Yüksek kar oranları yüzünden eleştiriliyor
Fransız petrol devi Total, yüksek kar oranları yüzünden Fransızlar tarafından eleştiriliyor. CEO Christophe de Margerie: Fransa'da para kazanan bir şirketseniz, kötü algılanıyorsunuz.
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Didem ERYAR ÜNLÜ
Dünyanın en büyük beşinci petrol üreticisi Total bugün dünya genelinde 130 ülkede faaliyet gösteriyor. Petrol ve gaz arama-üretiminden; petrol istasyonlarına, rafineriden, petrokimyaya kadar her alanda faaliyet gösteren Total'in 2011 yılı karı 11.4 milyar euro olarak gerçekleşti.
2010 yılında Christophe de Margerie'nin CEO'luk koltuğuna geçmesi ile hızı artıran Total, 2017 yılına kadar günde 2.3 milyon varil üretimden, 3 milyon varile çıkmayı hedefliyor. Sektör uzmanlarına göre Suriye, Kuzey Denizi ve Yemen'de yaşanan gelişmeler bu hedefin gerçekleşmesini çok zorlaştıracak.
Total özellikle yüksek kar oranları yüzünden eleştirilere maruz kalan bir şirket. CEO Christophe de Margerie bu konuda, "Elde ettiğimiz kar, boyutumuzla orantılı düzeyde. Fransa'da para kazanan bir şirketseniz, kötü algılanıyorsunuz. Tabi ki karımız sadece hissedarlarımıza yaramıyor. Çok yoğun bir şekilde yatırım yapıyoruz. Hatta yatırımlarımız karımızın iki katına ulaşıyor; yeni projeler geliştiriyoruz. Ben bunları anlattığımda, herkes anlıyor ve kabul ediyor. Fakat her sabah aynı şeyleri tekrar etmek zorundayım" yorumlarını yapıyor.
Christophe de Margerie'nin geçtiğimiz günlerde L'Express'de yer alan söyleşisi, petrol fiyatlarından, Fransızların petrol şirketine bakışına; şist gazından, patron olmaya kadar çok sayıda konuya dokunuyor:
* Son günlerde Lakshmi Mittal ile aranızda dayanışma olduğunu hissediyor musunuz?
Onu tanıdığımı söyleyebilirim, çünkü Mittal'in Arcelor'u satın almak istediği dönemde onunla oldukça sohbet etmiştim. Mittal gibi bir grubun Fransa'ya gelmesinin olumlu olacağını düşünmüştüm. Bir ülkenin başarısını sadece sınırları dışındaki başarılar değil, aynı zamanda yanabcı şirketlere sunduğu ev sahipliği ve bu şirketlerle birlikte çalışması da belirler. Mittal'in Florange dosyasının yönetilme biçimi beni rahatsız etti. Bizim bir kaç sene önce Dunkerque rafinerimizin kapatılmasına yönelik yaşananları anımsattı bana.
* Bazı bakanların tavrını mı kastediyorsunuz?
Evet kesinlikle. Siyasi müdahalelere karşı değilim. Bunlar gerekli. Fakat siyasiler her zaman iyi şeyleri kendilerinin yaptığı izlenimini vermek istiyorlar; oysa bunu biz tek başımıza yapıyoruz. Dunkerque'de bir dönüşüm planı önermiştik. Siyasilerin müdahalesi ulusal bir greve yol açıyordu. Mittal'in yaşadıkları da iz bırakacak. Fransa'nın imajının bunlara ihtiyacı yok.
* François Hollande'ın Polonya ziyareti sırasında siz de Airbus'taydınız. Seçimden önce de sıklıkla ziyaret ettiğiniz Hollande'ın ilk ayları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Başlangıcı şaşırtıcı buldum. Kurumlara vergi uygulayarak borcu azaltma kararı bana çok yerinde gelmedi. Tabii ki borcu azaltmak gerekiyor; fakat ekonomik krizin tam ortasında büyüme motorunu durdurmak iyi bir fikir değil. Bugün Fransa, Avrupa'nın en fazla vergi alınan ülkesi ve bu durum yatırımı da engelliyor. Böyle bir önlem belli bir süre için alınabilir, fakat vergiler bir kez kondu mu, bir daha pek kaldırılmıyor.
* Bazıları hükümetin kapitalist patronları desteklediğini düşünüyorlar.
Bu durumu karikatürize etmemek gerekiyor. Bir tarafta kötü patronlar, diğer tarafta iyi çalışanlar yok. Bir şirketin gelişmesi için değer yani istihdam yaratması için, yatırım fırsatlarına sahip olması gerekiyor. Bu ülkede insanlar karşı karşıya getiriliyor. Bu aptalca. Kendimize güvenelim ve korkmaktan vazgeçelim.
