"İş dünyası topuklu ayakkabı giyen erilleşmiş kadınlarla doldu"
İş hayatındaki yoğun rekabet ortamında kadınlar dişil enerjilerini kaybedip erilleşiyor. Nil Keskin Keleş, eril ve dişil enerjileri bir dengede koruyabilen şirket ve ekonomilerin sağlıklı olabildiğini anlattı. (Özlem Ermiş Beyhan)
ÖZLEM ERMİŞ BEYHAN
Nil Keskin Keleş, global bir şirkette genel müdür yardımcılığına kadar yükselmişken, profesyonel dünyaya veda edip bir kitap yazdı, eğitimler vermeye başladı.
Onun altını çizdiği bir mesaj var; iş dünyası erilleşmiş kadınlarla doldu ve bu hem şirketler hem de ekonomi için tehlikeli. Keskin, eril ve dişil enerjinin dengede olmaması halinde ne işte ne de aile hayatında başarılı olunamayacağını savunuyor.
Her şey “hayat amacın ne?” sorusuyla başladı
Keskin’in kişisel farkındalığı, 2006’da DHL’in üst düzey yöneticisi olarak Afrika’ya yaptığı uçak seyahatinde bir Mısırlı kadın profesörün yanında oturması ile başlamış. “Hayat amacın ne diye sordu bana ve bir yanıt vermekte zorlandım. İşte o noktadan sonra kendimle ve hayatla ne yapmak istediğime yoğunlaşmaya başladım”...
Sonrasında gelen koçluk, yoga, meditasyon teknikleri gibi farklı eğitimler... Keskin ikinci bir farkındalığın ise eşinin bir uyarısı ile geldiğini anlatıyor; “Evde de bir şirket yöneticisi gibi davranmaya başladın”... Bu alanda araştırmalara başlıyor ve eril- dişil enerji konusunda kendini geliştiriyor. “Kariyerimde yükseldikçe dişil yetkinliklerimi kaybetmeye başladığımı fark ettim. Boğaziçi üniversitesi tarih ve politika eğitimimin de desteğiyle kadınların erilleşme süreçlerini inceledim” diyor.
Keskin yaklaşık bir yıl önce profesyonel dünyaya veda edip “Kadınlığına Sahip Çık“ adlı bir kitap yazmış, şimdi de kurumlara eğitimler veriyor. Kadın erkek eşitliğini nicelliğin ötesinde, kadının dişil yeteneklerini kaybetmeden iş hayatında olabilmesi olarak görüyor. İş dünyasında eril ve dişil enerjinin dengesinin önemini altına çiziyor ve rekabet ortamında yükselmek için dişil enerjisinden uzaklaşan kadınların önemli bir sorun olduğunu söylüyor. “Bir yönetim kurulu masasında yüzde 50 kadın sayısını yakalamış olabilirsiniz ama onlar erilleşmiş kadınlarsa bir cinsiyet eşitliğinden bahsedemezsiniz.” Ona göre bugün iş dünyamız eril ve şirketler topuklu ayakkabı giymiş, ruj süren ama eril enerjili kadınlarla dolu. Keskin bu dengesizliğin eğitimlerle ortadan kaldırılabileceğine inanıyor.
Eril ekonomide hedef, dişil ekonomide süreç önemlidir
• Erilleşmiş kadının 3 temel özelliği; alıcı değil hep verici, kontrol modunda ve sezgilerini kapatır... Oysa ki dişil enerji almayı, anı yaşamayı, güçlü sezgileri temsil eder.
• Eril ekonomi sürekli lineer büyümedir. Dişil ekonomi döngüsel büyümedir, inişler ve çıkışları kabul eder. • Eril ekonomide sayılar, hız ve hedefler vardır.
• Dişil ekonomiler ise süreci, süreçteki insanları, insanların duygularını, değerleri, iklimi önemser. Dişil enerji yaratıcı, yapıcı, sabırlıdır.
• Sürekli hedefler belirlenen ama çalışanların taleplerine önem verilmeyen eril şirketlerde sorun yaşanır. Ancak hedefler ve süreçler dengede olursa sağlıklı bir yapıdan söz edilebilir.
Erilleşmek evde de sorun yaratıyor
Keskin’e göre kadınların erilleşmesi aile hayatında da sorun yaratıyor. Kadın iş hayatındaki eril tavrını eve yansıttığında eşi ya dişil özellikler geliştiriyor, ya ‘nasılsa her şeyi o yapıyor’ diyerek tembelleşiyor ya da eril enerjisini kadının üzerine çıkarmaya çalışarak agresifleşiyor.