'Sağduyu' bildirisi yayınladılar
Başbakanla görüşen iş, emek ve meslek örgütlerinden oluşan Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi üyesi sivil toplum örgütleri “sağduyu” bildirisi yayınladı
ANKARA (DÜNYA) – İş, emek ve meslek örgütlerinden temsilcilerle oluşturulan ve Türkiye-AB üyelik sürecinin bir parçası olan Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi’ne üye sivil toplum örgütleri, Başbakan Ahmet Davutoğlu ile görüştü ve görüşmenin ardından bir bildiri yayınladı. Sivil toplum örgütleri 17 Haziran Çarşamba günü CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüşecek.
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, görüşmenin ardından bildiriyi okurken gazetecilere kısa bir açıklamada da bulundu. Bir koalisyon modeli önerisi içinde bulunmadıklarına işaret eden Hisarcıklıoğlu, “Zamanında, bizim gibi kuruluşlara siyasete müdahale edenlerin, siyaset mühendisliği yapmalarının ne kadar yanlış olduğunu gördük. Kimsenin siyaset mühendisliği yapmasını uygun görmüyoruz. Siyasetin kendi platformu içinde ne olması gerekir, onun için şu veya bu koalisyon olsun tavsiyede bulunma söylemi içinde değiliz” dedi.
Bildiri: Uzlaşma çağrısı
TESK, TZOB, TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, MEMURSEN, TİSK, TÜRKİYE KAMU-SEN ve TOBB’dan oluşan Türkiye-AB KİK adına, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu tarafından okunan bildiride, seçimlerin yüksek oranlı katılımla Türk halkının demokrasi geleneğinin sağlamlığını gösterdiği vurgulanarak, “Sandıktan koalisyon tablosu, yani uzlaşın mesajı çıkmıştır. Erken seçimin ülkemizdeki yapısal sorunlara kalıcı bir çözüm getirmeyeceğini ve vakit kaybettireceğini düşünüyoruz. Dolayısıyla mevcut parlamento aritmetiği içinde bir hükümetin kurulmasını arzu ediyoruz. Küresel iktisadi ortamda belirsizliklerin yeniden arttığı, risklerin daha fazla hissedilir olduğu, kritik bir dönemdeyiz. Çevre coğrafyamızdaki ekonomik ve siyasi çalkantılar da artıyor” görüşü sergilendi.
Bildiride şu ifadelere yer verildi:
“Tüm bu gelişmeler karşısında hazırlıklı olmak ve gereken tedbirleri alabilmek için yeni Hükümetin bir an önce oluşturularak işbaşı yapması gerekiyor. Ufukta dalgaların kabardığının göründüğü bir ortamda gemi kaptansız bırakılamaz.
Milletin iradesini yansıtacak bir koalisyon hükümetinin kurulması kısa vadede ekonomide artan küresel risklere bir de içerden ilave yapılmasını önleyecek, uzun vadede ise ülkemizde uzlaşma kültürünün gelişmesine katkıda bulunacaktır.
Hepimizin aynı gemide olduğunu hatırlamalıyız. Uzlaşma kültürünü öne çıkaran bir yaklaşımla birlikte çalışırsak, diyalog ve ortak aklı sağlarsak, tüm meselelerimizin üstesinden gelebiliriz.
Herkes sorumlu, sağduyulu ve itidalli davranmalı, Türkiye için kazanç olabilecek bu fırsat kaçırılmamalıdır. Aksi halde ortaya çıkacak ekonomik ve sosyal maliyetin faturası ülkemiz ve milletimiz için ağır olacaktır.
Yeni hükümetle birlikte güçlenecek huzur ortamında Türkiye’nin ekonomiye, AB üyelik sürecine ve bunların gerektirdiği yapısal reformlara yeniden odaklanacağına ve küresel riskleri iyi yöneten ülkeler grubunda yer alacağına tüm kalbimizle inanıyoruz.”