* Rekabetçilik adına alınan önlemler Fransız sanayini harekete geçirecek mi?
Bir sanayiyi korumanın tek ve yegane yolu, daha rekabetçi olmaktır. Yükselen ekonomilerin fiyatları ile rekabet edemeyiz. Bizim gücümüz, tamamen farklı ürün yaratabilme kapasitemize bağlı. Bu büyük bir katma değer. Bunun için sanayi politikası belirlememiz ve ön plana çıkarmak istediğimiz ortakları seçmek gerekiyor. Bu noktada durum biraz zorlaşıyor. Enerji politikası gibi: Ne Fransa ne Avrupa senelerdir bu konuda bir politika üretemedi.
* Bu kapsamda şist gazının kullanılmaması kararından pişmanlık duyuyor musunuz?
Bu konuda fikir belirtmeme kararı aldım. Konuşmak durumu daha fazla bloke ediyor. Total konuştuğu zaman, sadece kendi çıkarlarımızı ve hissedarlarımızın çıkarlarını korumak için konuştuğumuzu düşünüyorlar. Bu tartışmanın yol açtığı kızgınlığı anlamıyorum. Şist gazı hikayesine gelince, bu konuda izin başvurusunu biz yapmadık. Oysa, külleri alevlendiren konu bu oldu.
* ABD'de bile şist gazı polemiklere yol açıyıor. Çevre konusunda önemli endişeler gündemde...
Aslına bakarsanız, bu teknolojiye yönelik saldırıların arkasındaki hedef, gaz; daha da küresel bakacak olursak, fosil enerji kaynakları. Gaz, petrol ve kömüre oranla daha az CO2 emisyonuna neden oluyor. Ben her zaman CO2 emisyonları ile mücadeleden yana oldum, fakat asıl sorun enerji olarak ne istendiği. Nükleer ve karbonu istemiyorsak, geriye ne kalıyor? Tabi ki yenilenebilir enerjiler. Fakat bu yeterli mi? Hayır, değil!
* Total ve Fransızlar arasındaki ilişki oldukça karmaşık...
Evet. Bu karmaşıklığı gidermek için çaba sarfediyorum. Bir bir numaralı Fransız şirketi konumundayız ama tüm kütülüklerin sorumlusu da değiliz. Elde ettiğimiz kar, boyutumuzla orantılı düzeyde. Fransa'da para kazanan bir şirketseniz, kötü algılanıyorsunuz. Tabi ki karımız sadece hissedarlarımıza yaramıyor. Çok yoğun bir şekilde yatırım yapıyoruz. Hatta yatırımlarımız karımızın iki katına ulaşıyor; yeni projeler geliştiriyoruz. Ben bunları anlattığımda, herkes anlıyor ve kabul ediyor. Fakat her sabah aynı şeyleri tekrar etmek zorundayım.
* Sizin tüm çabalarınıza rağmen Total "kibirli" şirket imajını koruyor.
Evet çok uzun zaman sessiz kaldık. Bizim sessizliğimiz bu olumsuz imajı destekledi. Bugün ise başka bir dönem söz konusu. Patronlar da sivil toplumun bir parçası ve kendilerini ifade etmeleri gerekiyor.
* Erika felaketi gibi hatalarınızı kabul etmek imajınıza zarar vermedi mi?
Erika konusunda önemli olan iletişim değil, yaşanan kaza oldu. Plajları kirlettik. Bu krizi kötü yönetmiş olduğumuz doğru. Suyun derecesi, akıntının etkisi gibi konularda teknik hatalar yaptık. Öte yandan hemen Noel öncesiydi. Bugün izleri kaldı mı? Plajlarda hayır, ama kalplerde evet.
* Yine de hatalarınızı kabul etmekte zorlanıyorsunuz. Mahkeme sırasında temyize başvurdunuz.
Genel Müdür konumuna geldiğim zaman almam gereken ilk önemli kararlardan biri bu oldu. Şirket içi bir anket yapmış olsaydım, çoğunluk bu sayfayı çevirmek isterdi. Fakat sanayi sorumlusu olarak, grubun haklarını korumam gerekiyordu. Eğer bir şirket tüm güvenlik kurallarına uyarak, trende tehlikeli madde taşırken, kaza yaparsa, bunun sorumlusu şirket midir?Buna rağmen, Ouest-France'da yer alan bir haberde hatamızı kabul ettim ve vediğimiz tüm zararı karşıladık.
* Fransızlar sizi benzinin pahalı olmasından dolayı da eleştiriyorlar. Bu konuda tepki gösteremez misiniz?
