Mükemmel bir Omega-3 kaynağı

Sağlıklı bir bünye için şart olan Omega-3’ün yanı sıra protein de içeren somonun bir başka önemli yönü de D vitaminine sahip nadir besinlerden biri olması...

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

YAVUZ DİZDAR

Somonu çekici kılan nedir? İnsanlar genellikle balık pişirmeyi zahmetli bulur. Oysa balık ana besin kaynaklarından biridir, en azından haftada bir yenmesinin ciddi besin katkısı olduğu kabul edilir. Vejetaryenlerin bir kısmı da her ne kadar et yemeseler de balık tüketmeyi seçenek olarak görürler. Gelin görün ki pişirmek söz konusu olduğunda, özellikle koku saplantılı olanlar balık pişirmekten kaçınır. Somon öyle bir yere oturur ki balıktır ama hazırlaması da diğer balıklara göre çok kolaydır. Hamsi, istavrit gibi balıklarda genellikle lezzeti kızartma ortaya çıkarır. Kızartmak hem aşırı balık tadını dengeler, hem de kızartmanın verdiği lezzeti balığa katar. Ne var ki kızartmak evi kokutacağı gibi, balığın ayıklanmasını da hesaba kattığınızda zahmetlidir. Somonun sıra dışı avantajı her türlü pişirme yöntemine uygun olmasıdır. Zaten ayıklanmış, neredeyse löp et olarak alınır. Bunu da kızartma istisna, her şekilde pişirebilirsiniz.

Neden, somon kızartılmaz mı?

Kızartılabilir, ama diğer yöntemlere göre ağır olur. Zira somonun esas üretim bölgesi soğuk denizlerdir, balığın doğal hali yağlıdır. Siz zaten yağlı olan somonu bir de yağda kızartırsanız ister istemez ağır olacaktır. Bu nedenle somon genellikle yağsız tavada ya da çok az yağ ilavesiyle kızartılır, zaten çok çabuk pişer. Ama beri yandan buğulama ya da fırın da uygun pişirme seçenekleridir. Somon doğal özelliği nedeniyle aşırı balıksı kokmaz, ana tercih nedenlerinden diğeri de olasılıkla budur. Çok az çabayla çok kolay ve lezzetli bir sonuç elde edersiniz. Yağlı olduğu için ızgara özellikle iyi bir seçenektir, ama evlerde mümkün olmaz, daha çok yağsız tavada yapılır.

Somon neden turuncudur?

Somonun eti aslında beyaza yakındır, doğal yaşamında kril denen kabuklularla beslendiğinden turuncu rengi onlardan alır. Ama dünyanın değişik bölgelerindeki denizlerde, besin seçeneğine göre rengi farklı olabilir. Nitekim bizde de bir ara denendi, istenen verim alınamadı. Çiftlik yetiştiriciliğinde ise renklendirme bunların hammaddesinin yeme ilavesiyle olur. Günümüzde üretimin neredeyse bütünü çiftliklere dayanır, bunlar bizim ülkemizdekilerin aksine açık deniz çiftlikleridir. Daha çok entegre bir sistem söz konusudur, hatta işleme bile doğrudan çiftlikten hasat edebilen özel gemilerle gerçekleşir. Bu somonun kolay üretilebilmesinin ve besin değerinin korunmasının da ana nedenidir.

Sakıncaları var mı, malum denizler de kirlendi?

Denizlerin sıkıntılı olduğu açık, ama bu kirlilik somonda çok fazla saptanmamış. Bunun bir nedeni kirliliğin varsa bile açık suları daha az etkilemesi. Beri yandan balıklarda ağır metal gibi istenmeyen bileşikler solungaçlar ve karaciğerde toplanır, dolayısıyla varsa bile ayıklama aşamasında uzaklaşmış olur. Somonun çevre açısından anılması gereken sorunu, hayvanın etçil olmasıdır. Endüstriyel somon üretiminin sağlanabilmesi için, insanlar tarafından tüketilmeyen bol miktarda balık yakalanması gerekir, bu da ister istemez üretimi kısıtlayan ve denizleri zora sokan bir faktördür. Mevcut koşullarda sürdürülebilir üretimin limitine dayandığı kabul edilir, ama bu durum bizim tükettiğimiz somon miktarıyla etkilenebilecek boyuta ulaşmaz.

Besin değeri yüksek midir?

Elbette yüksektir, ama dikkatler genellikle üç noktada toplanır. Birincisi iyi bir protein kaynağı olmasıdır, ama Omega-3 yağ asitlerinden ve D vitamininden de zengindir. Omega-3 gibi yağlar özellikle mitokondri olarak adlandırılan hücre içi enerji üretiminden sorumlu organeller için gerekir. Bunlara hücre içi organel dediğime bakmayın, aslında kendi başlarına yaşayamayan ve hücrenin içinde bulunması zorunlu mikroorganizmalardır. Omega-3 özellikle bunların beslenmesi için gereklidir, ama sonuçta vücudun işlevlerinin de mükemmelleşmesini sağlar. Zaten somona beslenme konusundaki avantajını bu bileşenler verir, D vitamini de cabasıdır. Protein başka pek çok kaynaktan alınabilir, ama Omega-3’ten zengin olma soğuk denizin getirisidir.

Bu konularda ilginizi çekebilir