Avrupalının satın alma iştahı düştü siparişler geriledi

AB’de artan enerji faturaları, yüksek faiz ve enflasyonun hane halkı gelirlerini daraltmasıyla başlayan ekonomik durgunluk ve ezici rekabet siparişlere de yansıdı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Hamide HANGÜL

Hazır giyimden deriye, gıdadan demire kadar bazı sektörlerde daralmanın yüzde 3-20 arasında olduğunu söyleyen sektör temsilcileri, pahalılık karşısında talebin, özellikle hazır giyimde Çin, Bangladeş, Kamboçya, Vietnam’a kaydığını söyledi.

Avrupa’da yükselen enerji faturalarının yanı sıra, enflasyonist ortam ve fiyat artışları hane halkı gelirlerini daralttı. Üstelik, son 22 yılın en yüksek seviyesine ulaşan yüksek faiz ortamı Avrupalı tüketicinin satın alma iştahını yavaşlattı.

AB pazarında resesyona neden olan bu tablo ve keskin rekabet ortamı, neredeyse her iki üründen birini AB’ye satan Türk üreticilerini de etkilemeye başladı. Sektör temsilcilerine göre, hazır giyimden gıdaya, deriden dayanıklı tüketimde kullanılan demir hammaddesine kadar bazı sektörlerde yeni siparişlerde yüzde 3 ile 20 arası düşüş söz konusu.

Ürün ve hizmetlerin pahalandığı AB pazarında, maliyetleri kontrol etmek için talebin Çin, Bangladeş, Kamboçya, Vietnam gibi pazarlara kaydığına dikkat çeken sektör temsilcileri, Türk ürünlerinin maliyetler nedeniyle yüzde 20 daha pahalı hale geldiğine işaret etti. Sektör temsilcileri, AB’de resesyonun bir süre sürmesinin beklendiğini, emek yoğun sektörlerde asgari ücrette enflasyon üzerindeki farkının, kamu tarafından karşılanmasının bu zorlu süreçte önemli olduğuna vurgu yapıyor.

Yeni siparişler azaldı

 Avrupa’da yaşanan resesyon etkilerinin de sektöre yansımaya başladığını, yeni siparişlerde düşüş olduğuna işaret eden Türkiye Deri Konfeksiyoncuları Derneği (TDKD) Başkanı Fatih Dursun, şu değerlendirmelerde bulundu: “Pandemi sonrası 2022 yılı deri sektörü için bir atak yılı olarak değerlendirildi. 2022’de alınan siparişler 2023’te teslim edildi. 2023’te resesyon nedeniyle satışların düşük olması 2024’e yansıyacak. Bu yıl aslında bir düşüş yaşamıyoruz, ancak gelecek siparişler gelmedi şu anda.

Biz esas ana siparişi şubat, mart, nisan, mayıs aylarında teslim ediyorduk. Onlar da haziran, temmuz, ağustos, eylülde dönemsel olarak satıyorlardı. Tek- rar o üründen istiyorlardı yıl içinde satmak için. Resesyon dolayısıyla yeni sipariş azaldı. Ellerindeki malın 2024 siparişlerini etkileme ihtimali yüksek. AB pazarında yüzde 20 düşüş söz konusu.”

Firmaların kârlılıkları eridi

İstanbul Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Erkan Özkan, geçen yıldan bu yana devam eden resesyonun, global ticarette daralmaya neden olduğuna işaret etti. Özkan, “Başta AB ülkeleri olmak üzere dünyadaki birçok ülkede enflasyonun çift haneye çıkması ve enerji maliyetlerinin artması, elbette siparişlerde de düşüşe yol açtı. Mobilya, kağıt ve orman ürünleri sektörümüz, son yıllarda artan istikrarlı ihracat grafiği ile dünyada dikkatleri üzerine çekerken siparişlerde yaşanan düşüş sonrası üretimde de yavaşlamaya geçti ister istemez.

Bizler tüm negatifliklere rağmen dünyada pazarlarını dolaşarak ihracatçılarımızın yeni iş birlikleri gerçekleştirmesine zemin hazırlasak da dünya ekonomisindeki resesyon nedeniyle siparişlerin gelmemesi düşüşe neden oluyor. Yaşanan olumsuz gelişmeler sonucu mobilya sektöründe bu yıl işlerde yaklaşık yüzde 20’lik bir düşüş gerçekleşti.

