'Türkiye'nin bir nolu sorunu işsizlik'

TÜRKONFED tarafından düzenlenen 39'uncu Girişim ve İş Dünyası Konseyi Toplantısı Diyarbakır'da gerçekleştirildi. Toplantıda AB üyelik sürecinden, Cazibe Merkezleri Programı'na kadar pek çok konu tartışıldı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) tarafından düzenlenen Girişim ve İş Dünyası Konseyi Toplantısı'nın 39'uncusu, Diyarbakır'da bir otelde yapıldı.

Toplantıya, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker, Diyarbakır Valisi Hüseyin Aksoy, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Cumali Atilla, İl Emniyet Müdürü Tacettin Aslan, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Kamil Erkut Güre, TÜRKONFED Genel Başkanı Tarkan Kadooğlu, TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik, AK Parti ve CHP milletvekilleri ve çok sayıda iş adamı katıldı.

Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci
Güvenliği sağlayamayan devlet, devlet değildir 

Konuşmasında, iş dünyasına 'gelin bu bölgeye yatırım yapın' dediklerinde ilk şartlarının güvenlik olduğunu belirten Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, güvenliği sağlayamayan devletin, devlet olmayacağını dile getirdi.

Tüfenkci, "Güvenliğin bu bölgeler ve Türkiye için ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Türkiye bir yandan PKK, bir yandan DEAŞ, bir yandan FETÖ terör örgütü ile mücadele ederken bir taraftan da büyümeye gayret gösteriyor." diye konuştu.

Cazibe Merkezleri Programına değinen Tüfenkci, Diyarbakır'ın programda yer almasının çok önemli olduğunu, 376 yatırımcının kentte yatırım yapmak için başvuruda bulunduğunu bildirdi.

Cazibe Merkezleri ile 38 bin kişiye iş imkanı

Bu başvurular yatırıma dönüştüğünde yaklaşık 38 bin yeni istihdam yaratılacağını belirten Tüfenkci, yatırımların oluşturacağı yan sanayi de dikkate alındığında bölgenin farklı bir şekle kavuşacağını ifade etti.

Topyekün kalkınma anlayışıyla hareket ettiklerini anlatan Tüfenkci, "Cumhurbaşkanımızın dediği gibi 'batıda ne varsa doğuda da onlar olacak' mantığıyla hareket ederek bölgeye gerekli alt ve üst yapı yatırımlarını aynı mantık içinde devam ettiriyoruz. Daha kapsayıcı hakkaniyetle ve kalkındırıcı kalkınma anlayışımızla geri kalmış bölgelerimiz başta olmak üzere tüm bölgelerimizin rekabet gücünü nitelikli bir biçimde artırmayı ve yerel potansiyeli harekete geçirmeyi temel bir görev olarak görüyoruz." dedi.

2019'a kadar ana gündem ekonomi

2019 yılındaki seçimlere kadar ana gündemin ekonomi olduğunu dile getiren Tüfenkci, şunları kaydetti:

"Hükümet olarak ekonomiye odaklandık. Ekonomi politikalarını oluştururken asla ve asla siyasi çıkar gözetmedik. Hiçbir şart altında mali disiplinden taviz vermedik. Devletin ekonomideki ağırlığını azaltıp özel sektör öncülüğünde büyümeyi teşvik ettik. Bundan sonra da aynı anlayışla devam edeceğiz."

TÜRKONFED Başkanı Tarkan Kadooğlu
Bölge ancak siyasete şans tanınırsa normalleşir

TÜRKONFED Başkanı Tarkan Kadooğlu, toplantıda yaptığı konuşmada, bölgenin normalleşmesinin ancak siyaset kanallarına şans tanıyarak gerçekleşeceğini, Diyarbakır'ın ekonomik ve sosyal hayatına yapılacak katkının, bölgedeki iklimi değiştireceğini söyledi.

Diyarbakır başta olmak üzere, bölgeden başlayacak ekonomik gelişmenin, ülkenin kalkınma hamlesinin de lokomotifi olabileceğini kaydeden Kadooğlu, 2019'a kadar ekonomiye odaklanma zamanı geldiğini aktardı.

"Göç ekonomiye kayıp yaşatıyor"

AB'ye uyum reformlarını desteklediklerini aktaran Kadooğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Türkiye-AB ilişkilerinde siyaseten yaşanan gelişmelerden bağımsız, sağduyulu ve akılcı bir yaklaşım, diyalog kanallarını artıracaktır. Siyasi aktörler kadar sivil toplumun ve iş dünyası örgütlerinin de konuya, hamasi yaklaşımlardan uzak, dünya ve ülke gerçeğini kavrayan yapıcı bir bakış açısı getirmesi gerekmektedir."

Diyarbakır, Mardin ve Şırnak gibi bölge illerinden 300 bin insanın göç etmesinin kentlere, bölgeye ve dolayısıyla ülke ekonomisine önemli kayıplar yaşattığını da belirten Kadooğlu, şöyle konuştu:

"TÜİK'in açıkladığı rakamlara göre, Türkiye nüfusunun yüzde 3,3'ü olan 2 milyon 550 bin kişi göç etmiş. Yine araştırmalar, bir kişinin göç etmesinin kamuya maliyetinin ortalama 200 bin lirayı bulduğunu ortaya koymaktadır. Bu rakamı TÜİK'in göç rakamlarıyla birleştirdiğinizde ortaya çıkan rakam 506 milyar lirayı bulmaktadır. 300 bin kişinin bölgeden göç etmesinin kamuya maliyeti ise ortalama 70 milyar lira yani yaklaşık 18 milyar euroluk bir kayıp yaratmaktadır. Bu korkunç bir rakamdır. Bu parayı göç nedeniyle harcayacağımıza, bölgede istihdama ve yatırıma harcamış olsak, inanın ne dış borç ne de cari açık sorunumuz kalırdı."

TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik
Türkiye'nin AB üyelik süreci olmazsa olmazdır

Türk Sanayici ve İş Adamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Erol Bilecik de Türkiye için toplumsal özgürlük, çoğulculuk ve dayanışma içinde ilerleme zamanı olduğunu, ülkenin önünde Meclisin ve hükümetin odaklanmasını önerdikleri ve kararlılıkla destek olacakları somut bir reform gündemi bulunduğunu söyledi.

Bilecik, önerilerini demokrasi, ekonomi ve Avrupa Birliği ile ilişkiler olarak üç başlık altında özetlediklerini belirtti.

"Son 3 yılı seçimler, hain darbe girişimi ve son olarak da referandum süreciyle geçirdik. Bu olağanüstü dönemde ekonomimizin önemli ölçüde direnç göstererek bir krize sürüklenmemiş olması sevindiricidir. Bunda 2002 sonrası yapılan reformlarla bankacılık sisteminin güçlendirilmiş, mali disiplinin sağlanmış, kurallı bir ekonomiye geçişin adımlarının atılmış olmasının büyük payı vardır." diyen Bilecik, ancak bazı bölge ve sektörlerde hala ciddi sorunlar olduğunu kaydetti.

İş dünyası açısından yatırım ortamını iyileştirecek ekonomik reformlar ve programların öncelikli olduğunu ifade eden Bilecik, şöyle devam etti:

"Bunun için küresel ortam da oldukça uygundur. Hem Amerika hem Avrupa ekonomisinin toparlanmaya başlaması, IMF'nin küresel büyüme tahminlerini yukarıya doğru revize etmesi büyümenin dünyada yeniden hızlanacağı bir döneme girdiğimize işaret ediyor. Bu dönemde içe kapanmak değil, dışa açılmak, bir yandan dünya ile ilişkilerimizi güçlendirmek diğer yandan ise rekabet gücümüzü artırarak, ekonomimize mümkün olduğunca yatırım çekmek için hızlı hareket etmek mecburiyetindeyiz."

AB üyelik sürecinin Türkiye açısından temel öncelik olduğunu anlatan Bilecik, şunları kaydetti:

"Geçtiğimiz dönemde hem Türkiye'den hem de AB'den kaynaklanan nedenlerle geleceğe yönelik karşılıklı güvensizlik oluştuğu bir gerçek ancak, Türkiye'nin Avrupa Birliğine üyelik süreci, küresel ölçekte rekabetçi bir ülke olmak adına olmazsa olmazdır. Unutmayalım ki, AB üyelik süreci, sağladığı rekabet gücü, sosyal refah, teknolojik ilerleme, finans, yatırım, ihracat, turizm ve öngörülebilir bir hukuk devleti düzeni unsurlarıyla Türkiye'nin milli menfaatidir. Tüm bu nedenlerle, karşılıklı olarak kısa vadeli ve iç politikaya yönelik söylemlerden uzaklaşmalı, yapıcı bir dille politika üretmeliyiz."

Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir
Türkiye'nin bir nolu sorunu, işsizlik sorunudur

Limak Holding AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir ise konuşmasında, çoğunluğu Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde olmak üzere 8 hidroelektrik santralleri olduğunu belirtti.

Özdemir, şöyle devam etti:

"Bizim hayatımız iş, Türkiye'de ve yurt dışında yatırım yaparak hayatımızı devam ettiriyoruz. 50 binin üzerinde çalışanımız var, istiyorum ki bu 60 bin olsun. Ama Doğu ve Güneydoğu Anadolu benim için hepsinden farklıdır. Ergani Çimento Fabrikası'na geldiğim zaman duyduğum heyecanı Yusufeli Barajı'nda almıyorum. Bu topraklara başka bir duyguyla, hevesle iniyorum."

Cazibe Merkezleri Programı'nın çok güzel bir teşvik uygulaması olduğunu belirten Nihat Özdemir, çok uzun zamandır iş hayatı içerisinde böyle güzel, yatırımı destekleyici bir teşvik paketi görmediğini dile getirdi.

Teşvik paketine 23 ilde çok yüksek müracaat olduğunu kaydeden Özdemir, şunları söyledi:

"Yaklaşık 100 milyarlık yatırım yapacak yatırımcı şu anda kararları beklemekte ve yatırımlar için elinden geleni yapmaktadır. Türkiye'nin bir nolu sorunu, işsizlik sorunudur. Bugün yüzde 12 civarında olan işsizlik, bizim bölgelere geldiğinizde bu rakam yüzde 20'lerin üzerinde. Bu bölgelerde genç nüfusun işsizliği Türkiye'nin sorunu olmaktadır."

Yatırım projelerinin hayata geçmesiyle kısa sürede bölgedeki işsizlik sorunun önemli ölçüde azalacağına inandığını ifade eden Özdemir, şöyle konuştu:

"İnanıyorum ki çok kısa bir zaman içerisinde cazibe merkezleri vasıtasıyla bu bölgemizin en büyük sorunu olan işsizlik sorununa projeler vasıtasıyla önemli ölçüde destek olacağız ve işsizlik oranını mümkün mertebe aşağı düşüreceğiz. Bu bölgenin havasına, iklimine ve turizmine umutla bakmaktayız. Son 1-2 yıla kadar bu bölgenin insanı çok büyük sıkıntılar çekti. Terör dolayısıyla buraya yatırımcı arkadaşlarımız gelmediler, gelenler dikkatli geldiler. Ama görüyorum ki son bir yıldan bu yana devletimizin yaptığı çalışmalar neticesinde artık terör geride kaldı. Artık zaman yatırım, istihdam yaratma zamanı."