”Yoğun talep varsa siyaset kulak vermeli”

Bakan Çiçek, Anayasa değişikliği konusunda "Bu iş ne kadar erken çözerseniz o kadar ülke bundan faydalanmış olur" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Anayasa değişikliği  konusunda, "Bu kadar çok yoğun talep varsa buna da siyaset kurumunun kulak vermesi, dinlemesi gerekir. 'Bunu önümüzdeki döneme, daha sonraki döneme götürelim' demek yanlıştır" dedi.

Çiçek, Stratejik Düşünce Enstitüsü tarafından düzenlenen "Demokratikleşme Sürecinde Hukukun Üstünlüğü ve Yargı" konferansından ayrılırken gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Anayasa değişikliğinin bu yasama dönemine yetişip yetişmeyeceği konusundaki tartışmaların anımsatılması üzerine Çiçek, "Bu iş bu çapta bir sorun haline geldiyse ne kadar erken çözerseniz o kadar ülke bundan faydalanmış olur" karşılığını verdi.

Çiçek şöyle devam etti:

"(Bu dönem olmaz, önümüzdeki dönem olsun) demek. (Bu türlü bir çalışmaya ben katkı vermeyeceğim) demektir. Yani, (Ben bu işin değişmesine, bu değişikliğe karşıyım) demenin daha münasipçesidir belki. Onun için her zaman bu imkan, bu fırsat var. Bütün mesele, herkes bu değişikliğin ne kadar -sadece yargı için söylemiyorum, o önemli tabii, en çok tartışılan konu olduğu için sanki sadece o kısım değişecekmiş gibi algılanmasın- bu Anayasa'nın ilk üç maddesi, arkasından dördüncü madde ve 174. madde hariç. Buna sık sık vurgu yapıyoruz. Çünkü, başka türlü değerlendirmeler olmasın diye. Yani Anayasa'da telaffuz ettiğim beş madde dışında her madde değişebilir. Değişmesi de gerekir. Çünkü bu Anayasa'nın bütünlüğü kalmadı. Belli parçalarla değiştirildi. Öncelikleri uymuyor. Kurumlararası işleyiş, işbirliği, denge maalesef iyi kurulabilmiş değil. O nedenle elli tane sebepten dolayı, bu var.

Kaldı ki bu anayasanın değişmesi gerektiğini bütün meslek kuruluşları, odaları, bilim adamları, birçok çevre söylüyor. Bu kadar çok yoğun talep varsa buna da siyaset kurumunun kulak vermesi, dinlemesi gerekir. (Bunu önümüzdeki döneme, daha sonraki döneme götürelim) demek yanlıştır."

"Türkiye bir fasit dairenin içinde"

Bu konuda bir başka zorunluluğun daha bulunduğunu vurgulayan Çiçek, Türkiye'nin bir ikilemi yaşadığını, Türkiye'nin AB ile müzakerelerini de sürdürdüğünü anımsattı. 12 başlığın açıldığını ve daha da açılacak başlıklar bulunduğunu ifade eden Çiçek, bu başlıklarda birçok kriterin yer aldığını, bunların da Anayasa değişikliğini zaruri kıldığını belirtti. Bakan Çiçek, Adalet Bakanlığının böyle bir değişiklik için çaba sarf etmesinin temelinde de son iki, üç senedir yayımlanan AB İlerleme Raporlarında Türk yargı sistemine eleştirilerin bulunması olduğunu kaydetti.

Çiçek, "Anayasa'yı dikkate aldığımızda, bu yasalar AB normlarına uygun olmuyor. Avrupa standartlarını öne aldığımızda da bu defa yaptığınız düzenleme Anayasa'ya uygun olmuyor. Türkiye bir fasit dairenin içinde dönüp dolaşıp duruyor" diye konuştu.

Bu konunun çözüme kavuşturulması gerektiğini dile getiren Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunu uzlaşmayla yapmamız lazım. Bu bir aritmetik mesele değil ama uzlaşması gerekenler de bu noktada işi fazla yokuşa sürmemelidir. Bence olabildiğince gelen ve gelebilecek olan düzenlemelere pozitif katkılarını vermelidirler. Yani (bugün olmasın), (kılına dokundurtmam), (gelecek dönem) falan diyorsak bu değişikliği yaptırmamanın bir başka şeklidir o. Bunu da kamuoyu takdir edecektir."