Firmaların kârlılıkları çok fazla eridi ve bu yaşanan durgunlukta sermayesini koruyamayan firmalar risk altına girdi. Ümidimiz yılın ikinci yarısında resesyonun azalması ve siparişlerin tekrar artışa geçerek sektörümüzün başarılı sonuçlar alabilmesi” diye konuştu.

Hammadde ve enerji yükü AB ülkelerinde enflasyonun artması, ülkeler arası devam eden gerilimlerin global ticareti etkilemesinin yanı sıra, yükselen hammadde ve enerji fiyatlarını da bu durumun da sürece zorlaştırdığını ve düşüşün kaçınılmaz olduğuna işaret eden Erkan Özkan, “Yaşanan gelişmelere rağmen yılın ilk 11 ayında 7,3 milyar dolarlık bir ihracata ulaştık. Hedefimiz geçtiğimiz yılın rakamlarına yakın bir seviyede yılı kapatabilmek ve 2024’e iyi bir başlangıç yapmak” dedi.

‘Bekle gör’ politikasına girildi

İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İHBİR) Başkanı Kazım Taycı ise miktar anlamında nisan ve mayıs aylarındaki siparişlerde biraz azalma gözlemlediklerini kaydetti.

Taycı, “Siparişlerdeki azalmanın takibi için ‘bekle gör’ politikasına girilmiş durumda. Bu yılı tahmini yüzde 3 civarıyla kapatabileceğimizi öngörüyoruz. Geçen yıla yaklaşık ya da biraz üstü gibi olabilir. Diğer taraftan, alternatif ülke pazarlarını geliştirmeye çalışıyoruz. Özellikle gıda sektörü, bu sektörlerden en son etkilenen olduğu için avantaja sahip.

2024’te, yüzde 5 ile 10 arasında büyümeyi hedefliyoruz. Bu resesyonda olabilecek etkiyi hafifletmek için yeni pazarlarla yerini doldurmaya çalışıyoruz. Özellikle Afrika ve ‘Uzak Ülkeler Stratejisinden’ kaynaklı şu anda oralarda da ciddi pazar araştırmalarımıza ve müşteri ziyafetlerimize başladık” şeklinde konuştu.

Ertelemeler söz konusu

 İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Başkanı Çetin Tecdelioğlu, Avrupa’daki resesyonun siparişlere etkilediğini dile getirdi. Tecdelioğlu, “Özellikle son 6 aydır etkilenmeye başladığını söyleyebiliriz. 2023’ün ikinci ve üçüncü çeyreğinde etkileri; siparişlerde ertelemeler, miktarsal ve adetsel düşüşler şeklinde görüyoruz.

İptal yok ancak ertelemeler oluşmaya başladı. Bu doğrultuda 2024’te Avrupa pazarında küçük de olsa yüzdesel bir küçülme görürüz diye düşünüyoruz. Yüzde 2-3 gibi tek rakamlı bir küçülme söz konusu olabilir. 2024 senesinin ikinci yarısında Avrupa’da beklediğimiz normalleşmenin etkilerinin bize de olumlu yansıyacağına inanıyoruz” ifadelerini kullandı.

Maaşları düşük kaldı

Güneydoğu Anadolu Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Celal Kadooğlu, Avrupa’daki ekonomik durgunluk ve kuraklığın Türkiye’yi öne çıkardığını söyledi.

Kadooğlu, şöyle devam etti: “Küresel gıda fiyatlarında son dönemde gözle görülür bir düşüş yaşansa da Avrupa’daki ekonomik durgunluk ortamında, tüketicilerin gıda alışverişlerinde mevcut sıkıntıların sürdüğü görülüyor. Şu sıralar orta sınıf ailelerin harcamalarını, bölgede maaşların görece düşük kalması baskılıyor. Tüm bunların yanında Avrupalı tarım üreticileri bu yıl kuraklık sorunuyla da başa çıkmak zorundalar.

Avrupa’nın iç pazardaki ekonomik durgunluk ve tarımda kuraklık koşulları, Türkiye gibi bölgesel tedarikçileri öne çıkarıyor. Hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri sektörümüzün bu yıl en büyük 10 ihracat pazarı arasında, İtalya ve Almanya da yer aldı. Gelecek dönemde özellikle bisküvi, şekerli ve kakaolu ürünler, bitkisel yağlar ve makarna gibi farklı ürün gruplarımızla bu pazardan daha fazla pay almak istiyoruz. 2024, Avrupa ekonomisinde toparlanma yılı olursa, gıdadaki ihracat artış ivmesinin süreceğine inanıyoruz.”

