İş dünyasından siyasilere acil çağrı: ‘Türkiye 2016’yı da kaybetmesin’

Oda başkanları DÜNYA’ya konuştu: Ekonomik dengelerin selameti siyasi uzlaşmaya bağlı…

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Son iki yılı seçimler nedeniyle frene basarak geçiren sanayici, terör ortamının yeniden alevlenmesiyle 2015’i ‘kayıp yıl’ olarak tarif etti.

2016 için acil harekete geçilmesi, hükümetin kurularak güven ve huzur ortamının yeniden sağlanmasını isteyen sanayici, adeta tüm siyasilere bir çağrı yaparak “2016 da kayıp yıl olmasın” dedi. Hızla hükümet kurulması gerektiğini ve Türkiye’nin içinde bulunduğu belirsizlik ortamından bir an önce çıkmasını isteyen iş dünyası temsilcileri, “Kaybedilen zamanın telafi edilmesi için de şimdiden 2016 yılı için hedefler ve politikalar revize edilmeli; cari açık, istihdam, faiz oranları, ihracat, teşvik, inovasyon ve Ar-Ge, yabancı yatırımcılara yönelik politikalara ağırlık verilmeli” açıklamalarını yaptılar. Seçimden bu yana dövizin tarihi rekorunu aşması üzerine bazı iş çevreleri ihracat için ümitlenirken, özel sektörün borçlarına dikkat çeken iş dünyası temsilcileri, bu durumun 2016’nın ilk çeyreğini zorlayacağını da söylüyorlar. Her ne kadar cuma günü Fed’in faiz artırmayacağı yönünde bazı öngörüler olmuşsa da genel beklentinin Fed’in faiz artıracağı yönünde olduğunu söyleyen iş çevreleri, Türkiye’nin duruma uygun bir pozisyonu derhal almasını istiyor.

DÜNYA’ya konuşan Anadolu’nun iş dünyası temsilcileri, 2014 yılında 2.9 büyüyen, bu yılın ilk çeyreğinde ise 2.3’lük bir büyüme sergileyen Türkiye’nin bu yılı belirsizlikler içinde geçiriyor olmasından da endişeli. Artan terör olaylarına karşı da birlik çağrısı yapan iş dünyası temsilcilerinin görüşleri şöyle:

Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç : Güçlü ve geniş tabanlı bir hükümet acil tedbirleri almalı 

Seçim süreci ve ardından koalisyon müzakereleri, akabinde de meydana gelen terör olayları siyasi ve ekonomik istikrar anlamında sıkıntıları da beraberinde getirdi. Belirsizliklerin en kısa zamanda azaltılması, güven ve huzur ortamının hukuksal zeminde sağlanması, ardından da geniş tabanlı ve uzun soluklu bir hükümetin vakit kaybetmeden bir an önce kurulması ülkemiz için bir zorunluluk haline gelmiştir. Bu sürecin böyle devam etmesi durumunda üretim ve ihracatta yaşanan kayıpların artarak devam etmesi kaçınılmaz olacaktır. Seçim ertesinde bir süredir gerileme eğiliminde olan döviz maalesef artan siyasi tansiyon ve yaşananların etkisiyle yeniden hareketlendi. Dolarda 2,75, euroda 3,05TL’nin üstünü yeniden gördük. İhracatımızda görülen kan kaybı devam ediyor. TİM’in açıkladığı verilere göre yılın ilk yarısında ihracat, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 8,1 düşüşle 73 milyar dolara geriledi. Gerilemenin bir kısmı pariteden kaynaklansa da büyük pazarlarımızda görülen daralmanın da etkileri oldu. Yılsonunda geçtiğimiz yılın rakamlarını yakalayabilmek oldukça zor. Kurulacak güçlü ve geniş tabanlı bir hükümet tarafından alınacak önlemlerle en azından 2016’yı daha olumlu geçirme imkanımız olabilir. 

