İhracatçılar, dövizdeki artışı ‘sürüm’ stratejisiyle yenecek

Döviz kurundaki ciddi artış, ihracatçıda umutsuzluk yaratmadı. Satış miktarlarını artıran ihracatçılar, ‘sürümden kazanma’ stratejisiyle ihracatına devam ediyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İmam GÜNEŞ

İSTANBUL - İhracatçı, döviz kurundaki artışı fırsata çevirmek istiyor. Doların 3.35-3.40 seviyelerinde seyretmesinin dünya piyasalarındaki krize göre normal olduğunu söyleyen ihracatçılar, “Dolar maksimum 3.50 seviyelerine ulaşır. 2 ay içinde durulmalar başlar” düşüncesini taşıyor. Kurdaki artışın kendileri adına dezavantaj yaratmayacağı görüşünde birleşen ihracatçılar, fiyatlarda gerileme olduğu takdirde miktarlarda artış yaşanacağını, böylece dengenin korunacağını düşünüyor. Kurdaki yükselişin olumsuz etki yaratacağını düşünen ihracatçılar ise satışlarda fiyat artışının pazar kaybına neden olabileceğini söylüyor. Satış fiyatının düşmesinin kendileri adına yeni pazarlara ulaşma fırsatı yarattığını kaydeden ihracatçılar, ‘krizi fırsata çevirebiliriz’ görüşünde bulundular. İç piyasada ise dolar bazlı maliyet girdileri olan sektörlerin, TL’nin dolar karşısında değer kaybetmesiyle beraber fiyatlarda artış yapması bekleniyor.

Döviz kurundaki artış ihracatçıları ikiye böldü

İhracatçılar döviz kurunda yaşanan artışın olumlu olup olmayacağı konusunda ikiye ayrıldı. Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği (MAİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, döviz artışının ihracatçıya dezavantaj oluşturmayacağını savundu. Bu durumun çok önemli bir avantaj da sağlamayacağını belirten Dalgakıran, maliyeti TL bazında olan firmaların daha avantajlı olduğunu dile getirdi. Dalgakıran, yaşanacak kaybın ise ağırlıklı olarak dışa bağımlı sektörlerde gerçekleşeceğine dikkat çekti.

Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Yönetim Kurulu Başkanı Şeref Fayat, piyasaların oynak ve yüksek olmasının ihracatçı için iyi olmadığını söyledi. İhracatın bu tür durumlarda azaldığına dikkat çeken Fayat, sürdürülebilir bir dengenin sağlanması gerektiğini ifade etti. Negreti Yönetim Kurulu Başkanı Cem Negrin, döviz kurundaki artışın olumlu bir hava yaratabileceğine değindi. Alıcılara daha uygun fiyatlar verebileceklerini kaydeden Negrin, döviz kurunda düşüş yaşanana kadar büyük bir kayıp olmayacağını aktardı.

TGSD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hadi Karasu, döviz kurunda ciddi kırılmalar yaşanana kadar, bu durumun rekabet gücünü artıracağını, ihracatın güçleneceğini savundu. Kırılma noktasından sonra ise maliyetlerin çok yükseleceğini, firmaların bunu fiyatlara yansıtmak isterken pazarlarını başka ülkelere kaybetme riski taşıdığını vurguladı.

Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamülleri İhracatçılar Birliği Başkanı Zekeriya Mete, döviz kurundaki artışın olumsuz etkisinin olacağını söyledi. İhracatçının piyasadaki dalgalanmayı sevmediğini ifade eden Mete, “Bunu fiyatlara yansıttığımızda karşıdaki ülke iskonto istiyor. Dövizde düşüş olursa da o fiyatlar bizim aleyhimize olacak” dedi.

İstanbul Deri ve Deri Mamülleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Başkanı Mustafa Şenocak ise döviz kurundaki artışın sektör adına olumlu olduğunu söyledi. Sektörün dolar bazlı ihracat yaptığına dikkat çeken Şenocak, “Euro ile alıp dolar ile satıyoruz. Bizim için olumlu” dedi.

