Zararın neresinden dönülse kârdır...

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

DİYARBAKIR'DAN / Mahir SOLMAZ

diyarbakir@dunya.com

Diyarbakır'da kent merkezine yaklaşık 3 kilometre uzaklıktaki eski Silvan yolu üzerinde 1065 yılında Mervaniler zamanında inşa edilen ve 943 yıl süresince İpek Yolu üzerinden ticaret yapan kervanların da geçişini sağlayan On Gözlü Köprü, araç trafiğine kapatıldı. Yıllarca ağır tonajlı araçların geçişi bu köprüyü yok olma tehlikesi ile karşı karşıya getirdi. Şimdi restorasyonu yapılıyor. Bundan böyle sadece yayalar kullanacak. Turizme kazandırılacak ve gelecek nesillere şahane bir miras kalacak. Yaklaşık 300 metre ileriye de araç geçişi için yeni köprü inşa ediliyor. "Zararın neresinden dönülse kârdır" sözünün önemini yine burada anlamış bulunuyoruz.

Birisi doktor, diğeri çiftçi iki arkadaşımla birlikte hafta sonu Diyarbakır'ı dolaşıyoruz otomobille. Kentin dışında Bismil yolundayız. Buğdaylar sararmaya başlamış. Çiftçi dostum sıkıntılardan bahsederken, Diyarbakır'da işsizlik olmadığının altını ısrarla ve kızgın bir şekilde çiziyor. 'Neden' diye sorduğumda, ekin zamanı gerek hububatta, gerekse pamukta çalıştıracak işçi bulamadığını, bu nedenle çevre illerden işçi getirdiğini söylüyor. Sitem ediyor haklı olarak...

Gezimiz devam ediyor. Çiftçi dostumdan çevre ile ilgili bilgiler alırken, hiç ağaç olmaması dikkatimi çekiyor. Etrafta hazine arazisi olup olmadığını veya arazi sahiplerinin kim olduğunu öğreniyorum. Özellikle Dicle Nehri etrafında ağaç dikimine elverişli o kadar çok alan var ki... Sonra aklıma Başbakan'ın sözleri geliyor. "Balık yemesini değil, balık tutmasını öğretiyoruz." Bu lafın üstüne, Diyarbakır'da Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından fakir ailelere dağıtılan 300 TL'lik yardım geliyor. Madem balık tutmayı öğreteceğiz, neden o zaman, yoksul ailelere yardım yapıldı ve karşılığında bir hizmet alınmadı. Şöyle düşünüyorum; sosyal yardımlaşmadan yardım alan her aileye Dicle Nehri kenarına bir ağaç dikme zorunluluğu getirilseydi, ya da yoksul ailelere, Dicle Nehri kenarında fidanlık oluşturma karşılığı destek ve eğitim verilseydi daha iyi olmaz mıydı? O zaman söylediğimiz söz ile de ters işler yapmamış olurduk.

Diyarbakır'da balık yiyoruz. Ama balık tutmayı bilmiyoruz. Bundan sonra hem Diyarbakır Valiliği ve bünyesindeki bu işlerden sorumlu müdürlükler hem büyükşehir belediyesi ve alt kademe belediyeleri, Diyarbakır'ın ağaçlandırılmasına projeler üretmeli düşüncesindeyim. Belki bu sayede hem istihdam sağlanmış hem de Diyarbakır'daki ağaçlandırma ile ilgili ciddi çalışmalar yapılmış olacak. On Gözlü Köprü örneğinde söylediğimiz gibi "Zararın neresinden dönülse kârdır..."