Sivas TSO Başkanı Osman Yıldırım:  Seçim nedeniyle bekledik şimdi hükümet için bekliyoruz

Odamız öncülüğünde Sivas STK başkanları ile TBMM Başkanı İsmet Yılmaz’ı Ankara’da ziyaret ettik. Başkanlar kurulumuzda her parti ve düşünceden insanlardan oluştuğuna vardı. Yani oy verenler olarak bir araya geldik. Sizlerin aracılığıyla oy verdiğimiz insanlara sesleniyoruz. “Bir araya gelin. Pazarlık ve ufak hesapları bir kenara bırakıp ülkemizi içinde bulunduğu ateş çemberinden kurtarmak için koalisyon hükümetini kurun” dedik. Ülkemize karşı gizli ya da açık ilan edilmemiş bir savaş yaşıyoruz. Bu coğrafyada güçlü olmamız için bir olmamız, iri olmamız lazım. Bunun içinde üretmemiz, üretmek içinde hükümetimize güvenmemiz lazım. Hükümet kurulduğu takdirde kaybettiğimiz süreyi kısa zamanda alacağımıza inanıyoruz. Şimdiye kadar seçim bitsin diye duruldu, şimdi hükümet kurulsun diye bekliyoruz. İş dünyasının ve halkın ortak dileği hükümetin kurulması. Nasıl ki bizler ülkemiz için bir araya gelebiliyorsak, bizim seçtiklerimizde bir araya gelsin. 

Tekirdağ TSO Başkanı Cengiz Günay: Döviz borcu nedeniyle kontratlar erteleniyor 

Döviz artışı sanayicinin temkinli hareket etmesine neden oluyor. Yaşanılan artış ihracat tarafını olumlu etkiler ancak, ithalat ve ara girdi maliyetlerinde de artış oluyor. Bu da Türk malların ucuzlamasına yol açıyor. Özel sektörün borçlarının dolar veya euro olması sonucu borçlar Türk parası karşısında artıyor. Sanayici bu durumunda borçlarını erteliyor. Dolayısıyla tüketim etkilendiği için piyasalar iş ve bağlantı ile ilgili kontratlar erteleniyor. Sanayici yatırımlarını da ertelemiş oluyor. 2015 yılı sanayici için bir kayıp yılı olarak yer aldı. 2016’da da beklentilerin etkilendiği bir yıl olacak gibi görülüyor. Sanayicinin beklentisi ekonomide reform, makro istikrar güven endeksi ve iyi bir ekonomi yönetimidir. 

Samsun TSO Başkanı Salih Zeki Murzioğlu: Zor süreç 2016’yı da zora sokacaktır 

Siyasi irade halkın sandıkta verdiği mesajı dileyerek, diyalog ve ortak akıl çerçevesinde meseleleri ele alarak hareket etmesi gerekmektedir Ancak seçimden bu yana hala bir adım atılmış değil. Bu çağrı aciliyet taşımaktadır. Artan terör olayları ülkenin barış ortamını derinden etkilemektedir. Ben buradan bir kez daha terörü lanetliyor ve insanlarımızı sağduyulu olmaya davet ediyorum. Türkiye bu noktada kritik bir süreçten geçiyor. 2015 gitti. Bu zor süreç, 2016 yılını da zora sokacaktır. Öte yandan dolar kurunda son dönemde agresif bir şekilde artış gözlenmiştir. Ben bu durumun geçici olduğunu düşünüyorum. Siyasi iradenin ortak akıl dahilinde alacağı kararlar ülkenin refah düzeyini yükseltecektir. 

GSO Yönetim Kurulu Başkanı Adil Sani Konukoğlu: Hükümetin bir an önce kurulması önemli 

Son günlerde artan terör olaylarından derin üzüntü duymaktayız. Bu tür eylemlerle, ülkemizdeki birlik beraberlik, huzur ve istikrar ortamı baltalanmak isteniyor. Toplumun tüm kesimleri kenetlenerek, buna meydan vermemelidir. Seçimlerin yapılmasının ardından, şu anda hükümet kurma yolunda anayasal süreç devam ediyor. Tüm siyasi aktörlerin yapıcı ve sağduyulu davranarak, bir an önce hükümeti kurması önemlidir. Hükümetin kurulmasıyla birlikte, siyasi ve ekonomik istikrar sürecektir. Terör olayları da asla amacına ulaşamayacak. Ülkemiz bunun altından kalkacak, desteğimiz tam. Dolayısıyla, 2016’dan umutluyuz. Döviz kurunun yükselmesinde; ülkeye özgü faktörlerin yanı sıra küresel ekonomideki gelişmeler, Fed kararı ve artan jeopolitik riskler gibi birçok faktörün etkisi var. Son günlerde yaşanan olayların finansal piyasaları olumsuz etkilemesi doğal, ancak piyasalardaki bu hareketlilik geçici bir durum. Sanayici olarak aldığımız kararların arkasındayız, yatırıma devam ediyoruz. Bunun da en güzel göstergesi; Gaziantep’in bu yılın ilk yarısında bildirge veren işyeri sayısının yüzde 4,7 artışla 29 bini ve sigortalı çalışan sayısının yüzde 6,1 artışla 272 bini bulmasıdır. 