‘Satış miktarı artar yeni pazarlar bulunur’

En önemli sorunun dövizin hangi seviyede kalacağını tahmin etmek olduğunu ifade eden Dalgakıran, dövizdeki hızlı dalgalanmalardan dolayı şirketlerin fiyat belirlemede zorlandığını aktardı. Dalgakıran şu açıklamalarda bulundu: “Fiyatlarda şu an için bir artış yok. İndirim talebi gelebilir. Satış miktarlarında da artış olabilir. Yeni pazarlar kazanılabilir. Diğer ülkelerle ilişkileri geliştirmek lazım.”

Şeref Fayat ise piyasaların oynak ve yüksek olmasının ihracatçı için iyi olmadığını söyledi. İhracatın bu tür durumlarda azaldığına dikkat çeken Fayat, sürdürülebilir bir dengenin sağlanması gerektiğini ifade etti. Oynak piyasalarda yüksek kurun dezavantaj sağladığını belirten Fayat şöyle devam etti: “Doların yüksek olması maliyeti artırıyor. Hammadde girdileri dolar bazlı gerçekleşiyor. İhracatın yüzde 74’ü Euro Bölgesi’ne yapılıyor. Biz, risk payını düşünerek fiyatları ona göre veriyoruz. Öngörüleri hesaplıyoruz. Bu durumda yüksek fiyat vermek de ihracatımızı yavaşlatır. Sonuçta yarın dolarda ciddi düşüş olacağını tahmin etmek de zor.”

Yeni pazarlar kazanıp yeni raflara girebiliriz

Tonajlarda geçtiğimiz yıllara göre yüzde 10-15 arasında artış yaşandığını kaydeden Zekeriya Mete, şu şekilde devam etti: “Tonaj olarak fazla satıp düşük döviz getiriyoruz. Buna strateji de denilebilir. Bunun avantajı yeni pazarlar kazanmak olabilir. Yeni rafl ara girebiliriz. Ama önemli olan kalıcı olmak. İthalatçı ülkeler 1 liraya ürün satabilmek adına bu temin eden ülkelere yöneliyor. Burda da biz öne çıkıyoruz. İç piyasada ise hammaddesi döviz olan ürünlerde artış olabilir. Ama bu durum yine de arz-talep meselesidir.” Deri sektörünün, özellikle Rusya ile anlaşma sağlanmasından itibaren artışa geçtiğini kaydeden Şenocak, miktar bazında da artışın hızlandığını aktardı. Şenocak sözlerini şöyle tamamladı: “İç piyasada fiyatlar eskiye göre iyi. Deri cekette ucuzlama var. Dış pazarda ise hiçbir sıkıntımız yok. Bu seviyedeki kurlar, sektörümüz ihracatçıları için uygun kurlar. 3.50 tepe noktası. Ama birkaç aya kadar durulma yaşanacağını düşünüyorum.”

Bir noktadan sonra fiyat kırma yarışı başlar

Dolar ihracatının çok yüksek olmadığını söyleyen Cem Negrin şöyle dedi: “Satış miktarlarımızı artırmaya çalışıyoruz. Bunun için yurtdışındaki şirketlerle tek tek görüşüyoruz. İç piyasada fiyatlar arttı. Dolar bazlı hammadde girdileri maliyetleri artırdı. Fiyatlarda artış olması normal. Şu an için yurtdışının Türkiye’ye alerjisi var. En ufak bir hadisede iş ilişkilerindeki tavır değişiyor. En önem vermemiz gereken konu imaj. İhracatçının yurtdışına gidip firmalarla tek tek görüşmesi, iş ilişkilerini geliştirmesi lazım.” Fiyat politikasında firmaların hassas olması gerektiğini belirten Hadi Karasu da görüşlerini şöyle açıkladı: “Fiyatlar belli bir seviyeye gelene kadar yabancının yaptırımı olmaz. Belli bir noktadan sonra ‘fiyat kırma’ yarışı başlıyor. Döviz kurunun arttığı dönemlerde fiyatlarda gerileme olur. Ama satış miktarı büyür. Satın alma gücü olmayan ülkeler, Türkiye’ye yeniden gelmeye başlar. TL’nin dolar karşısında kaybettiği değer, iç piyasada fiyat artışına neden olur. Hammadde dolar bazında temin ediliyor. İşçilik TL ile ödeniyor. Fiyat artışı normal.”

Bu konularda ilginizi çekebilir