Zeybekci'den Eximbank açıklaması

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, "Eximbank'ın imkanlarını, kaynaklarını ve sermayesini artık 100 milyar dolarlarla ölçülebilen, telaffuz edilebilen seviyelere çıkarmak zorundayız" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi'nin aylık olağan toplantısına ve iftar yemeğine katıldı.

Zeybekçi, yaptığı konuşmada Eximbank'ın imkanlarının, kaynaklarının ve sermayesinin 100 milyar dolarlarla ölçülebilen seviyelere çıkarılması gerektiğini söyledi.

Zeybekci,Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) müzakereleriyle ilgili, "Bir sevdamız var, vazgeçmeyeceğiz. Bizim sevdamız Leyla ile Mecnun'un sevdası gibi, kavuşmak buluşmak değil dert, sevmek. Bizim için önemli olan AB standartlarını tutturmak. Standartlarını tutturduğumuzda AB'ye girsek de olur, girmesek de olur." açıklamasını yaptı.

Burada yaptığı konuşmaya, geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden Kale Grubu'nun Kurucusu ve Onursal Başkanı, İSO Meclis Başkanlığı görevini de yürüten İbrahim Bodur'a Allah'tan rahmet dileyerek başlayan Zeybekci, iş adamının memleket sevdasından ve Türkiye ekonomisine, sanayisine katkılarından bahsetti.

Katılımcılara Türkiye'nin 2003 yılından önceki görünümünü anımsatan Zeybekçi, o dönemde ülkenin her 4-5 yılda bir rutin şekilde üretim konusunda krizler yaşadığına işaret ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"O zamanki Türkiye'ye baktığımızda gördüğümüz, yeterli üretim kapasitesine, yeterli üretim derinliğine sahip olamamak, yeterli milli üretim politikalarına sahip olamamak. Dünyayla entegre olabilen, dünyayla rekabet edebilen üretim kabiliyetlerine sahip olamamaktan dolayı büyümemizi hep, başkalarının parasıyla, başkalarından transfer ettiğimiz finansman imkanlarıyla, tüketime dayalı, ithalata dayalı bir canlanma ile sağladığımızdır. 

Ne yapmak zorundaysak bugün, bunların hepsini yapmalı ve üretmek zorundayız. Üretmeyen ekonomiler, üretmeyen ülkeler asla ve asla başarılı olamazlar. Tamam çok küçük bir coğrafyadaysanız, çok küçük bir ülkeyseniz sadece ve sadece ticaretle o coğrafyada yer alabilir ve başarılı olabilirsiniz. 

Bizim gibi kıta özelliğine sahip olan, dünyanın bütün kültürlerinin, bütün dinlerinin buluştuğu, bütün ticaret yollarının buluştuğu ve tüketim alışkanlıklarının tamamının buluştuğu, dünyanın en önemli enerji ve ham madde kaynaklarının buluştuğu bu coğrafyada çok güçlü bir üretim ayağınız yoksa, çok güçlü bir üretim derinliğiniz yoksa başarılı olmak son derece zor."

Nihat Zeybekci, dünyanın çok hızlı hareket edip dönüştüğüne dikkati çekerek, dünyanın haritalarının baştan ayağı yeniden dizayn edildiği bu dönemde, Türkiye'nin derhal yol haritasını belirlemesi gerektiğini vurguladı.

Dünyanın yeniden yapılanmaya başladığını, dünya haritasının yeniden çizilmeye başladığını belirten Zeybekci, önceden dünya haritasını 'ideolojik' bir kalem çizerken, şimdi çizen bu kalemin ekonomik, ticari bir kalem haline geldiğine değindi.

Bakan Zeybekci, çok uzun süreden beri dünyanın tek bloklu bir yapının etrafında döndüğüne vurgu yaparak, "Ve bu yapıdan kaynaklanan aşırı şekilde sanal ekonomik büyümenin yarattığı ve sonuç itibariyle dünya fonlarının mezarlığı haline gelen ABD'deki 2008 yıllarında yaşanmış olan ekonomik krizde dünya yeniden dizayn ediliyor. Türkiye'nin bu yeniden yapılanan dünyada yerini alması artık yeterli değil, yeni bir dünya kurulacaksa Türkiye o yeni dünyayı kuranlardan olmak zorundadır" ifadesini kullandı.

"Etrafımızdaki her şeye de müdahil olmak zorundayız"

Edilgen bir ekonomiyle Türkiye'nin bir yere gidemeyeceğine, birilerinin dizayn ettiği dünyada oyuncu olmanın Türkiye için sürdürülebilir olmadığına dikkati çeken Zeybekci, "Biz edilgen bir ekonomi olduğumuz anda, yok olan bir ülke olma yoluna otomatik olarak yönlenen bir coğrafyadayız. O yüzden güçlü, etken ve haritayı çizenlerden olmak zorundayız. Anadolu'da huzur ve güvenlik içinde yaşayacaksak, etrafımızdaki her şeye de müdahil olmak zorundayız." dedi.