Eskişehir Sanayi Odası Başkanı Savaş M. Özaydemir: 2016’nın ilk çeyreği de oldukça zorlu olacak 

Bugün itibarı ile 2015’i kayıp bir yıl olarak görüyoruz. Seçim öncesinde, sonrasında ve koalisyonların gecikmesinde hepsinin ötesinde bu harekatlar ve operasyonlar nedeniyle tedirginlik hat safh aya çıkmış durumda. Yatırım için durağanlık, piyasada durgunluk gözlemliyoruz. Bunların yanında ABD’nin faiz kararı da bunun üzerine tuz biber ekecek ve aleyhimize olacaktır diye düşünüyorum. Koalisyon görüşmelerinin ve operasyonların devam edip etmeyeceğine bağlı olarak bundan sonrası için bir ışık görmemiz lazım yani huzurlu bir ortam yaratılmalı. Erken seçim ise şu aşamada bir facia olur. 2016 yılının ilk çeyreğinin oldukça zorlu olacağını tahmin ediyorum. Buna karşın bende, dünya ekonomisinde bir iyileşme olabilir beklentisi var. Dolayısıyla bunun bize de faydası olabilir diye düşünüyorum. 

Konya Ticaret Borsası Başkanı Hüseyin Çevik: Türkiye tekrar enerjisini ekonomik büyümeye vermeli 

Öncelikli olarak istediğimiz terörün son bularak hükümetin kurulması. Eğer hükümet kurulamayacaksa bir an evvel halka gidilmeli. Türkiye tekrar enerjisini ekonomik büyümeye vererek, ekonomiyi gündemin ilk maddesine taşımalıdır. Kuraklığın etkisiyle 2007’den bu yana tarım sektörü ilk kez 2014 yılında 1,9 küçüldü. Uzmanlar gıda fiyatlarındaki yüzde 10’luk ani bir artışın TÜFE gıda fiyatlarında altı ay içerisinde yüzde 5.1, toplam TÜFE enflasyonunu ise yüzde 2.6 artırdığını belirtiyorlar. Bu risk, tarımı iklim faktörüne bağlı ülkelerde her zaman olabilir. Onun için sulamanın istenilen zamanda, istenildiği kadar yapılabilmesi, kontrollü bir tarım için sulama altyapısının geliştirilmesi ve sulanan arazilerin arttırılması gerekir. Aksi halde nüfusumuz ve turist sayımız hızla artarken, yağışların az düştüğü yıllarda bu sorunları daha şiddetli hissedebiliriz. 

Kocaeli Sanayi Odası Ayhan Zeytinoğlu: Önceliğimiz güvenlik riskinin ortadan kaldırılması 

Ekonominin yavaşladığı ve risklerin arttığı bir dönemden geçiyoruz. Bununla birlikte ülkede bir uzlaşma ortamının hala sağlanamamış olması da ekonomi dünyası üzerinde önemli bir güvensizlik sorunu yaratıyor. Hem içerideki siyasi belirsizlikler hem de çevre ülkelerdeki önemli ticari partnerlerimizde yaşanan karışıklıklar, AB pazarındaki yavaşlama, euronun dolar karşısındaki değer kaybı gibi faktörlerden yeterince etkilenen ekonomimiz için; hükümetin hala kurulamamış olması mevcut riskleri daha da arttırmaktadır. 2014 yılını düşük bir büyüme ile kapatmıştık. 2015 yılında da yüzde 3’ün altında bir büyüme öngörüyoruz. Bu oranın hükümet biran önce kurulmaz ise daha da düşmesinden ve 2016 yılında da büyümedeki düşüşün devam edecek olmasından endişe ediyoruz. Özel sektör yatırımları da bu süreçte olumsuz etkileniyor. Önceliğimiz siyasi belirsizlik ile güvenlik risklerinin giderilmesi ve bekleyen yapısal reformların hızla hayata geçirilmesi olmalıdır. 

