Dijital teknolojiyi yakalayan şirketler büyüyecek
Accenture’ın global olarak yayınladığı “Müşteri Pazarlarının Yeniden Yapılandırılması” raporuna göre; yeni dijitalleşen pazarlar, yerini aldıkları geleneksel sektörlerden daha fazla büyüme elde edecekler
DAVOS, İSVİÇRE - Accenture (NYSE: ACN) tarafından yapılan yeni araştırma, küresel ekonomi düzelmeye devam ettikçe şirketlerin çoğunun kendi endüstrilerinin dışındaki büyüme fırsatlarını kovalamayı düşündüklerini gösteriyor.
Araştırma ayrıca en üst düzey yöneticilerin çoğunun, yeni dijital teknolojilerin endüstriler arasındaki sınırları eritme kapasitesinin, işletmelerin önümüzdeki beş yıl içerisinde karşılaşacakları en önemli yapısal değişiklik olduğuna inandıklarını vurguluyor.
“Müşteri Pazarlarının Yeniden Yapılandırılması: Büyüme Potansiyelini Dijital ile Sağlamak” isimli rapor, gelişmiş ve gelişmekte olan toplamda 10 ülkeden 500 en üst düzey yönetici ile yapılan bir anketi de içeriyor.
Ankete göre; katılanların yüzde 64’ü, şirketlerinin içinde bulunduğu endüstrilerde büyümeye odaklanmaya devam edeceklerini söylüyor.
Ankete katılanların yüzde 60’ı ise, önümüzdeki beş sene içerisinde başka endüstriler ile birlikte veya başka endüstrilerde büyümeyi planladıklarını söylüyor.
Rapor, çok sayıda sektörden hem yerleşik hem yeni oyuncuların geleneksel endüstrileri yeniden yapılandırmak ve daha yüksek büyüme oranları yaratmak için dijital teknolojileri kullandıkları altı “dijital rekabete açık pazarlar”ı inceliyor: sağlık, eğitim, finansal hizmetler, üretim, perakende ve ulaşım. Elde edilen sonuçlarda şunlar dikkat çekiyor;
• ABD’deki sağlık sektörünün 2012 ila 2018 yılları arasında yılda yüzde 2,5 oranında büyümesi bekleniyor. Buna karşılık dijital teknolojilerin etkisiyle (örneğin uzaktan teşhis, elektronik kayıt yönetimi), daha geniş kapsamlı “sağlıklı kalma” alanındaki yıllık büyüme oranının yüzde 3,3’e kadar çıkması bekleniyor.
• İngiltere’de finansal hizmetler sektörünün 2012 ila 2018 yılları arasında yüzde 2 oranında büyümesi öngörülüyor. Ancak daha geniş kapsamlı, dijital rekabete açık “ödeme” pazarının, kitle fonlaması, denkler arası kredi hizmetleri ve sanal cüzdan uygulamaları sayesinde yüzde 2,9 oranına çıkması öngörülüyor.
• Almanya’da perakende sektörünün 2012 ila 2018 yılları arasında yılda yüzde 1,6 oranında büyümesi bekleniyor. Fakat daha geniş kapsamlı dijital rekabete açık “alışveriş” pazarının, tüketicilerin perakendeci olmasını mümkün kılan gerçek zamanlı fiyatlandırma, e-ticaret platformları ve internet üzerinden paylaşma ve takas hizmetleri sağlayan trendler sayesinde yılda yüzde 2,6 oranına çıkması öngörülüyor.
Rapora göre, 2018 yılında sadece bu üç dijital rekabete açık pazarın – alışveriş, ödeme ve sağlıklı kalma – toplam değeri, Amerikan ekonomisi için 5,9 trilyon Dolar, Alman ekonomisi için 747 milyar Euro ve İngiltere ekonomisi içinse 519 milyar Pound olacak.
Kendi endüstrileri içerisinde gerçekleşmekte olan temel değişimlerin farkında olmalarına rağmen, ankete katılan yöneticilerin sadece yüzde 38’i, bu değişimlerin şirketlerinin stratejilerini yönlendiren ana unsur olacağını söylerken, yüzde 60’ı stratejilerinin en çok ekonomik koşullardan etkileneceğini belirtiyor.
Şirketler dijital dönüşümün farkında, ancak henüz büyüme stratejilerine yansıtmıyor
[PAGE]
Şirketler dijital dönüşümün farkında, ancak henüz büyüme stratejilerine yansıtmıyor
Şirketlere, dijitalin büyümelerine yardımcı olmasını sağlamak için dijital pazarlama, mobilite ve analitik genelinde çözüm ve hizmet sunan Accenture Dijital’in Grup CEO’su Mike Sutcliff, “Dijital teknoloji yıllardır aramızda, ama artık geleneksel endüstri sektörlerini çok dramatik olarak etkiliyor ve yeniden yapılandırıyor” dedi.
Şirketler dijital dönüşümün potansiyelinin farkında olsalar dahi, çoğu henüz büyüme stratejilerini bu doğrultuda çizmiyor.
Gelir artışı gittikçe daha çok kendi sektörlerini yeniden tanımlamak, işleyiş tarzlarını dönüştürmek ve tamamen yeni ürün / hizmet yaratmak için dijital iş modellerini benimseme kapasitelerine bağlı olacak.
Yeni ortaklarla çalışmak tercih ediliyor
Rapor aynı zamanda, şirketlerin önümüzdeki beş sene içerisinde dijital rekabete açık pazarlara katılım sağlama planlarını açıklıyor. Araştırmaya göre, şirket alımından ziyade iş birliği tercih ediliyor.