Nihat Zeybekci, geçtiğimiz dönemde Türkiye'nin çok büyük şeyler yaptığına, kendinden beklenmeyecek kadar da başarılı olduğuna işaret ederek, Türkiye'nin fasoncu ülke olarak bile 10 bin dolar milli gelir seviyesine geldiğini, dünyanın en büyük 20 ekonomisinden biri olduğunu söyledi.

Türkiye'nin Cumhuriyetin 100'üncü yılında ya da önümüzdeki 20-30 senede dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olması için, bütün alanlarda iddialı olması, seferberlik başlatması gerektiğini dile getiren Zeybekci, konuşmasına şöyle devam etti:

"Başbakanımızın çok sevdiğim 'sorunları torunlara havale etme' sözü var. Böyle bir seferberlik başlatmazsak, başarmazsak sorunlarımızı torunlarımıza havale ederiz. Torunlarımıza ait olan geleceği bugünden tüketerek, çok büyük bir savurganlığı başlatmış oluruz. O yüzden çözüm üretmek, her gün bir önceki günden daha fazla üretmek, bu üretim içinde, bilgiyi, teknolojiyi üretmek, topyekun bir seferberliğe başlamamız gerekiyor.

Bunu söylerken de sorumluluk makamında biri olarak, söyleyip kenara çekilecek bir anlayışta değiliz. Bunu hep beraber yapacağız. Biz bir kişiyi düşündürerek, binlerce kişiye uygulatan anlayış içinde hiç olmadık. Bunu birlikte yapacağız, bir seferberliği birlikte gerçekleştireceğiz. Birlikte hep beraber uyanık olacağız, bazı tedirginliklere karşı birlikte duracağız. Türkiye hep kendi öz güveni ile problemler yaşadı bugüne kadar, bunun maliyetlerine de fazlasıyla katlandı."

"100 milyar dolarlarla ölçülebilen seviyelere çıkarmak zorundayız"

Yeni dönemde Eximbank'ın Bakanlığa bağlandığını anımsatan Zeybekci, "Öncelikle Eximbank'ın imkanlarını, kaynaklarını ve sermayesini artık 100 milyar dolarlarla ölçülebilen, telaffuz edilebilen seviyelere çıkarmak zorundayız. Dünyadaki başarılı örnekleri nasılsa, Eximbank'ımızı da oraya götürmek zorundayız." dedi.

Bakan Zeybekci, dünyada Eximbank'ın, kriterlerini kendilerinin belirlediği sıralamada Türkiye'yi dördüncü gruba koyduğuna dikkati çekerek, Türkiye'nin tartışmasız şekilde üçüncü gruba, zorlanırsa ikinci gruba girebileceğini belirterek, dördüncü grupta olmasının Türkiye'ye yıllık finansman maliyetinin 2,5 milyar dolar olduğunu söyledi.

"Haksız bir şekilde dördüncü gruptayız, hakkımız olan üçüncü gruba geçtiğimiz anda bizim Türkiye olarak kazancımız 2,5 milyar dolar" diyen Zeybekci, bu yüzden Türkiye'nin finans piyasalarını kontrol edebilen, kendi finans politikalarını yaratabilen ve etkin bir ülke olması gerektiğinin altını çizdi.

Bugün Türkiye'de konuşulması gereken başlığın 'üretim' olması gerektiğine dikkati çeken Zeybekci, kamuoyunda Türkiye'nin eksiklerinin konuşulmasını, artılarının konuşulmamasını eleştirdi. Zeybekçi, eksikler kadar ülkenin artılarının da ekonomi programlarında ya da ekonomi sohbetlerinde konuşulması gerektiği değerlendirmesinde bulundu.

'Bizim için önemli olan AB standartlarını tutturmak'

Türkiye'nin 53 yıldan beri AB kapısında beklediğini belirten ve bu durumu "Bir sevdamız var, vazgeçmeyeceğiz. Bizim sevdamız Leyla ile Mecnun'un sevdası gibi, kavuşmak buluşmak değil dert, sevmek. Bizim için önemli olan AB standartlarını tutturmak. Türkiye olarak AB'nin kalite, üretim ve demokrasi, hukuk, insan hakları, özgürlükler standartlarını tutturduğumuzda AB'ye girsek de olur, girmesek de olur" cümleleriyle özetleyen Zeybekci, Türkiye'nin AB ile Gümrük Birliği bağıyla bağlı tek ülke olduğunu anımsattı.