Yükseköğretim sistemimizin yeni bir finansman modeline ihtiyacı var!
Prof. Dr. Suat TEKER / Okan Üniversitesi, İşletme Bölüm Başkanı
Yeni Yükseköğretim Kurumu Yasayı (YÖK); YÖK Kurulu tarafından Milli Eğitim Bakanlığı'na (MEB) gönderildi. Ve Anayasa değişikliği ile beraber YÖK Yasası da değişecek. Yeni yasa tasarısı üzerinde herkes rektör seçimlerine odaklanmış durumda. Ancak, sürdürülebilir bir finansman modeli ile bu yasa desteklenmezse, bir rektörün hangi yönteme ile seçileceğinin çok önemi olmayacaktır. Yeni yasada, vakıf üniversiteleri yanında, özel üniversitelerin ve yabancı universitelerin de Turkiye'de şube açma veya kampus kurma imkanı olacak, rekabet aratacak ve yeni bir düzen gerekecek. Tüm bu sektörü mobilize edecek bir finansman modelinin sisteme tanıtılması gerekiyor. Mortgage kredilerinin bankalar tarafından sisteme tanıtılmasıyla birlikte, emlak sektöründe bir üretim patlaması yaşandı ve devam ediyor. Hem ev alanlar, hem konut yapanlar, hem konut yapanlara girdi sağlayanlar, hem de sisteme finansman sağlayan bankalar, bu işten kazançlı çıktı. Uygun bir yükseköğretim kredilendirme modeli ile de hem daha çok öğrenci para ödeyebileceği okulları tercih edebilecek, hem sadece okul ücretini değil, yaşam giderlerini de finanse edebilecek, hem devlet üniversiteleri hem de diğer üniversiteler daha çok gelir kazanabilecek, hem de bankalar hem sistemi işletecekler hem de para kazanacaklar. Ayrıca, bu sistemin Devlete direk bir yükü olmayacak. Bu kredi kullandırma sistemi, başarılı öğrencileri teşvik edecek veya öğrencilerin daha başarılı olmalarını özendirecek. Kısacası, bu sistemin tüm paydaşları, kendi hesabına bir şeyleri artı olarak yazabilecekler...
İyi eğitilmiş insanların gelecekte daha çok gelir kazanma gücüne sahip olduğu konusunda ekonomistler arasında bir görüş birliği vardır. 1999 yılında Amerika'da yapılan bir araştırmaya göre, orta öğretim eğitimi almış bir kişinin ortalama yıllık geliri, üniversite eğitimi almış birine göre, 3 kat daha düşüktür. Bu oran, Türkiye için 3.5 kat civarındadır. Yükseköğretim finansmanın uzun yıllardır ve yaygın olarak kullanıldığı Amerika ve İngiltere gibi ülkelerde, yükseköğretim almış veya almakta olanların sayısının yüksek olmasının bir nedeni de bu ülkelerde yükseköğretim hizmeti almak isteyenlerin kolaylıkla bunu finanse edebilmesidir. Yükseköğretim hizmetinin herkes için ücretli olduğu ve hatta yabancı öğrenciler için iki veya üç kat daha pahalı olduğu bu ülkelerde, iyi yapılandırılmış bir finans modeli aracılığı ile hem yükseköğretim hizmeti alabilen kişi sayısı arttırılmış, hem de popülasyonun daha iyi bir eğitim almış kişilerden oluşması sağlanmıştır. Diğer yandan, bu ülkelerdeki üniversitelerin kendi gelirlerini yaratabilmeleri nedeniyle, daha çok sayıdaki üniversitelerini dünyanın en iyi üniversiteleri arasına sokabilmişlerdir. Böylece, yükseköğretime hizmet veren finans sektörü daha hızlı büyüyebilmiş ve hepsinin ortak paydası olarak ta sürekli ve iyi seviyede bir ekonomik büyüme yaratılabilmiştir. Yükseköğretim sistemimiz için de oluşturulabilecek bir "kazan-kazan" stratejisi ile tüm paydaşlar bu finans sisteminden fayda sağlayabilecektir. Önerilen bu finansman sistemi kurgulanırken; gerçekten finansmana ihtiyaç duyan bireylerin objektif olarak belirlenebilmesi, ihtiyaç duyulan kredi miktarının ölçülebilmesi, ihtiyaç duyulan kredinin vadesi, kredi faizi, geri ödeme süresi, taksit miktarı, kredi teminatı, vergi muafiyetleri ve indirimleri gibi unsurlar dikkate alınmıştır. Ayrıca, bu modeli kullanacak olan öğrenciler, öğrenci aileleri, devlet, finans sektörü kuruluşları (bankalar, özel finans kurumları, sigorta şirketleri, aracı kurumlar vb) gibi tüm paydaşların, bu sistemden fayda sağlamaları amacı hedeflenmiştir. Önerilen bu modelde, ilk aşamada Devlet ve bankalar ortaklaşa bir fon havuzu oluştururlar. Bu havuzdan bankalar fon kullanırlar ve belirledikleri öğrencilere, ihtiyaç duydukları miktarda ve sürelerde (5-20 yıl), eğitim başarılarına endeksli olarak kredi kullandırırlar. Devlet ve bankaların ortak olduğu bir sigorta şirketi kurulur ve tüm eğitim kredileri temerrüt riskine karşı sigorta ettirilir. Kredi portföyü bankalar tarafından menkulleştirilir ve ikincil piyasalarda likidite edilir. Elde edilen nakit ile yeni eğitim kredileri açılır veya fon havuzuna geri ödenir. Eğer bankalar bu portföylerini ikincil piyasalarda likidite edemezlerse, sistem tıkanır. Bu aşamada Devlet devreye girerek, bankalara bu menkuller satın alma garantisi verir. Böylece, sisteme tekrar likidite kazandırılır. Bu finansman modeli ile ilgili basit bir kredilendirme örneği vermek gerekirse; Devlet üniversitesine giden bir öğrenci, hiç okul ücreti ödemese bile aylık 500TL bir yaşam giderine ihtiyaç duyacaktır. 9 ay boyunca ayda 500TL kredi alan bir öğrencinin yıllık 4500 TL ve 5 yıl boyunca 22500TL bir krediye ihtiyacı vardır. Eğer bu krediye yıllık sabit %6 faiz uygulanırsa, öğrenci mezuniyetinden sonraki beş yıl boyunca ayda 515 TL ödeyerek borcunu kapatabilir. Eğer geri ödeme süresi 10 yıla çıkarılırsa, aylık taksitleri 300 TL civarında olmaktadır. Benzer şekilde bir vakıf üniversitesine giden bir öğrenci yılda 20000TL krediye ihtiyaç duyabilir, 5 yılsonunda toplam 100000TL kredi kullanmış olur. Mezun olduktan sonra 5 yıl boyunca ayda 2bi 288 TL ödeyerek borcunu kapatabilir. Geri ödeme süresinin 10 yıla çıkması durumunda aylık taksitler 1500 TL civarındadır.
Kredi kullanma dönemi 5 Yıl 5 Yıl
Kullanılan yıllık kredi 4500 TL 20000 TL
Toplam kullanılan kredi 22500 TL 100000 TL
Geri ödeme süresi 5 Yıl (60 ay) 5 Yıl (60 month)
Aylik faiz oranı (yıllık %6) Aylık %0.5 Aylık %0.5
Aylık Taksitler
1. - 5. Yıl
6. - 10.Yıl
0 TL
515 TL
0 TL
2288 TL