Hanzade Doğan Boyner BM'de konuştu

Uluslararası Bilimde Kadın ve Kız Çocukları Günü vesilesiyle BM'de bir konuşma yapan Hanzade Doğan Boyner, “Cinsiyet eşitliğini sağlamak için kadınlarımızı ve kızlarımızı bilimde güçlendirme çabalarını artıracağız" ifadelerini kullandı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Kadınların ve genç kızların, bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik eğitimi ve araştırma faaliyetlerine her seviyedeki katılımlarını teşvik etmek amacıyla 11 Şubat 2015 tarihinde ilan edilen 'Uluslararası Bilimde Kadın ve Kız Çocukları Günü'nün 3.sü, bu yıl 8-9 Şubat tarihlerinde Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda 'Barış ve Kalkınma için Bilimde Eşitlik ve Denklik' temalı iki günlük bir konferansla kutlandı.

Çeşitli bilimsel alanlarda kadınların önünü açmayı hedefleyen konferans, sürdürülebilir kalkınma için bilimde eşitlik ve denkliği ana gündeme taşımak için karar vericileri, profesyonelleri, sivil toplum ve özel sektörü bir araya getirdi. Bu yılki etkinliklere Türkiye'den Aydın Doğan Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Hanzade Doğan Boyner de üst düzey katılımcı olarak davet edildi. İki günlük konferansın önemli katılımcıları arasında, Genel Kurul 72. Oturum Başkanı Miroslav Lajcak, BM Genel Sekreteri António Guterres, 'bilim ve kadın' alanındaki çalışmalarıyla bu günün BM tarafından ilan edilmesinde önemli rol oynayan Kraliyet Bilim Akademisi Uluslararası Kurulu Üyesi Prenses Dr. Nisreen El-Hashemite ile Malta Avrupa ve Eşitlik Bakanı Dr. Helena Dalli gibi isimler yer aldı.

"Kadınlara desteklerimizi artırmalıyız"

Prenses Dr. Nisreen El-Hashemite'nin yaptığı konuşma ile açılan oturumda, Dr. Nisreen "11 Şubat'ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından Uluslararası Bilimde Kadın ve Kız Çocukları Günü kabul edilmesi kadınlar için şimdiye kadarki en iyi hediyedir. Birlikte, bilimde eşitliğe öncelik vermeliyiz, kadınları bilimde güçlendirerek dünyayı onur ve haysiyet içinde değiştirmek ve cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldırmak için kadınlara desteklerimizi arttırmalıyız" dedi.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres yapmış olduğu konuşmada, sistematik ayrımcılık nedeniyle kadınların araştırma ve geliştirme işlerinin yüzde 30'dan azında bulunabildiğini ve önyargıların üstesinden gelmek için çaba gösterilmesi gerektiğinin altını çizdi. Okul kitapları, diğer yayınlar ve reklamcılıkta erkek bilim adamlarının görünürlüğünün baskın olduğunu ve bunun değişmesi gerektiğini vurgulayarak, kızları ve kadınları bilimsel araştırma ve yenilikçi çalışmaların içine daha çok teşvik edilmesiyle ancak sağlıklı ve sürdürülebilir kalkınmanın olacağını bildirdi.

"Kültürel engeller kaldırılmalı"

BM Genel Merkezi'ndeki oturumda konuşan Hanzade Doğan Boyner, kadının bilimdeki rolünde yer alan kültürel engellerin ortadan kaldırılması gerektiğini vurguladı. “Kültürel önyargılar, STEM (bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik) konularını daha maskülen tanımlayan kalıplarla işliyor. Bu kalıp yargılar kız çocuklarımızı daha az yetenekli olarak göstererek, üstü kapalı veya belirgin mesajlar yoluyla fen ve matematiğe yönelmesini engelliyor. Bunların hiçbirinin doğru olmadığını biliyoruz. Bu tamamen kültürel bir koşullama, kültürel önyargı, kültürel kolaya kaçmadır. Geçmişten gelen bu kültürel kalıntılar cinsiyetlerinden dolayı kızların temel eğitimini inkar etmek kadar ilkel ve zararlıdır" şeklinde konuştu. Hanzade Doğan, dünyanın farklı yerlerindeki tablonun da Türkiye'dekinden çok farklı olmadığına ve uygulamada kadına yönelik ayrımcılığın hala devam ettiğine dikkat çekti.

