendirirken onlarla çalışırken bunu göz önünde bulundurun. Yüzde 100 garantiyle ticaret olmaz. Risk paylaşımı şart. Mühendislikte bir kural vardır. Emniyet kabul edilebilir risk seviyesi, risk kabul edilebilir emniyet seviyesidir.
Biz tedbirimizi alıyoruz kusura bakmayın. Biz sizden istediğiniz şartlarda para almak zorunda da kalmayız. Gerçek üretim ve ekonomiye daha fazla yoğunlaşalım. Alın terini akıl terine ayıralım.
"Teröre taviz yok"
Para piyasaları bankalarımız ve finans sektörü için ilahiniye sürdürülebilir alanlar değil. Yatırım, yatırım, yatırım. Gerçek ekonomi. Aldığımız kararların peşine düşeceğiz. Sahaya ne kadar yansıyor, onu da takip ediyoruz. diyeceksiniz ki Başbakan güzel anlatıyor aşağıda işler böyle gitmiyor. Millet ambale oldu daha yeni kendimize geliyor. Pazar günü mesela Diyarbakır'dayız. Bütün bu ekibi bekliyorum. Önce terörün istismar alanını ortadan kaldıracağız. Yurdun her köşesinde vatandaşımız seyahat edinceye kadar, terör örgütlerinin güvenlik kuvvetlerine sivil vatandaşlarına tehdit olmasını önleyinceye kadar bu operasyonlardan taviz yok .
Buradaki ölçü çok net. Bölgede yaşayan Kürt vatandaşlarımızın en büyük sorunu PKK terör örgütüdür. Ne yapacağız? Vatandaşlarımızla aramızda teröristleri ortadan kaldıracağız. Terör örgütü ve onun uzantısı aracı olamaz. Çünkü Diyarbakır'da da 15 Temmuz'da Türk bayrağıyla vatandaşımız sokaktaydı. İstanbul'da da, Ankara'da da. Partiler gitti, siyasi görüşler ortadan kalktı, mesele memleket meselesi dedi millet yollara düştü. Yollara düştü. Sağolsun partilerimiz aynı gece destek verdi. Daha sonra demokrasi nöbetlerinde iştirak ettiler. 7 Ağustos'ta dünyaya Türkiye'de kardeşliğin beraberliğin muhteşem fotoğrafını verdik. Türkiye Libya, Suriye, Mısır olacak diye beklediler. Hey gidi zavallılar. siz bu milleti tanımadınız. Bu millet en zor şartlarda bağımsızlığını geleceğine sahip çıkan millettir. Tarih boyunca böyle olmuştur. bağımsızlık karakterimizdir. Esaret altına girmeyen iki ulustan biri bizim milletimizdir. Öyle bir millet bizim arkamızda olduğu sürece hiçbir zaman yolda kalmayız.
Hayvancılıkta eksiğimizi açığımızı ithal ederek değil damızlık üzerinden kendi hayvan varlığımızı artıracağız. Zaman alacak işler. Destekler var. Tarımda 12-13 milyar desteğimiz var. Vatandaşa sor biz bir şey anlamadık. Hem para gidiyor, hem yerini bulmuyor. Baktık ki bir yerde bir yanlış var. Filancaya destek 1 ay. Verilenler de bir işe yaramıyor, ufak ufak kaybolup gidiyor. Kooperatifler aracılığıyla veriyorsunuz, o da bir parça alıyor. Doğrudan sahibine vereceğiz, yapacak bir şey yok. Vatandaş öyle istiyor. Şöyle 2 sefer vereceğiz; ekim ve biçim zamanı. 2 kalemde vereceğiz. Hiç değilse işine yarar,
Terörle mücadele içinde aynı zamanda uyuşturucu ile mücadele ediyoruz. Siirt Batman Diyarbakır üçgeninde 70 ton Hint Keneviri, 40 ton uyuşturucu. Avrupalılar teröristlere müsama gösteriyorlar ya, en büyük tehlike onlara, uyuşturucular onlara gidiyor. Canlı bomba olarak onlara dönüyor. Biz sadece kendi ülkemizin güvenliği için yapmıyoruz. Suriye'de
Muhalefetle işler iyi gidiyor. Bozan taraf asla olmaz, bozan tarafı da şikayet ederiz. Memleketin işlerinde neden ayrı gayrı yapalım. Önerilerini alıyoruz, gereğini de yapıyoruz. İktidarız biz muhalefeti takmayız diye bir şey yok.
Çanakkale 1915 Köprüsü'nün YPK kararını imzaladık. 20 Aralık'ta Yenikapı'dan Haydarpaşa'ya Avrasya Tüneli'ni açacağız. Bu projeleri yapmak vizyon ister, hayat bu efendim bu kadar olmaz. Burası deprem bölgesi bilmem ne kardeşim siz ne konuşuyorsunuz, Fatih gemileri karadan denize indirdi mi, onun torunları denizin altından trenleri, arabaları geçirmiş çok mudur, teknoloji gelişti, her türlü imkan var.
Türkiye'ye yatırım yaparsanız pişman olmazsınız. Eski Türkiye'ye bakmayalım. Yeni Türkiye'ye bakalım. Bilişim var. Dünyanın neresinde olursa olsun yurdun her köşesinde herkesin haberi oluyor. Türkiye'nin sadece Ankara'da idare edilmeyeceğini söyledik. Geliştirdik, büyüdük. Bugün aynı anda birçok saldırıya mağruz kalmamızın arkasındaki en büyük sebep Türkiye'nin hızını kesmektir. Türkiye çok fazla gelişmesin.
Suriye'de 15 milyon insan evini terketti. Bırakın bu insanları rahat bırakın. Ama Türkiye bu hesapların içine girmedi, onlarla evimizi aşımızı paylaştık