2023 için yeni ekonomi bakışı ne olacak?

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

DIŞ TİCARET DÜNYASI/Taylan BÜYÜKŞAHİN

Türkiye, 2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracat, 25 bin dolarlık kişi başı gelir ve dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girmeyi hedefliyor. Bu doğrultuda yıllara göre ihracat hedefleri açıklandı. Ancak, 2013 için hedeflenen 158 milyar dolarlık ihracat hedefi tutmadı ve bir önceki yıla göre yüzde 0.01 artışla 151 milyar 707 milyon dolar olarak gerçekleşti.

İş dünyasında, 2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracat hedefinin tutmayacağı yönünde endişeler son aylarda dillendiriliyordu. 2013 verilerinin de beklenenin altında gelmesi, karamsarlıkları artırdı.

Son yapılan kabine değişikliği ile görevi Zafer Çağlayan’dan devralan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, ayağının tozuyla Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) toplantısında 2013 ihracat rakamlarını açıkladı ve şunları söyledi: “2023 hedefleriniz varsa, 500 milyar dolar ihracat hedefimiz, 2 trilyon dolarlık gayrisafi yurtiçi hasıla ve dünyanın en büyük 10 ekonomisi olacaksak evet yeni bir ekonomi bakışına ihtiyaç var. Yeni hedeflere ihtiyaç var”

TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi de, aynı toplantıda Zeybekci’ye benzer değerlendirmelerde bulundu: “Ekonomimizin daha güçlü yapılanması için, bir diğer deyişle, yeni bir sıçrayış için; yeni bir hikâye, bir nevi yeni bir zihniyet devrimi gerekiyor. Tam da bu noktada, ihracatı öne çıkaran politikalara ve araçlara ihtiyacımız var. 2023'te belirli sektörlerde dünya liderliği hedefliyoruz”

Ekonomi Bakanı Zeybekci, 2023 hedeflerinin sorgulandığı, piyasaların dalgalandığı bir zor dönemde göreve başladı. Zeybekci’nin ÖTV artışının enflasyonu etkilemeyeceği ve yüksek kurun özel sektöre etki etmeyeceği açıklamaları belirli kesimlerden tepki çekti. Ancak, 2023 için yeni bir ekonomi bakışına ihtiyacımız olacak demesi, özellikle ihracatçılarda olumlu bir beklenti oluşmasını sağladı.

Yeni bir ekonomi bakışı nasıl olmalı? Bu soruların yanıtlarını konunun muhataplarına sorunca aldığım yanıtlar, Zeybekci’nin ve Büyükekşi’nin önümüzdeki dönemlerde karşılaşacağı taleplerin önemli bir kısmını ortaya çıkardı.

[PAGE]

Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Zekeriya Mete:

Bütün sektörlerin analizleri yapılmalı

500 milyar dolara giderken birkaç tane lokomotif sektör vardı, şu an onlarla gurur duyduğumuz, her platformda öne çıkarttığımız, ama istihdam ve katma değer yaratmayan, cari açığa katkısı olmayan sektörler bunlar. Ama bir de bu işin gerçek vatanseverleri, katma değer, istihdam yaratan bizim gibi sektörleri var. Bunlar görmezden gelindi. Büyüme trendi, potansiyeli olabilecek tarım, tarıma dayalı sanayi sektörleriyle olmalı. Bizler bunları geliştirmezsek ne cari açığı kapatabiliriz, ne de istihdam yaratabiliriz. Yeni program yapılacaksa bütün sektörlerin analizlerinin yapılması lazım. Cari açığı azaltıyor mu, istihdama katkısı var mı gibi veriler değerlendirilmeli. Sektörlerin ihtiyaçları, handikapları neler, bunlar ele alınıp teşvikler ve destekler verilmeli. Biz bunları daha önce belirtmiştik. Ancak kimse bunları konuşmadı. Bence yeni Bakanımız çok güzel bir yaklaşım gösteriyor. 2023’ü yeniden irdeleyip, hangi sektörlerin neler yapacağı çok seri bir şekilde ele almalı. Yeni bakan, İki dönem ihracatçı birliği başkanlığı yapmış, içimizden gelen bir isim.

Teşvik sistemi kökünden değişmeli

[PAGE]

TİM Sektörler Konseyi Makine ve Aksamları Sektör Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran:
Teşvik sistemi kökünden değişmeli

Başından beri söylüyorum. Bir kere farklı teşvik sisteminin kökünden değişmesi lazım. Makine İhracatçılar Birliği olarak Sayın Bakanımıza da bunu arz edeceğiz. Bizim bu konuda 10 yıl önceden hazırladığımız çalışmalar var. Türkiye’nin daha yüksek katma değerli alana gidebilmesi için yapılacak şeylerin çok net olduğunu düşünüyorum. Sanayiden para kazanmamız gerekiyor. Sanayinin de dönüşmesi lazım. Sanayimiz de yüksek katma değer üretemeyen bir sanayi halinde. İthalata bağımlı bir halde. Bunun değişmesi için, kısa vadede değişiklik değil, eğitim sisteminin köklü bir değişikliğe ihtiyaç var. Teknoloji üretecek firmaların arkasında çok güçlü bir devlet desteği mekanizmasının oluşturulması gerekiyor. Teşvik sisteminin kökünden değiştirilmesi lazım. Teşvik sisteminin katma değeri, verimliliği, ölçek ekonomisini ve kaliteyi destekleyen bir yapıya kavuşturulması gerekiyor. Dünyada olup bitenlerin çok iyi analizinin yapılıp, hangi konularda rekabetçi bir alan oluşturabileceğimizi çok iyi etüt etmemiz gerekiyor. Üretim araçları, Türkiye’de üretilebilir hale getirilmeli. Elektronik, yazılım ve makine sektörlerinin Türkiye’nin önümüzdeki dönem lokomotifi haline getirilmesi gerekiyor.

