Yoksa işler tersine mi dönüyor?
Dr. Ender Aykut YILMAZ
2008 yılında Lehman Brothers'ın iflası ile başlayan devletlerin banka kurtarma süreci, son dönemde tam tersi bir yapıya dönüşmüş görünüyor. Geçmişte bankalarını kurtaran devletler, şu anda ödeyip ödemeyecekleri belli olmayan kağıtlarla bankaların geleceklerini belirsiz hale getiriyorlar. Avrupa bankacılık otoritesince açıklanan verilere göre bölge bankaları, Yunanistan'ın 98 milyar euroluk, İtalya'nın 317 milyar euroluk ve İspanya'nın 280 milyar euroluk ülke borcunu bilançolarında taşımakta.
Tüm bunların yanı sıra, Euro Bölgesi bankaları fon bulmakta da önemli derecede sıkıntıda. İsmi açıklanmayan bir Avrupa Birliği üyesi ülke bankasına, bankalararası piyasanın üzerinde bir maliyetle, Avrupa Merkez Bankası'nca 500 milyon dsolar fon sağlanması, bu anlamdaki endişeleri oldukça artırdı. Bir de bunun üzerine, İsviçre Merkez Bankası'nın FED'den takas yolu ile 200 milyon dolar kaynak sağladığı haberinin gelmesi, kuşkuları iyice artırdı. Bu gelişmelerle birlikte, ABD'li yetkililerin, ülkelerinde bulunan Avrupa bankalarını daha yoğun izlemeye başlamış olmaları da işin başka bir boyutu. Görünen o ki, bankaların riske olan duyarlılıklarında artış var ve birbirlerine fon sağlamada eskisi kadar istekli değiller. Bunlar dışarıya yansıyanlardan okunabilenler. Sanıyorum, rakamsal gelişmelere bakmak, daha somut yorumlar yapabilmemizi mümkün kılacak.
Süreci en fazla açıklama gücü olan gösterge, EUR/USD OIS Spread. LIBOR (Bankalararası gecelik borçlanma faizi) ile OIS (Overnight Borçlanma Faizi) arasındaki fark, piyasalardaki likidite riskini gösteren önemli bir ölçüt. Bu fark (spread) bize, piyasada mevcut olan "karşı taraf" riski hakkında bilgi veriyor. Gerek EUR OIS spread, gerekse LIBOR OIS spread, son birkaç haftadır hızlı bir tırmanışta. Bu hızlı tırmanışı, her ne kadar bir erken uyarı olarak değerlendirmek için erken ise de, ciddi bir biçimde izlenmesi artık bir zaruret.
Küresel yavaşlama, borç krizleri, bankaların, özellikle de Avrupalı bankaların kırılganlığını artırmış görünüyor. Avrupa Birliği'ndeki borç krizinin, bir bankacılık krizine dönüşmesi ihtimali çok uzak olmayabilir. Bankacılık krizine dönüşecek bir borç krizi, Avrupa Birliği'nde işleri daha da içinden çıkılmaz hale getirecektir. Bankalar, belirli finansal kurumların garantörlüğünde güven tazelemeli ve bilançolarını biran önce toksik varlıklardan arındırmalılar. Unutulmamalı ki, Avrupa Birliği'nin ekonomisini yeniden dizayn etme sürecinde, en büyük yardımcısı bankacılık sistemi olacaktır.