Fransa, benzinin en fazla vergiye maruz kaldığı ülkelerden birisi. Eğer bir hareket alanı varsa, burada. Evet biz en büyük dağıtımcı konumundayız, fakat pazarın yüzde 20'sinden daha fazlasını temsil etmiyoruz. Birçok petrol şirketinin ürettikleri benzini satmadıklarını biliyor musunuz? Çünkü bu onlara yarardan çok zarar veriyor. Fransız pazarını terk etmek gibi bir niyetimiz yok. Tam tersine 600 noktada ucuz benzin-servis istasyonu olan Total Access uygulamasını başlattık. Hedefimiz yeni müşteriler kazanmak.
Benzin fiyatları artacak mı?
Benzin fiyatları artacak mı?
* Benzin fiyatlarının artıp artmayacağı konusunda bilgi verebilir misiniz?
Bu konuda daha önce bir açıklama yaparak tuzağa düşmüştüm, aynı şeyi bir daha yapmayacağım. Dolayısıyla, Yeşiller gibi davranıp, 40 senelik bir öngörüde bulunabilirim: Evet, enerji kesinlikle bugünden çok daha pahalı olacak!
* Bunun nedeni petrolün artık kolay çıkarılmaması veya kolay rafine edilmemesi mi; yoksa rezervlerin tükenmesi mi?
Bugün "peak oil" den bahsedebiliriz; yani kaynakların azalmaya başladığı zamana geldik. Konvansiyonel olmayan yakıtlar devrimi, öngörülere göre, dünya kaynaklarının iki katına çıkmasını sağlayacak. Yüz yıl yetecek kadar petrolümüz; daha fazla yıl yetecek kadar gazımız var. Bu, özellikle de otomobil üreticileri için iyi bir haber. Öte yandan çevreye karşı her zamankinden daha duyarlı bir şekilde hareket etmek zorundayız. Bunun bir maliyeti var. Bu maliyete teknik karmaşıklıklar da ekleniyor. Son yıllarda petrol fiyatlarının artmasının nedenlerinden biri de bu.
* ABD, konvansiyonel olmayan gazın keşfiyle, kendi kendine yeterli hale geldi. Bu bir devrim mi?
Öncelikle bu sayede dış ticaret açıklarını kapatabilecekler. ABD günde 10 milyon varil petrol üretebilir. Bu Rusya ve Suudi Arabistan'ın üretimine denk geliyor. Jeopolitik açıdan, bu gelişme mevcut durumu değiştirir; teorik olarak ABD, Ortadoğu petrolünden vazgeçebilir.
* Bugüne kadar siyasi nedenlerden dolayı yatırım yapmaktan vazgeçtiğiniz ülkeler oldu mu?
Evet, tabi ki.
* Hangileri?
Bunu söyleyemem.
* Bir ülkede çalışmak için, bu ülkenin kabul edilebilir olması gerektiğini söylüyorsunuz. Bu kavramı tanımlar mısınız?
Bizim etik değerlerimiz doğrultusunda kabul edilebilirlikten bahsediyorum. Bu ülkeye saygı duymuyorsak, orada kalamayız. Bu insan hakları ile başlıyor. Çalışanlarımızın güvenliği çok önemli. Ortadoğu, Endonezya ve Libya'yı terkettiğimiz durumlar oldu. Sonra geri döndük.
* Birmanya'nın insan haklarına yeterince saygı gösterdiğini söyleyebiliriz o zaman?
Yeterli olmasa da, kayda değer gelişmeler var. Ama çok ileri gitmemek gerekli. Ya da Fransızlara demokratik olmayan ülkelere tatile gitmelerini de yasaklayalım. Neden bu konuda sadece petrol şirketleri dikkate alınıyor bilmiyorum. Gaz için de aynı durum söz konusu. Kendi ülkemizde üretme hakkımız yok, fakat diğer ülkelerde üretip, ithal etmekte sorun yok! Tüm bu tezatlar korkunç boyutta!
Patron olmak kolay değil, ama tutku verici
1951 yılında doğan Christophe de Margerie, 1974 yılında Paris Ticaret Üniversitesi'nden mezun oldu. Total grubuna bütçe sorumlusu olarak giren Margerie, 1990'da Finans Direktörü; 1992'de Direktörler Komitesi Üyesi; 1995'de Total Ortadoğu Genel Müdürü; 2002'de Arama-Üretim Genel Müdürü; 2007'de Genel Müdür oldu. Margerie 2010 yılından bu yana şirketin CEO'su konumunda. "Patron olmak her zaman kolay değil, ama tutku verici" diyen Christophe de Margerie, "62 yaşında her sabah uyandığımda, 'artık çalışmaya son verip, vakit ayıramadığım şeylerle uğraşmalıyım' diyorum"