Maliyet arttı istihdam kaybı 200 bine yaklaştı

TOBB Türkiye Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sanayii Meclis Başkanı Şeref Fayat, sektör ihracatının İngiltere dahil yüzde 70’inin Avrupa ülkelerine olduğunu, ancak bölgedeki resesyonun sektörü direkt etkilediğini söyledi. Fayat, sözlerini şöyle sürdürdü: “Enflasyonun yükselmesi, dövizin baskılanması, ana pazarımızın resesyonda olduğu bir dönemde rakiplerimize karşı bizi, rekabet edilemez hale getiriyor.

Çin, Kamboçya, Vietnam, Bangladeş karşısında yüzde 20 pahalıyken, şu anda yüzde 40 daha pahalıyız. Sadece resesyon değil, maliyetlerimizin de artması da siparişlerin azalmasında etkili oluyor. Son bir yılda sektörümüzde istihdam kaybı 200 bine yaklaştı" dedi.

“Yüksek faiz ve zayıf büyüme sürer"

Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, AB’de 2024 ortasında başlaması muhtemel ticari hareketlilik için beklentilerinin yüksek olduğunu söyledi. Karavelioğlu şunları söyledi: “Makine ihracatımızın yüzde 60’tan fazlasını yaptığımız Avrupa’daki yüksek faiz ortamı, zayıf büyümenin bir süre daha devam etmesi anlamına geliyor.

Seneyi pozitifte tamamlayacak olsak da; uzun süre ilk defa düşüş yaşadığımız kasımda aylık bazda yüzde 3’lük ihracat daralmamız var. Küresel faizler, son 25 yılın en yüksek seviyelerine geldiğinden, küresel durgunluk dönemi önümüzdeki birkaç ayda biraz daha derinleşecektir, bu da ihracat performansımıza bir miktar olumsuz etki edecektir” diye konuştu.

AB’deki durgunluk etkili

İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Başkanı Adil Pelister AB’nin, en çok ihracat gerçekleştirdikleri ülke grubunu oluşturduklarını vurguladı. Pelister, “AB’ye, bu yıl ocak-kasım döneminde 11,5 milyar dolar ile sektör ihracatımızın yüzde 41,62’sini gerçekleştirdik.

Geçen yıl aynı dönemde bu rakam 12,4 milyar dolardı. Bu yıl 10 bir aylık dönemde ise geçen yıla kıyasla değer bazında yüzde 6,6 azaldı. Bu azalışta AB’deki durgunluk da etkili. Buna rağmen AB ülkelerinin toplam kimya ihracatımızın yüzde 40’ını oluşturması pazarı koruduğumuzu gösteriyor” ifadelerini kullandı.

TDKD Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Dursun: Resesyon dolayısıyla yeni gelmesi gereken sipariş azaldı. Avrupa Birliği pazarında yüzde 20 düşüş söz konusu.

Mobilya, Kağıt ve Orman Erkan Özkan: Birçok ülkede enflasyonun yükselmesi ve enerji maliyetlerinin artması, siparişlerde önemli miktarda düşüşe yol açtı.

İHBİR Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Taycı: Alternatif pazarları geliştirmeye çalışıyoruz. Özellikle Afrika ve ‘Uzak Ülkeler Stratejisinden’ kaynaklı çalışma yapıyoruz.

İDDMİB Başkanı Çetin Tecdelioğlu: Avrupa’dan gelen siparişlerde ertelemeler oluşmaya başladı. Yüzde 2-3 gibi tek rakamlı bir küçülme söz konusu olabilir.

Güneydoğu Hububat Bakliyat Celal Kadooğlu: Avrupa’daki durgunluk nedeniyle, tüketicilerin yaptığı gıda alışverişlerde mevcut sıkıntıların sürdüğü görülüyor.

İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister: AB’ye ihracatımız bu yılın ilk 10 ayında değer bazında yüzde 6,6 azaldı. Küresel sıkıntılar da ihracatımıza yansımaya başladı.

TOBB hazir giyim ve konfeksiyon Şeref Fayat: Maliyetlerin artmasıyla ürünlerimiz rakiplerimize göre yüzde 40 daha pahalı hale geldi. Bu da siparişleri olumsuz etkiledi.

MAİB Yönetim kurulu başkanı Kutlu Karavelioğlu: Yüksek faizler nedeniyle dünyada zayıf büyüme devam edecek. Bu da ihracat performansımıza olumsuz yansıyacak