Şu anki sektörlerini aşarak büyüme arayışında olan şirketlerin yüzde 63’ü, stratejik ortaklıklar oluşturacak; yüzde 46’sı ise ortaklık girişimlerinde bulunacaklar. Yüzde 39 kadarı ise, birleşme ve satın alma yoluyla, geleneksel sektörleri dışında sektörlere atılarak genişleme planları yapıyor.
Ankete katılan yöneticilere, başarıya ulaşmak için ne gibi yeteneklere ihtiyaç olduğu sorulduğunda, bir dizi dijital ve “analog” gereksinimlere işaret edildi.
Veri analizi (katılımcıların yüzde 50’si bundan söz ediyor), mobil bilgi işleme ve/veya aplikasyon geliştirme (yüzde 48) ile sosyal medya (yüzde 46) gibi dijital teknolojiler, başarının olmazsa olmaz destekçileri olarak tanımlandı.
Ancak iş dünyasının liderleri bunun yanında, aslında işbirliğinin daha da geliştirilmesi bakımından en önemli destekçi unsurların, kişisel ilişkiler ve ağlar olduğunu ifade ediyor; yöneticilerin yüzde 58’i bunlardan bahsediyor.
Yeni iş modelleri ile hayata geçirme hazırlıkları arasında uçurum var
Rapor ayrıca, şirketlerin niyetleri ile yeni iş modellerini hayata geçirmeye hazırlık dereceleri arasında uçurum olduğunu da gösteriyor.
Ankete katılanlardan şirket performanslarını ortalamanın üstünde olarak değerlendirenlerin yüzde 80’i, şirketlerinin geleneksel sektörleri dışındaki trendleri kavrayabilecek kadar sağlam konumlandırılmış olduğunu söylüyor; diğer yandan katılımcılardan yüzde 52’si performansı düşük şirketlerin temsilcileri.
Buna ek olarak, şirket performanslarının ortalamanın üstünde olduğunu iddia eden katılımcılardan yüzde 84’ü, geleneksel sektörler dışındaki kuruluşlarla işbirliği yaparak büyümeye müsait durumda olduklarını söylerken, düşük performanslı şirketlerin yöneticilerinden yalnızca yüzde 39’u böyle bir iddiada bulunmuş.
[PAGE]
Accenture High Performance Institute Başkanı ve aynı zamanda bu raporun yazarlarından biri olan Mark Spelman: “Müşterilerin deneyimleri giderek daha çok bankalar, perakendeciler ve seyahat firmaları gibi farklı sektörlerden şirketlerin ortaklaşa çalışarak verdikleri hizmetlere dayalı hale geliyor.
Şirket yetkilileri, gelecekteki büyümelerini garanti altına alabilmek için, mevcut girişimlerinden ayrılan, yepyeni ortak girişimlere ve işbirliklerine açık olmalıdır.
Veri paylaşımının ve mobil ya da analitik teknolojiler uygulamaya geçirmenin önemi yadsınamaz olsa da; şirketler, dijital rekabete açık pazarların temelini oluşturan daha açık ve iş birlikçi ağlar oluşturabilmek için, yeni yetenekler ve daha esnek stratejiler geliştirmelidir”dedi.
Başarıya giden yolda üç yetenek şart
Rapora göre, genişleyerek dijital rekabete açık pazarlara girmeyi ve rekabet yoluyla başarı elde etmeyi planlayan şirketlerin şu üç yetenekte uzmanlaşmaları gerekiyor;
• Müşterilerin ihtiyaçlarını öngörebilmek için dijital teknolojilerin kullanılması: Örneğin, önde gelen bir İngiliz lüks ürün perakendecisi, müşterinin geçmiş kayıtlarını müşteri mağazaya girer girmez görevliye sunan bir veri sistemi kullanıyor; böylelikle mağaza çalışanlarının müşteriye daha fazla hitap edecek şekilde ve daha kişiye özel hizmet vermesini sağlıyor.
• Ortaklar arasında farklı roller üstlenmeye hazırlıklı olmak: Örneğin, bir İspanyol Telekom hizmet sağlayıcısı, önde gelen bankalardan biri ile e-cüzdan ve denkler arası ödeme aplikasyonları konusunda; İtalyan bir sigorta şirketi ile de “sürdükçe-öde” sloganlı kasko hizmetleri konusunda işbirliği yaparak destek almak yoluyla yeni pazarlara girdi.
• Karar alma ve ürün geliştirme süreçlerini hızlandırmak için dijital araçlardan yararlanılması: Örneğin, bir Amerikan yat imalat şirketi, tasarımlarının prototiplerini üç boyutlu baskı yöntemiyle geliştirmek için bir yazılım şirketiyle ortaklık kurdu ve böylelikle tasarımlarda yapılan değişikliklerde 40 kat hız kazanmış oldu.
“Dijital rekabete açık piyasalarda müşteriler, ihtiyaçları karşılandığı sürece, hizmeti hangi şirket ya da sektörün sağladığı ile giderek daha az ilgilenir oldular,” diyor Mark Spelman.
“Bu da tabii ticari tehditler ve fırsatlar yarattı. Regülatörler ve Politikalara yön verenler, müşteri taleplerini karşılamak ve regülasyonların büyüyen ekonominin dinamik yeni formlarını kısıtlamadan ziyade, desteklemelerini istiyorlarsa endüstriler arasındaki sınırları netleştirmeleri gerekiyor.