Çiçek bir başka gazetecinin, "Bir CHP'li milletvekilinin Erzincan'da..." diyerek soru sormaya çalışması üzerine, "Onunla ilgili açıklama yaptım. Ben o işlere girmem. Bakın arkadaşlar ben çok defa söyledim. Bizi Başbakanlıktan takip edenler bilirler. Görülmekte olan davalarla ilgili konuşmayan çok az sayıda insandan biriyim. Onu bana sormayın" dedi.

Bugün bir gazetede yer alan bir başka konuya da değinen Çiçek, "Bir gazetede, geçmişteki bir istifayı değerlendirirken bir arkadaşımız, Körfez Savaşı sırasında, özü itibarıyla bazı şeyler yazmış ama eksiklikler var. Bir kısım insanlar var, onlara haksızlık olur. İkincisi siyasette 'ben' olmaz. Bir olay varsa bir netice gerçekleştiyse onun arkasında (biz) diyeceğimiz insanlar vardır. Onların hakkını inkar etmeden bu yazıların yazılmasında fayda var" dedi.

HSYK'nın yapısı

Bir gazetecinin, "HSYK konusunda yüksek yargı organlarının bazı tepkileri oldu, sizin önerinizle ilgili. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'le görüştükten sonra (HSYK'daki tavrımız aynı) açıklamasında bulundular" demesi üzerine de Çiçek, Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in bugün yüksek yargı organlarının başkanlarıyla görüşmekte olduğunu belirterek şöyle devam etti:

"Biz, (ille de şu olsun, bu olsun) demiyoruz. Ama bir genel çerçevede diyoruz ki, (Bakın Türkiye AB'ye üye olmak istiyor). Avrupa Birliğinin standartlarını, normlarını, uygulamalarını esas alsak ortalama bir çözüm yolu bulacağız demektir. Yani bu noktada iyi niyetli çabaların bir netice vermesini arzu ederiz. Bunu arıyoruz biz. Yani bugüne kadar bu türlü önemli konuları bilhassa kamuoyunun dikkatine de sunmak isterim. (Biz yaptık oldu) demiyoruz. Bir arayış içindeyiz. Yani sizin de bir fikriniz varsa başkalarının da katkısı varsa bunları alıp bunlara göre düzenleme yapalım istiyoruz.

Biz böyle davrandığımız zaman, nitekim bir önemli projede böyle oldu. (Bunların fikri yok. Bunların projesi yok...) Projemizi ortaya koyduğumuz zaman da deniliyor ki, (Efendim bize sorulsaydı. Bize sormadan kendi fikirlerini getirdiler). O zaman bu iyi niyeti sorgulamak gerek. Biz iyi niyetle... Ortada bir sorun olduğunu herkes kabul ediyor. Kabul etmeyen yok. Herkes bu düzenlemelerin yapılması gerektiğini söylüyor. O zaman nasıl yapılacağına da bir ortalama yol bulmamız icap eder. Bunun da genel çerçevesi AB standartları ve uygulamalarıdır. O zaman kimsenin bir şey dememesi gerekir, diye düşünüyorum."

Bir gazetecinin, "AB müktesebatına göre de HSYK'nın yapısında siyasi yapının olmadığı, olmaması gerektiği ifade ediliyor" demesi üzerine Çiçek, "Orada ne varsa... Bu konu çok iyi bildiğim konular arasında, çok çalıştık bu konu üzerinde. Siyasetin dışlandığı bir model Avrupa'da yok."

Bunun olurlarının değişik kriterlere bağlandığını ifade eden Çiçek şöyle konuştu:

"Bakın herhangi bir ülkeyi alın, ister İspanya'yı, ister Fransa'yı, Almanya'yı, Danimarka'yı, İsveç'i. Nereyi alırsanız alın hepsinde bir temel yaklaşım var. Ona bakmak lazım. Temel yaklaşımı gözardı etmemek suretiyle birçok çözüm bulunabilir. Biz genellikle Fransa'yı örnek aldık. Toplumsal yapıların düzenlenmesinde. 'Biz' derken AK Parti iktidarını demiyorum. Türkiye olarak, o da Fransa da üniter devlet, biz de üniter devletiz. Bizde Danıştay dahil pekçok kurum Fransa'dan esinlenerek Türkiye'ye kazandırılmış kurumlardır. Onun için bakın bunların hepsine, bu söylediğimin dışında birşey var mı hep beraber görürüz."

Bu konularda ilginizi çekebilir