Boyner: Bazı mitleri aşmamız gerek

Boyner'den 'çok paydaşlı iş birliği' önerisi

Cinsiyet eşitsizliğinin devletlerin, özel sektörün, bilim camiasının, Birleşmiş Milletler bünyesindeki yetkililerin ve diğer paydaşların ortaya koyacağı çok paydaşlı iş birliğiyle ortadan kaldırılabileceğini vurgulayan Hanzade Doğan, sözlerine şöyle devam etti “Cinsiyet eşitsizliği, hükümetlerin de ötesinde bir meseledir. Sivil toplum ve bireylerin de bu süreçte aktif rol almaları gereklidir. Kadına yönelik ayrımcılıkta mevcut durum, kötümserliğe ya da eylemsizliğe kapılmak için bir neden değil. Değişim ancak çok paydaşlı iş birliğiyle mümkün olacaktır."

Hanzade Doğan Boyner, "1923 yılında, genç Türkiye Cumhuriyeti'nin tanımlayıcı hedeflerinden birinin kadını toplumda arka plana atan kültürel normların ve algıların dönüştürülmesi ve bilimden sanata, kadının en ileri sosyal konulardaki rolünün siyasi olarak teşvik edilerek, yeni oluşan ulusal kimliğe katılmış olmasıdır. Günümüzde, dünyada olduğu gibi Türk toplumunda da kadının gelişimi için gidilecek yol vardır, bizde Aydın Doğan Vakfı olarak cinsiyet eşitliğini sağlamak ve kadınların ve kız çocuklarının sadece Türkiye'de değil tüm dünyada bilimsel çalışmalara katılımını teşvik ederek gelişim sağlamaları için tüm paydaşlarla beraber yakın çalışacağımızın taahhüdünü paylaşmak isterim" dedi.

Birleşmiş Milletlere teröre karşı birleşme çağrısı

Konuşulan kültürel ve kurumsal sorunların, toplumsal düzen ve barış olduğunda anlamlı hale geleceğini belirten Hanzade Doğan Boyner, dünyanın barış ve ilerlemeyi engelleyen terör eylemleriyle tehdit altında olduğunun altını çizerek, özellikle kadın ve kız çocuklarının masum hedefler olarak terörizmden en çok etkilenenler olduğunu belirtti. Türkiye'nin mültecilere temel imkânlar sağlamak ve eğitim vermek için elinden gelen çabayı gösterirken, teröre karşı da ciddi uğraş verdiğini söyleyen Hanzade Doğan Boyner, Türkiye'nin halen ülkemize yönelik terör tehdidini bertaraf etmek için bir operasyon düzenlediğini vurgulayarak Birleşmiş Milletler aracılığı ile dünya toplumunu, terörizme karşı birlik olmaya davet etti. Bu birliğin sadece barış ve istikrarı sağlamak için değil, aynı zamanda da insan hakları ve kadın hakları için birleşmeleri gerektiğini bildirdi.

“Kız çocuklarının bilime teşvik edilmesi şart"

Aydın Doğan Vakfı'nın konu hakkında yaptığı çalışmalardan da bahseden Hanzade Doğan Boyner, “İmkanları az olan kız çocuklarına burs yardımı sağlamak ve kız öğrenci yurtları yapmanın yanı sıra bilimde kız çocuklarına karşı olan önyargıların üstesinden gelmek için çalışıyoruz. Kızları bilime teşvik etmek adına, mühendislik dallarında kızlar için üniversite burs programları düzenliyoruz" diyerek sözlerini şöyle tamamladı: “Kız çocuklarının biyolojik olarak bu alanlarda yeteneklerinin olmadığı yanılgısını ve buna benzer mitleri aşmamız gerek. Okul yöneticilerinin ve öğretmenlerin kız öğrencileri bu alanlarda kariyer edinmeleri yönünde daha fazla teşvik etmesi gerekmektedir. Ailelerin daha iyi bilgilenmelerini sağlamalıyız, böylece anne babalar kız çocuklarına daha fazla destek verebilirler."

Bu konularda ilginizi çekebilir