İzmir Ticaret Borsası Başkanı Işınsu Kestelli: Büyümenin yüzde 5’in altında kaldığı her yıl kayıp yıldır 

Türkiye’nin, yüzde 5’in altında büyüdüğü her yılın kayıp yıldır. Bir an önce siyasi iktidar boşluğunun doldurması gerek. 2001 krizinden sonra atılan adımların ve AK Parti dönemindeki reformların ekonominin siyasete bağımlılığını yok denecek kadar azalttığına dair bir inanç oluşmuştu. Ancak bugün görüyoruz ki, iddialı bir ekonomi için yönetişim kaçınılmaz. İktidarsız ekonomi, pek çok şeyin askıya alındığı bir bekle gör dönemi yaratıyor. Eğer sağlıklı bir yönetim sorununu çözemez isek 2016 yılı zor geçecektir. Fed muhtemelen eylül ayında, 10 yıllık bir aranın ardından faiz artırımını konuşacak. Finans akımlarının yönünü radikal şekilde değiştirebilecek böyle bir karar, Türkiye gibi cari açığı yüksek ülkeleri daha olumsuz etkiler. Döviz bazlı bir kriz öngörmüyorum ancak işler bugünkünden daha kolay olmayacak. 

Bursa TSO Başkanı İbrahim Burkay: 2016’da yüzde 5 büyümek için zaman var koşullar oluşturulmalı 

Döviz kurlarındaki artış, dalgalanma ve öngörünün kaybolmuş olması iş dünyasını olumsuz etkiliyor. Dolar kuru TL karşısında 2,80’lere yaklaşarak tarihin en yüksek seviyelerinde. İş dünyası en kötümser tahmin ile 2015 yılı ortalama dolar kurunu 2,50 TL olarak almışken mevcut kur seviyeleri olumsuz etki yapmaktadır. Türk bankaları ve reel kesimi önemli ölçüde döviz borçlusu olduğu için kurlardaki atıştan olumsuz etkilenmektedir. İhracattaki mutlak düşüş ve parite kaybı nedeniyle ihracatta dolar cinsi gelirlerin azalması da reel kesimin döviz gelirlerini sınırlamaktadır. Reel kesim açısından öngörülebilir ve daha makul kur seviyeleri faydalı olacaktır. Reel kesimin reel olarak büyümesi, net sermaye birikimini, karlılık ve yeni yatırımları için ekonominin en az yüzde 4-5 arasında büyümesi gerekmektedir. 2015 yılında en iyi şartlarla yüzde 3 büyüme olacaktır. Hükümetin kurulmasında gecikme ve bir erken seçim ile büyüme yüzde 2,0-2,6 arasına kadar inecektir. Bu nedenle 2015 yılı reel kesimin büyüme hedefl eri açısından kayıp yıl olacak. Mali açıdan ise reel kesim büyük kayıplar ile karşılaşmayacaktır. 2016’da ise ekonomide yüzde 4-5 arasında bir büyüme sağlayacak siyasi ve ekonomik koşullar oluşturulmalıdır. Bunun için henüz zaman var. Erken seçim halinde ise 2016’da da büyümenin zayıf kalması olasılığı artıyor. 

Konya Sanayi Odası Başkanı Memiş Kütükcü: Enerjimizi asli işimize kanalize edeceğimiz bir ortam şart 

İş dünyasının temsilcileri olarak bizlerin bugün en önemli beklentisi ülkede uyum içerisinde çalışacak bir hükümetin kurulması, kalıcı ve güçlü bir güven ortamının yeniden tesis edilmesidir. Burada ‘uyum’ kavramının altını özellikle çizmek istiyorum. Şayet hükümet kurma çalışmalarında, anayasal süreç içerisinde bu uyum ortamı sağlanamayacaksa yeniden millete gidilebilir. Her koşulda, siyasilerin bugünkü sorumluluğu Türkiye’yi kendi iç siyasi gündeminden bir an evvel kurtararak, ekonomiyi yeniden gündemin en tepesine çıkarmaktır. Bu yılın kalan aylarını ve 2016’yı daha fazla üreterek, ihracat yaparak geçirmek, özellikle ihracat kayıplarımızı telafi etmek istiyoruz. Sanayicilerimizin artık anlık gelişmeleri, faiz, döviz kuru gibi parametreleri takip etmek yerine, üretime ve ihracata odaklanacağı, enerjisini asli işine kanalize edebileceği yeni bir motivasyon ortamı talep ediyoruz. 

