İşadamları örgütlerinden HSYK tartışması
Son günlerdeki HSYK düzenlemesi ile ilgili olarak TÜGİK ve MÜSİAD açıklamarda bulunudu
İSTANBUL - HSYK düzenlemesi ile ilgili olarak TÜGİK, verdiği mesajda sivil toplum örgütlerini daha yapıcı olmaya çağırırken, MÜSİAD, düzenleme için siyasetin alanına müdahale yaklaşımlarından uzak durulması gerektiğini açıkladı.
Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu (TÜGİK) Genel Başkanı Erkan Güral, verdiği mesajlarla sivil toplum örgütlerini daha yapıcı olmaya davet etti:
“Türkiye ekonomisi son yıllardaki kazanımlarıyla, temellerini son derece sağlam bir zemin üzerine inşa etti. Bu açıdan bakıldığında, ekonomik anlamda endişe duyulmasını gerektiren bir durum söz konusu değildir. İş dünyasını ve özellikle KOBİ’lerimizi yanlış yönlendirebilecek söylemlerden uzak durulması gerekir. Bu nedenle, ülkemiz iş dünyasındaki bütün sivil toplum örgütleri elini taşın altına koymalı, fikirler ve çözümler üretmeli. Durum tespiti yapmak ve eleştirmek işin en kolay yanıdır. En önemlisi ise fikri katkı yapacak çalışmaları yürütmek, sürece olumlu katkı sağlamaktır.”
TÜGİK'ten iş dünyasına işbirliği çağrısı
Erkan Güral sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz TÜGİK olarak iş dünyamıza ve iş dünyamızdaki bütün sivil toplum kuruluşlarına bir çağrı yapıyoruz. Gelin Türkiye için birlikte çalışalım, yapılması gerekenleri birlikte konuşalım. Sivil toplum örgütleri eleştirme mercii değildir ve gönüllülük esasına göre fikri ve fiili katkı yapma platformlarıdır. İş dünyası örgütleri olarak bizler de çalışmalarımızı bu anlayışla yönlendirmek zorundayız.”
"Siyasetin alanına müdahale yaklaşımlarından uzak durulmalıdır"
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Nail Olpak,vHSYK hakkındaki kanun tasarısı başta olmak üzere siyasetin alanına müdahale yaklaşımlarından uzak durulması gerektiğini belirtti.
MÜSİAD'dan yapılan açıklamaya göre, Olpak, derneğin Erzincan Şubesi'nin açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'deki güncel tartışmaların içerisinde bazen resmin tamamının görülemediğini vurguladı. Olpak, "Ancak Brüksel'de gerçekleştirdiğimiz temaslarda da bir kez daha gördüm ki dünyanın gözü ülkemizin üzerinde bulunuyor. Uzun uğraşlarla inşa ettiğimiz huzur, güven ve istikrar ortamının önemini, Brüksel'den Türkiye'ye baktığımda bir kez daha gördüm. Bu doğrultuda, bugüne değin edindiğimiz kazanımlarımızı kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya bırakılmamız elbette kabul edilemez" değerlendirmesini yaptı.
Demokrasi tarihine bakıldığında son 11 yılda çok önemli bir kırılmanın yaşandığını aktaran Olpak, şunları kaydetti:
"Sosyo-ekonomik atılımların yanı sıra siyasal kültürümüzü dönüştürecek çok önemli reformlar ardı sıra hayata geçirilmekte ancak bu gelişim ve dönüşüm trendinin sürdürülebilir olması için çoğulcu ve özgürlükçü bir siyasetin ayrılmaz bir parçası olan kuvvetler ayrılığı prensibinin önemine işaret etmek isterim. Meşruiyetini halkın özgür iradesinden almayan, 'kendinden menkul değere' sahip hiçbir yaklaşımın, özgürlükçü demokrasilerde yeri yoktur. 2023 vizyonumuz kapsamında, hedeflediğimiz ileri gelişmişlik seviyesine ulaşabilmek için 'bana ya da bize göre' perspektifinin kısır zemininden uzaklaşıp, kaynaklarımızı israf etmeden, her türlü enerjimizi insanımızın refahını artıracak çalışmalara hasretmek hepimizin görevi olmalıdır.
Yolsuzluk soruşturması kapsamında başlatılan ve birbiri ardına farklı alanlarda devam ettirilen sürecin yıpratıcı sarmalından ülkemizi bir an önce çıkarmak zorundayız. Hepimizin üzerinde mutabık olduğu gibi yargımızın bağımsızlığı en önemli değerlerimizin başında gelmektedir. Ancak 'bağımsızlığın' yanında 'tarafsızlık' kavramının da önemine işaret etmek isterim çünkü ancak 'bağımsız ve tarafsız' bir yargı mekanizması ile hedeflediğimiz gelişmişlik düzeyine ulaşabiliriz."
Siyasal alanın içerisinde olması gereken konuların, mecrasının dışına çıkarılmasının ve farklı zeminlerde tartışılmasının doğru olmadığını anlatan Olpak, demokratik sistemlerde siyasetin, bir uzlaşı mekanizması olarak tarafların birbirini ikna etme imkan ve ihtimali üzerinde çalıştığını dile getirdi. Ancak siyasetin konusu olması gereken meselelerin farklı mecralara taşınmasının, bu temel mekanizmanın çalışmasına engel olacağına dikkati çeken Olpak, "Özellikle son günlerde ilgili ya da ilgisiz farklı kesimlerce tartışma konusu yapılan HSYK hakkındaki kanun tasarısı başta olmak üzere siyasetin alanına müdahale yaklaşımlarından uzak durulmalıdır. Siyasete ve siyasal aktörlere, kendi iç dinamiklerine bağlı işleyecek bir alan bırakmak hem siyasal meşruiyet ilkesi hem de siyasal kültürümüzün gelişimi bakımından büyük önem arz etmektedir" görüşünü de paylaştı.