Yükselişe rağmen sermaye hareketleri Euro-negatif

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Atılım MURAT

Risk iştahı arttıkça, Euro da yükselmeye devam ediyor. İki hafta önceki yazımda, Euro/dolar paritesinin 1.3130'a kadar ulaşma potansiyeli olduğunu belirtmiştim. EUR/USD, bu hafta 1.3130'u da aşarak, 1.3250'ye geldi. Euro'daki yükselişin nedeni olarak, ABD verilerindeki kötüleşme ve buna bağlı olarak Fed'in para musluklarını tekrar açma olasılığının artmasını gösterebiliriz. Teşviksiz ABD ekonomisinin benzininin biteceğini aylardır yazıyorum. Makro veriler son iki aydır hayal kırıklığı yaratıyor. Cuma günü açıklanacak istihdam raporu da beklentilerin altında gelirse, 10 Ağustos'taki Fed bildirisinde bazı ifade değişiklikleri görebiliriz. Fed, direkt olarak tahvil alımlarına başlayacağını söylemese de, dolaylı cümleler kullanabilir. Böylelikle piyasanın sarılacağı yeni bir hikaye olmuş olur. Aslında ilk tahvil alım programı, varlık fiyatlarını şişirmekten başka bir işe yaramadı. Yüzde 0 faiz oranı, yüzde 10'luk açık/milli gelir oranı, 2.5 trilyon dolar büyüklüğe ulaşan Fed bilançosu ile elde edilen sonuç ortada. Fed, tahvil alım operasyonlarına yeniden başlayacağını açıklarsa, dolar ilk etapta olumsuz etkilenebilir. Mart 2009'dan sonra bunu gördük. Euro/dolar paritesi 1.51'e kadar yükseldi. Fakat o dönemde AB ülkelerindeki sorunlar gündemde yoktu. Bugün çok rahat şekilde, 'Fed tahvil alımlarına başlarsa, dolar çöker' diyemeyiz. Çünkü aşırı borca dayanan yapısal problemler, düşük büyüme rakamları, ülkeler arası cari dengesizlikler, AB ekonomisinde sürüyor. AB'de açıklanan kemer sıkma politikaları, hem 2010'da hem de 2011'de büyüme rakamlarını baskı altında tutar. Fed gevşek para politikasına devam edebilir, ancak Avrupa Merkez Bankası da uzunca bir süre faizleri artıramaz. Bugün için Euro oldukça güçlü görünüyor. Euro/dolar'daki yükseliş biraz daha devam edebilir. Ancak sürekli olarak takip ettiğim, Avrupa piyasasındaki sermaye hareketleri farklı sinyaller veriyor. Euro'ya net girişler, haziran başından beri artıyordu. Buna paralel olarak EUR/USD da yükseldi. Parite 1.3250 olmasına rağmen, son 3-4 günde Euro'ya girişler tam anlamıyla durmuş durumda. Aynı zaman diliminde, dolardan çıkışlar da son buldu. Tabii sadece 3-4 günlük sermaye hareketleri ile net bir sonuca varmak doğru olmaz. Yine de sermaye akımlarının, bu yılın başından beri iyi performans gösterdiğini ekleyelim. Fiyat hareketleri, özellikle son iki aydır bu sermaye akımlarını çok yakından takip ediyor. Dolar pozisyonlarını koruyan yatırımcıları bekleyen en büyük tehlike ise, piyasa profesyonellerinin ekseriyetinin hala Euro-negatif beklentilere sahip olmasıdır. Bir para birimi için olumsuz beklentiler çoğaldıkça, ters hareketlerin gerçekleşme olasılığı da artıyor. EUR/USD 1.18'li seviyelere düştüğünde, yorumcuların çoğu paritenin '1' seviyesine gideceğini söylüyordu. İki ay içinde 1.3250'ye geldik. Çoğunluk benzer şekilde düşündüğünde, kısa dönemde karşıt stratejiler uygulamak çok karlı olabiliyor.

Geçen haftaki 'Altın ve gümüşteki düşüşler sürpriz değil' başlıklı yazıda, mayıs ayından sonra altın ve gümüş fiyatlarında görülen yaz düşüşlerinin normal olduğunu yazmıştım. Bu yılın mayıs ayında görülen en yüksek değer $1,240 idi. Son 10 yılda, mayıs-yaz döneminde görülen averaj düşüşü yüzde 9 olarak hesapladıktan sonra, hata yaparak '$1,225-$1,230 bölgesi' yazmışım. Doğrusu '$1,125-$1,130 bölgesi' olacaktı. Okuyucularımdan özür dilerim.