Eskişehir Ticaret Odası Başkanı Metin Güler: 2015 rölantide geçti şimdiden 2016’ya odaklanmalı 

Ülke olarak son iki yıldır gündemimizi ağırlıklı olarak yerel seçimler, cumhurbaşkanlığı seçimi ve 2015’in ilk 6 ayını genel seçimler meşgul etti. Dolayısıyla seçimler ihracatın, ekonomik ve sosyal politikaların, çözümlenmesi gereken sorunların da önüne geçti. 7 Haziran’da yapılan yerel seçimlerde halkımız siyasi partilerimize tek başına iktidar olma yetkisi vermedi. Sandıktan bir bakıma koalisyon çıktı. Ancak ne yazık ki seçimlerin üzerinden neredeyse 2 ay geçmiş olmasına rağmen siyasi partilerimiz tarafından hükümet kurulamadı. Son günlerde yaşanan terör olayları da tüm vatandaşlarımızı olduğu gibi iş dünyamızı da üzmekte ve tedirgin etmektedir. Yaşanan terör olayların son bulması için ülkemizdeki siyasi belirsizliğin bir an önce kararlı bir iradeye dönüşmesi gerekmektedir. Her türlü erken seçim söylemi ülkemize zaman kaybettirir, ekonomimize zarar verir. 2015’in ekonomide rölantide geçtiğini ve 7 ayını geride bıraktığını düşünürsek, acilen koalisyon hükümeti kurulmalı, yaşanan olumsuz tablonun çözümü için güçlü adımlar atılmalıdır. Kaybedilen zamanın telafi edilmesi için de daha şimdiden 2016 için hedefl er ve mali politikalar revize edilmeli; cari açık, istihdam, faiz oranları, ihracat, teşvik, inovasyon ve Ar-Ge, yabancı yatırımcılara yönelik politikalara ağırlık verilmelidir. “ 

Gaziantep Ticaret Odası Başkanı Eyüp Bartık: Silahların susması önceliğimizdir 

İş dünyasının sevmediği konuların başında belirsizlik gelir. Önünü görene kadar çalışmalarını öteler, ne zaman ki ileriyi görür, planını, yatırımını ona göre yapar. 7 Haziran seçimlerinin üzerinden 1,5 ay geçti. Halk koalisyon hükümeti kurulmasını istedi. Görüşmelerin ardından iki parti hükümeti kurmak için kolları sıvadı. Yakın zamanda hükümetin kurulmasını bekliyoruz. Kurulacak hükümet öncelikle belirsizliği önlemiş olacak. Yaklaşık 2,5 yıl önce başlayan Çözüm Süreci ile bölgede bahar havası esmeye başlamıştı. Silahların susması, bölgenin güzelliklerinin öne çıkması, bölge turizmindeki hareketlilik her kesimi sevindirmişti. Son günlerde yeniden tırmanan şiddet ve terör olayları 2,5 yıllık birikime zarar verdi. Temennimiz, olayların sonlandırılması ve aklıselimle hareket ederek terörün önüne geçilmesidir. 3 yıldır turizmi canlandırmak için çabalarımız sürüyor ve belli bir aşamaya gelmiştik ancak neredeyse tümüyle başa döndük. Turlar iptal ediliyor, kimse bu çatışma havasında gelmek. Biran önce hükümetin kurulmasını bekliyoruz. Eğer kurulacaksa fazla bekletmenin bir alemi yok. Yeniden seçim yapsanız bile tablonun fazla değişmeyeceğini herkes görüyor. Silahların susması ve barış görüşmelerinin sürmesi önceliğimizdir. Asırlarca birlik ve beraberliğin sembolü olan halkların kardeşliğine gölge düşmesini istemiyoruz. Bir gün dolar 2.76 ertesi gün farklı olabiliyor. Böyle bir ortamda ticaret olur mu? Bir an önce hükumetin kurulup, bizim de işimize bakmamız gerekiyor. Terör olayları da biterse gelecek yıl için daha net konuşabiliriz. 

İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş: Barış ve huzur olursa gerisi önemli değil 

Ülkemizin dış politikasının, sınır güvenliği uygulamalarının, her şeyin gözden geçirilmesi lazım. Bu olayların ekonomimize de olumsuz yansımaları var. Döviz fırlıyor, turizmde rezervasyonlar iptal oluyor, yabancı yatırımcı ürküyor. Çünkü ekonomi siyasetin ve silahların gölgesinde. Küresel ekonominin kırılgan görünümünün bir süre daha sürmesi bekleniyor. Bu ortama biz de hazırlıklı olmalıyız. Sadece bizim değil dünyanın da ortak korkusu ABD’de faizin artması. Bu hemen bütün dünyaya yansıyacaktır. Tüm bunları yaşarken bir yandan da hükümetin kurulmasını bekliyoruz. Ya koalisyon ya azınlık hükümeti kurulacak, ya da erken seçime gidilecek. Türkiye her ihtimali kaldırabilir. 52 gündür yeni hükümet yok, ne oldu? Bizim barışa ve huzura ihtiyacımız var. Bu olursa gerisi önemli değil. 

Antalya TSO Başkanı Davut Çetin: Sayın Babacan ortada yok 

Ülke olarak her anlamda kritik bir süreçten geçiyoruz. Bu kritik süreçte ekonomide de siyasette de belirsizlik dönemindeyiz. Seçim sürecini geride bıraktık diyemiyoruz çünkü koalisyon görüşmelerinin nasıl sonuçlanacağını bilmiyoruz. Ekonomi cephesinden baktığımızda dışarda ve içerde belirsizlik artıyor. Bu belirsizlikte yatırım zaten olmaz. Sonbaharda bir de dış piyasadan döviz ve faiz baskısı bu duruma eklenecek. Bu duruma rağmen ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Sayın Ali Babacan uzun zamandır ortada yok. Koalisyon görüşmelerine kimse inanmıyor. Kasım’da seçim olsa istikrar getireceği garanti değil. Dolayısıyla şu anda bizi dinleyecek kimse yok, ama biz yine de uyarılarımızı yapalım. Belki riskler görülür, herkes fedakarlık yapar ve bir uzlaşma ortamı doğar. 2015’i kaybetmiş gibi görünüyoruz, 2016 ya dair umutla bakabilmek için bulunduğumuz konjonktürde siyasilerden en temel beklentimiz siyasi çekişmeleri bir kenara bırakmaları ve ülke çıkarları için karar mekanizmalarını biran önce oluşturmalarıdır. 

Mersin Ticaret Odası Başkanı Abdullah Özdemir: Yeniden seçim ortamından endişe duyuyoruz 

Önümüzdeki dönem için ve 2016 yılına dair umutlarımız var. Umutsuz olmanın bir faydası yok. Ancak yapılması gerekenler ve alınması gereken tedbirler var. Öncelikle bir hükümet kurulması gerekiyor. İş dünyası da koalisyon kurulmasını arzu ediyor ve bekliyor. Tekrar bir secim yerine koalisyon kurulması daha çok tercih edeceğimiz bir durum. Şuan CHP ile de görüşmeler devam ediyor. Kurulursa Türkiye’nin hayrına olacağına inanıyoruz. Ancak zorlama ve sırf kurulmuş olmak için oluşan bir koalisyon hükümeti fayda getirmeyecektir. Sağlam temellerde bir koalisyonun kurulmasını istiyoruz. Eğer koalisyon hükümeti kurulmazsa, seçim ortamında bir takım belirsizlikler olacağı için biz de endişe duyuyoruz. Ancak peşinen 2016’yı da kaybederiz önyargısıyla hareket etmek de yanlış olur. Moralsizliğin kimseye faydası olmaz. İş dünyasına da politikacılara da sade vatandaşa da görevler düşüyor. Herkesin kendi görevini iyi yapması lazım. Döviz yükseldi. Belirsizlik ortamlarında genellikle yatırım yapılmaz. Önünü göremeyeceği bir ortamda herkes yatırım yapmaktan kaçınır. Hatta gününü kurtarmaya çalışır. Varsa nakitte kalmaya, borçlanmamaya ve kendi yağında kavrulmaya çalışır. Ancak ümitsizliğe kapılmamalıyız. 

