Helmann, 2023'te yatırımlarını 4 yeni projeyle sürdürecek

Selman Özgün, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2022 yılını değerlendirdi ve 2023 hedeflerini paylaştı.

Geçen yıl küresel ekonominin; Kovid-19 nedeniyle bozulan tedarik zincirinde yaşanan sorunların yanı sıra Rusya-Ukrayna savaşı, enerji ve emtia fiyatlarındaki artışlar ve yüksek enflasyon gibi problemlerle boğuştuğunu anlatan Özgün, bu sorunların büyümeye yönelik olumsuz etkilerine değindi.

Küresel ticaretin daralması, büyümenin düşmesi ve enflasyonist ortamın sürmesinin beklendiğini aktaran Özgün, Türkiye ekonomisinde de büyümenin yavaşlayacağını ancak tüm küresel olumsuzluklara rağmen yatırımların devam etmesini beklediklerini kaydetti.

Özgün, gayrimenkul sektörünün tüm olumsuzluklara rağmen 2022'yi yüksek satış rakamıyla kapattığını belirterek, 2022'nin 11 ayında önceki yılın aynı dönemine göre konut satışlarının yüzde 1 artışla 1 milyon 278 bin adede yükseldiğini, yılın 1,35 milyon adedin üzerinde kapatılacağını bildirdi.

Konut satış adetlerinde bu yıl üretim azlığı nedeniyle düşüş olabileceğine işaret eden Özgün, "Yine de yıl genelinde minimum 1,2 milyon adet konut satılacağını düşünüyorum. Üretim azlığı satış rakamlarını negatif etkiliyor. Ancak açıklanacak kampanyalar ve üretime ağırlık verilmesi sayıyı yükseltebilir." dedi.

Özgün, ülke ekonomisinde uygulanan düşük faiz oranlarının konut kredilerine de yansıması gerektiğini ifade ederek, "Bu konuda dün açıklanan kampanya çok anlamlı. Ancak sadece faizlerin düşük olması yeterli değil. Krediye erişimin kolaylaştırılması da elzem. Ayrıca, şu anda genellikle yüzde 70'i tamamlanmış inşaatlar için kredi veriliyor. Bu oran aşağı çekilirse hem tüketicilerin konuta ulaşımı hem de inşaatçıların üretimi sürdürmesi sağlanır." diye konuştu.

Sektörün ekonomiye sunduğu katkının devamı için üreticiler ve konut alacaklar için bazı teşvikler verilebileceğini aktaran Özgün, tapu harç ve vergi oranlarının düşürülmesi ve kentsel dönüşümde teşviklerin artırılması çağrısında bulundu.

"4 ayrı projeye odaklandık"

Selman Özgün, son 5 yılda ülke genelinde el değiştiren konut adedinin 7,1 milyon civarında olduğunu belirterek, bu satış rakamlarına rağmen ev sahipliği oranının gerilediğini söyledi.

Yıllık en az 800 bin adet sıfır konut üretimine ihtiyaç duyulduğunu ancak son yıllarda alınan ruhsat izin adedinin 550 binlerde olduğunu aktaran Özgün, müteahhitlerin proje üretimi için harekete geçmesi gerektiğini ifade etti.

Helmann olarak 2023'te yatırımlara ağırlık vereceklerini ve 4 ayrı projeye odaklanacaklarını belirten Özgün, şunları kaydetti:

"Bu yıl Ankara ve Afyonkarahisar'da hayata geçireceğimiz karma projelerin yanı sıra Antalya'da konut ve villaların yer aldığı iki ayrı projemizi başlatacağız. Ayrıca, Almanya'daki renovasyon projemizi sürdüreceğiz. Afyonkarahisar'da 107 bin metrekarelik alanda ticari alanların, AVM'lerin, akaryakıt istasyonlarının ve termal otellerin bulunduğu karma bir proje geliştirdik ve üretimine başladık. Bu projemizin yanında belirli sayıdaki nitelikli ve imarlı arsayı yatırımcılarımıza sunduk. Yoğun ilgi nedeniyle ön satışlarda yüzde 90 oranına ulaştık."

Özgün, Ankara Beypazarı'nda 350 bin metrekarelik alanda sürdürülebilir bir kent inşa ettiklerini aktararak, "Projemizde tarihi Beypazarı dokusuna uygun mimaride taş ve ahşap konutlar yer alacak. Ayrıca, 1.000'den fazla nitelikli arsayı da yatırımcılar ile buluşturacağız. Ön satışlarımız ilk çeyrekte başlayacak. Yatay mimari ve sürdürülebilirliğin öne çıkacağı projemizin detaylarını kısa süre içerisinde paylaşacağız." diye konuştu.

Antalya'da ise villa ve konutlardan oluşan iki ayrı projeyi hayata geçireceklerini bildiren Özgün, yatırımlarını hız kesmeden sürdüreceklerini kaydetti.

"İnşaat üretiminde betonu azaltmalıyız"

Helmann Yönetim Kurulu Başkanı Özgün, Türkiye'de inşaat üretiminin tamamen beton odaklı gerçekleştiğini belirterek, artık alternatif metotlarla bina yapmaya başlamanın zamanının geldiğini söyledi.

Betonun kısa ömürlü olması, karbon salımına yol açması ve geri dönüştürülememesi gibi sebeplerle hem çevreye hem de ülke ekonomilerine ciddi zararlarının bulunduğunu vurgulayan Özgün, alternatif ürünlere yönelmenin öneminden bahsetti.

Özgün, "Geri dönüştürülemeyen betonlar yüzünden toprakların uçsuz bucaksız bir moloz çöp döküm sahasına dönüşme ihtimali var. Tek çözüm, geri dönüştürülebilir doğal malzemelerle inşaata yönelmek. Çelik, ahşap, taş, kerpiç veya betona alternatif başka yöntemlere yönelmeliyiz." diye konuştu.

Betonun kısa ömürlü olması nedeniyle her yıl 500 bin konutun yıkılıp yeniden yapılması gerektiğini vurgulayan Özgün, "Yık-yap, yık-yap, nereye kadar bu şekilde devam edeceğiz. Betonarme binaların servis ömrü 60 yıldır. Ancak pek çok bina bu yaşa bile erişemiyor. Sürekli yap-yık modeli ekonomik kayıp demektir. Türkiye, çürüyüp çöpe giden ve geri dönüştürülemeyen betonarme binalar yüzünden her yıl yüz milyarlarca liralık kayba uğramaktadır." dedi.