Baharın habercilerinden çağla

Güneş görür görmez açan badem çiçekleri kısa süre sonra kıtır kıtır yenen yemyeşil çağlalara dönüşüyor. Tarihi Babil'e kadar dayanan çağla, kozmetikten gıdaya birçok alanda kullanılıyor...

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

FARUK ŞÜYÜN

“Diyorlar ki, deli olan sensin, ağaç değil. Ağaçlar delirmez diyorlar. Oysa ben oturuyorum oturduğum yerde. Koşuyu tutturan o. Ben gece gündüz kalkmıyorum yerimden, kıpırdamıyorum bile. Yalnızca bakıyorum. Hep bakıyorum. Soluklanan o. Çırpınan o. Rüzgârla oynaşan, güneşe kollarını açan o. Arada uyukladığımda uzanıp camı tıklatan o. Deli olan o.”

Kışın ortasında, vakitsiz pembe beyaz çiçekler açan ağaçları gördüğümde önce yukarıda söz ettiğim Pınar Kür’ün “Bir Deli ağaç” öyküsü gelir aklıma… Zaten onlara zamansız çiçeğe durdukları için, deli badem de denilir… Uzun uzun seyreder, Aziz Nesin’in Arkadaşım Badem Ağacı şiirini mırıldanırım:

“Sen ağaçların aptalı / Ben insanların / Seni kandırır havalar / Beni sevdalar / Bir ılıman hava esmeye görsün / Düşünmeden gelecek karakış... / Açarsın çiçeklerini... / Bense hayra yorarım gördüğüm düşü... / Bir güler yüz bir tatlı söz.. / Açarım yüreğimi hemen / Yemişe durmadan çarpar seni karayel / Beni karasevda / Hem de bilerek kandırıldığımızı / Kaçıncı kez bağlanmışız bir olmaza / Koş desinler bize şaşkın / Sonu gelmese de hiçbir aşkın / Açalım yine de çiçeklerimizi / Senden yanayım arkadaşım / Havanı bulunca aç çiçeklerini / Nasıl açıyorsam yüreğimi / Belki bu kez kış olmaz / Bakarsın sevdan düş olmaz / asıl vermişsem kendimi son sevdama / Vur kendini sen de bu güzel havaya”

Güneşe dayanamaz!

Badem, kayısı gibi meyve ağaçları kışın biraz güneş gördüklerinde aldanır, açıverirler bütün çiçeklerini… Dua ederim, karlar yağmasın, don olmasın diye… Eğer her şey yolunda giderse mart ayında ilk çağlaları görürüz üzerlerinde. Çünkü çağla, onların olgunlaşmamış ama yenilebilecek durumda, ham halidir… Tuza bana bana, kıtır kıtır çiğneyerek keyifle yeriz ilk körpe çağlaları… Ve bu keyif bilirsiniz, ancak 15-20 gün sürer…

Datça çağla deposu

Türkiye’de ilk çağla bademinin meyve verdiği yer Datça’dır… Ege ile Akdeniz’in kesiştiği noktadaki bu yörede kilosu 50-60 liradan satışa sunulur, ilk hasat da törenle yapılır, gazetelerde haberlerini okursunuz. Aslında, çok yüksek yaylalarımız dışında hemen her bölgede rastlarız çağlaya… Eski köşklerin bahçelerinde karşımıza çıkar… Çünkü bir asır ömrü vardır… Başka hiçbir meyveyi böyle ham halde kolay kolay yiyemeyiz. Hem çiğ çiğ tüketiriz, hem de turşusunu ve yemeğini yaparız.

İlaç yapımında kullanılıyor

İşte bu lezzetli meyvenin tarihçesi, eski Babil’e kadar uzanıyor… Bugün, turfanda tüketilmesinin yanında çerez olarak (taze ve tuzlu veya tuzsuz kavrulmuş), şekerleme, çikolata olarak yeniliyor; pasta endüstrisinde, badem yağı veya badem unu olarak, ayrıca kozmetiklerde ve ilaç sanayiinde kullanılıyor… Yani, bademi taze taze de olgunlaştıktan sonra da tüketmek mümkün, yeter ki delirip erkenden çiçek açarsa don vurmasın…

Zeytinyağlı çağla

Çağla ham hali keyifle yenilebilen nadir meyvelerden biri. Ekşi tadıyla çiğ yemek
büyük keyif verdiği gibi zeytinyağlı yemekleri de vardır çağlanın.

Çağla aşı

Malzemeler: 500 gr. parça kuzu eti, 1 kg. çağla, 1 su bardağı nohut, 2 su bardağı süzme yoğurt , 2 yemek kaşığı tereyağı veya bulabilirseniz sade yağ, 1 adet yumurta, tuz, karabiber
Hazırlanışı: Öncelikle çağla bademleri ortadan keserek beyaz kısımlarını çıkarıyoruz. Kaynar suya atıp 10 dakika kadar haşlıyoruz. Haşladığımız çağla bademleri üç-dört defa soğuk suya atıp suyunu değiştiriyoruz. Nohudu bir gece önceden ıslatıyoruz. Eti tencereye koyup orta ateşte suyunu salıp çekmesini bekliyoruz. Tam suyunu çekerken önceden ıslattığımız nohutları ve tuzu ilave edip pişmeye bırakıyoruz. Çok az kaynar su ilavesi yapıyoruz. Etler pişince çağla bademleri ekliyoruz ve hep beraber pişirmeye devam ediyoruz. Ayrı bir yerde yoğurt ve yumurtayı çırpıyoruz, etin suyuyla karıştırıp ısınmasını sağlıyoruz. Yemeğin üzerine döküp karıştırmaya devam ediyoruz. Üzerine karabiber serpiyoruz. Eğer Gaziantep’ten haspir almışsanız, kızdırılmış tereyağı içinde haspir gezdirirseniz, daha da lezzetli oluyor…

Turşu yapımı

Turşusu için 750 gr. baş tarafları kesilmiş çağlanın yanında 3 tatlı kaşığı tuz, 3 çay kaşığı şeker, 1.5 çay bardağı üzüm sirkesi, 2 diş sarımsak gerekiyor… Hepsini kavanoza yerleştirip üzerine kaynar su doldurup ağzını kapattıktan, hava almasın diye kavanozu ters çevirip soğuyana kadar bekledikten sonra, kuytu bir köşede 15 gün sabır yeterli. Osmanlı'da pek makbul olan bu turşunuz hazır, buzdolabına kaldırabilirsiniz…

Bu konularda ilginizi çekebilir