Daha hızlı ihracat için AB’de lojistik merkezleri kurulacak
İhracatta Avrupa pazarına odaklandıklarını ve bunun için ‘daha hızlı’ olmak gerektiğini belirten Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Başkanı Zeki Sarıbekir, AB’de oluşturulacak lojistik merkezleri ile ürünleri bu merkezlerden dağıtabileceğini söyledi. Sarıbekir, ABD’nin ambalaj sektörü için büyük fırsatlar barındırdığına da dikkat çekti.
Mehmet Hanifi GÜLEL
Dünyada ve Türkiye’de son yıllarda ambalajlı ürünlere olan ilgi her geçen gün artıyor. Artan ambalaj ihtiyacı rakamlara da yansıyor. 2022’de 7,5 milyar dolarlık ihracata imza atan ambalaj sektörü, 2023 itibariyle ihracatının 8-8,5 milyar dolar seviyesine ulaştığı tahmin ediliyor. Türkiye ambalaj sektörün büyüklüğü geçen yıl itibariyle yaklaşık 30 milyar dolar büyüklüğe ulaştı. Sektörünün 2030 hedefi ise 50 milyar dolar büyüklüğe ulaşmak.
2030 ihracat hedefi 20 milyar dolar
Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Başkanı Zeki Sarıbekir , Türkiye ambalaj sektörünün bu hedeflere ulaşabilmesi için gerekli donanıma ve güce sahip olduğunu söyledi. Sarıbekir, ‘’Sektörü olarak 2030’da yılı ihracat hedefimiz ise 20 milyar dolar. Türkiye’de son 20 yılda ambalaj tüketiminin 2 kat arttığını, kişi başı yıllık tüketimin ise 325 dolara ulaştı. Dünya ortalaması olan 125 doların çok üzerindeyiz. Refah seviyesi ve sanayideki gelişmişliğin bir göstergesi olan kişi başı ambalaj tüketimi ülkemizde hızla artıyor. Ülkemizde kişi başı tüketimimizi 380 dolara çıkartmayı hedefliyoruz. Ülkemizde 490 milyar dolarlık bir ekonomik hareketi ambalajlarla sağlıyoruz” dedi.
Sektörün ihracatının yüzde 65’inin Avrupa’ya yapıldığını bildiren Sarıbekir, AB’nin sektörleri için çok önemli bir Pazar olduğunu vurguladı. İki günde ulaşamayacakları herhangi bir AB ülkesinin olmadığını aktaran Sarıbekir, ‘’Dünyadan birçok ülke AB ülkelerine ürünlerini satmaya çalışırken, biz coğrafi konumumuz ve kaliteli ürünlerimizle çok hızlı bir şekilde varabiliyoruz. Avrupa ile daha fazla ticaret için çalışırken, Asya - Pasifik, Amerika ve Afrika’yı da göz ardı etmemeliyiz.
Ancak ambalaj pazarında henüz Avrupa’nın ihtiyacının yüzde 10-15’ini karşılayabiliyoruz. İşte bu yüzden ambalaj sektörü olarak ilk hedefimizi Avrupa olarak belirledik” ifadelerini kullandı.
“Lojistik merkezlerle avantaj sağlanabilir”
Lojistik konusunun bugün olduğu gibi gelecekte de çok önemli olacağına dikkat çeken Sarıbekir, şu anda ihracatın büyük kısmının TIR’lar aracılığıyla kara yoluyla yapıldığını aktardı. Bu noktada çeşitli sorunlar veya yavaşlamaların yaşanabildiğine değinen Sarıbekir, ‘’Buradaki sorunu aşmanın yolu ise demir yolundan geçiyor.
Aynı zamanda nehir yolu ve deniz yolunu da göz ardı etmememiz gerekiyor. İhracatta atlanmaması gereken diğer bir önemli nokta ise lojistik merkezleri. Örneğin Avusturya’nın denize kıyısı yok ama Hırvatistan’dan ve Slovenya’dan liman kiralamasıyla deniz ticaretinden büyük pay alıyor. Limana gelen ürünler trenlerle yakınlardaki konteyner bölgelerine götürerek dağıtıyor.
Türkiye olarak biz de bunu yapabiliriz. Trenlerle, gemilerle AB’ye taşıdığımız ürünlerimizi, Türk çekicileri ile AB’ye dağıtabiliriz. Kaliteli ürünlerimizi ne kadar hızlı ihtiyacın olduğu bölgelere ulaştırabilirsek, o kadar avantajlı hale geliriz. Böylece sınır kapılarında bazı dönemlerde yaşanan gecikmeleri de yaşamamış oluruz” diye konuştu.
ABD Türk firmaları yatırıma davet ediyor
Zeki Sarıbekir, ambalaj sektöründe bazı durumlarda fiyattan daha çok ürünü ne kadar hızlı teslim edileceğinin önem kazandığına vurgu yaptı. Sarıbekir, “Çin’den 1 ayda gelecek bir ambalaj yerine, 2 günde ambalajı ulaştırabilecek Türkiye’yi tercih ediyor.
Bu konuda Avrupa ile birlikte önemli bir pazar daha var. Dünyanın en büyük ambalaj tüketicisi olan ABD, kendisi için daha fazla imalat yapacak ülkeler arıyor. Bu noktada Hindistan ve Türkiye öne çıkıyor. ABD, Türk üreticileri yatırıma davet ediyor” ifadelerini kullandı.