[PAGE]

Türkiye Deri Konfeksiyoncuları Derneği Başkanı Mehmet Ali Dinç:
Sürdürülebilir bir kur politikası olmalı

2023 hedefine ulaşabilmemiz için tüm sektörlerin kendine has özelliklerini irdeleyip, kendi sıkıntılarını tespit edip bu yönde adım atılması lazım. 2023 için ayrıca ihracata dönük sürdürülebilir bir kur politikasının olması gerekiyor. Bununla beraber girdi maliyetlerinin ciddi bir şekilde irdelenmeli. Bu hem biz dericiler için, hem de diğer sektörler için de böyle… Dünya ile rekabet ediyoruz ve her gün maliyetlerimiz artıyor. Bu maliyetlerin sektör sektör ele alınıp dünya ile rekabet edilebilir seviyeye indirilmesi gerekiyor. Biz sektör olarak deride dışa bağımlıyız. Buna uygulanan vergilerin indirilmesi gerekiyor. Çünkü biz bunları yüksek katma değerli olarak satıyoruz. Bunlar indirilirse önümüz açılacaktır. Deri sektörü olarak üretimin, pazarlamanın ve perakende satışın birlikte olacağı bir ihtisas organize sanayi bölgesine ihtiyacımız var. 500 milyar dolar ihracat hedefini gerçekleştirilemez bir hedef olarak görmüyoruz. Bir takım müdahalelerle bunun üzerine bile çıkılabilir. Türkiye gayrimenkul rantının olduğu bir yere döndü. Sanayicinin yatırımları değerlenmezken araziler değerleniyor. Bu konunun irdelenmesi, damarlarına inilmesi gerekiyor.

[PAGE]

Makarna, Bulgur, Bakliyat ve Bitkisel Yağlar Tanıtım Grubu Başkanı Ahmet Tiryakioğlu:
İstikrar sağlanmalı, sağduyu hakim olmalı

Bu ülkede istikrarın olabilmesi için sağduyuya ihtiyaç var. Sağduyuyu sağlamamız, sağduyunun ön planda olması gerekiyor. Biz Türk işadamlarının heyecanını kaybetmemesi lazım. Heyecanı kaybedersek bizim bu hedefleri tutturma gibi bir durumumuz olmaz. Bizim önümüzün açılması lazım. Eğer bizim önümüz açılırsa bizi kimse tutamaz. Türk işadamlarının yoluna kimse çıkamaz. İnşallah bu süreç sonunda daha iyi olacağını ümit ediyorum. Ama bir an önce istikrarın sağlanması ve sağduyunun hakim olması lazım. Psikolojik bunalımın dağılması lazım. Yoksa bizim ülkemiz güçlü bir ülke. Biz de heyecanımızı kaybetmeden çalışmamız gerekiyor. 2023 için koyulan 500 milyar dolarlık hedef için, konjonktür düzelirse tekrar toparlanabiliriz. Bu bir geçiş dönemi. Tekrardan birkaç ay önceki durumumuza dönebilirsek hızla toparlanabiliriz. Yeter ki sürecin daha ileriye gitmemesi lazım. Biz en çok istikrarın ve moral motivasyonun olmasını istiyoruz. Kurların yükselişi tüm işadamlarını olumsuz etkiliyor. Ama dediğim gibi istikrar sağlanırsa bunu avantaja çevirebiliriz. Türkiye’nin kendisi bir liman, stratejik bir noktada. Güçlü bir noktada olduğumuzun farkında olmamız gerekiyor.

[PAGE]

İstanbul Ağaç Mamulleri ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Abdullah Tever:
Hammaddenin pahalı olması olumsuz etkiliyor

 

Kendi sektörüm açısından değerlendireyim. Biz kendi sektörümüz adına 2023 hedefimizi gerçekleştiriyoruz. Ancak yaşadığımız sıkıntılar var. Mobilyada ve kağıtta kullanılan odun Türkiye’de pahalı. Bir de bu odunu ihaleden aldığınızda devletin koyduğu yüzde 8 fon ve yüzde 18 KDV var. Dolayısıyla bizim üretimimiz pahalı oluyor. Avrupa’dan buraya mal gelmemesi lazım ama orada ucuz olduğu için ithalat yapılıyor. Bizim ödediğimiz toplam vergi fonla beraber yüzde 26’yı buluyor. Almanya’da bu rakam sadece yüzde 5. Fransa’da yüzde 7.5, İspanya’da ise yüzde 10. Türkiye’de biz pahalıya mal ettiğimiz zaman üretici bunu ihraç edemiyor. Önümüzdeki dönem için bu fonun ve verginin yeniden düzenlenmesini istiyoruz. İhaleyle mal alıyoruz, o da pahalıya geliyor. Ortadoğu’daki karışıklıklar da bizi etkiliyor. Biz şu an için hedeflerimizi koruduk ama sonrası için ne olur bilemiyoruz. Mesela mobilyanın ana hammaddesi olan yonga levha ve MDF tesislerimiz Avrupa’dan daha yeni. Ama devletin odun politikası iyi değil. Tesislerimizin kapasite kullanımları da düşüyor.

 

Bu konularda ilginizi çekebilir