Mersin TSO Başkanı Mahmut Arslan: 2016 yılı için endişelerimiz var 

Türkiye kayıp bir yarım yıl yaşadı. Bundan sonra da koalisyon kurulamazsa 2015 yılının hepsi kaybolacak ve bu nedenle 2016 yılı için de endişelerimiz var. Ancak Türkiye bundan sonrası için istikrarlı bir şekilde yönetilirse 2016 için umudumuz olabilir. İstikrarın olmadığı ülkelerin ekonomik gelişme kaydetmesi oldukça zor. Türkiye gibi ülkelerde her şey siyasal istikrara bağlı. Çok gelişmiş ülkelerde ekonomi ile siyasal iktidarların çok fazla bağlantısı yok. Maalesef bunun sıkıntısını çok fazla çekiyoruz. Bu sene bütün yıl boyunca seçim ve ekonomi ile ilgisi olmayan konular tartışıldı. Şuan koalisyon için görüşmeler devam ediyor. Türkiye’de uzun yıllardır koalisyon kültürü oluşmadı. Ne olacağını biz de bilemiyoruz. Siyasiler eğer ülkenin geleceğini düşünüyorlarsa halkın kararına saygı göstermeleri gerekir. Türkiye’de ve benzer istikrar ortamı olmayan ülkelerde yatırım olmaz. Bütün yatırımlar durmuş vaziyette. Yurtdışından yatırım gelmez. Ancak yurtiçindekiler kendi eksik olan yatırımlarına devam ediyor olabilir. Türk işadamları krizlerin içinden geldiği için onu nasıl yöneteceklerini biliyor. 

Konya Ticaret Odası Başkanı Selçuk Öztürk: Siyasi gelişmelerin rayına oturması ile istikrar kazanılır 

Ülke ekonomilerinin gelişimi için en büyük etken güvenli bir yatırım ortamı ile ekonomik ve siyasi istikrardır. Bunlar üzerindeki olumsuz etkenler ülkelerin ekonomileri için en büyük tehlikedir. Türkiye son dönemde yakaladığı istikrar ile hızlı bir yükselişe geçmiştir. Son haftalardaki TL’nin değer kaybı seçim sonuçları ve terör olayları ile ilgili değil dünyadaki ekonomik gelişmelerdir. Son açıklanan rakamlara göre; gelişmekte olan ülkelerin para birimleri, Çin’in hisse senedi piyasasındaki gerileme ve emtia fiyatlarının düşüşe geçmesi ile 15 yılın en düşük seviyesine gerilemiştir. FED’in faiz artırımı beklentisi de uluslararası piyasaları tedirgin ediyor. Tüm dünya ticaretinde gerilemeyle birlikte ülkemizin yaşadığı ihracat kaybı devam etmektedir. Ayrıca, tüm dünyada doların değer kazanması ve paritedeki düşüş Türkiye’nin ihracatını etkilemeye devam etmektedir. Türkiye’de siyasi gelişmelerin rayına oturmasıyla yeniden ekonomik ve siyasi istikrarın yakalanacağına inanıyoruz. Teröre karşı müdahalenin de Türkiye’nin orta ve uzun vadede istikrarı için gerekli bir adım olarak görüyoruz.

İşte iş dünyasının 5 önemli çağrısı

1 - Seçimler nedeniyle beklemedeydik, şimdi hükümet için beklemedeyiz. Bir an önce güçlü bir koalisyon kurulsun, bekleme bitsin.

2 - Üretmek için güven ortamı şart. Güven ve huzur ortamı hukuksal zeminde sağlansın. Terör son bulsun

3-  Dövizdeki artış ihracatı olumlu etkiler diye düşünülse de özel sektörün döviz borçları var. 2016'ya da sıkıntı yansır. Acil önlem alınsın.

4 - Türkiye'ye 2014'teki gibi 2.9'luk büyümeler yetmez. Türkiye tekrar enerjisini ekonomik büyümeye verecek tedbirler alsın

5 - Sanayici olarak yatırımlarımızın arkasındayız. 2016'yı kazanmak için vakit var. Küresel ekonomideki kırılganlıkları telafi edecek politikalar ve hedefler konulsun.

Bu konularda ilginizi çekebilir