Nam-ı diğer altıntop

FARUK ŞÜYÜN

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

FARUK ŞÜYÜN

Mersin Narenciye Festivali’nde vagon, uçak, helikopter, gemi, otomobil, ahtapot, gitar, fil, zürafa, kaplumbağa, ayı ve semazen gibi heykellerin ana malzemelerinden biriydi greyfurt, nâmı-ı diğer altıntop. Konuşmalar bile yine onun da aralarında bulunduğu meyvelerle kaplanmış kürsüden yapılmıştı...

Çok uzun yıllardır yemiyor, suyunu da içmiyordum. Doğrusu özlemiştim. Kabuğunu parmağımla bastırıp deldikten sonra onu ellerimle soyarken kokusunu derin derin içime çekecektim. Acılaştırdığını düşündüğüm üzerindeki zarı da kaldırıp keyifl e dilimlerini yerken “mesleki deformasyon gereği” olsa kafamdan istatistiki bilgiler geçecekti. Halen Türkiye’de 37 milyonu meyve veren toplam 43,5 milyon turunçgil ağacı bulunuyordu. Bunların 1,3 milyonu greyfurttu...

İklim değişikliğine bağlı olarak bu yıl hasat erken başlamış, bu da piyasa dengelerini etkilemişti...

Rakamları hızla zihnimden atıp greyfurt dilimlerinin keyfini çıkarmaya çalışacaktım. Annem de çocukluğumda bu ekşi ve acımsı, ancak lezzetli meyveyi üzerine şeker döküp yedirmemiş miydi?

Yıllar sonra tuz ekmenin acılığını daha iyi aldığını öğrenecektim...

Greyfurtun İngilizcesi grapefruit (üzüm meyve.) Herhalde tadından dolayı böyle adlandırılmış...

Latincesi “citrus x paradisi.”

Ülkemizde yetiştirilmeye başlanması Cumhuriyet döneminde. Anayurdunun Antiller olduğu sanılıyor. Tatlı portakal ve pomelodan devşirildiği, 19. yüzyılda Portekizlilerin Avrupa’ya getirdikleri düşünülüyor. Zaten de o tarihlerden sonra popüler oluyor, daha öncesinde bir süs bitkisinden öte değil... Ortalama ömrü yarım asrı buluyor. Çiçekleri salkım şeklinde açıyor ve çok güzel kokuyor.

Çeşitlerine göre içi sarı, kırmızı ya da pembe renkli; çekirdekli veya çekirdeksiz olabiliyor.

Guinness Rekorlar Kitabı’nda 2006’da Brezilya’da yetiştirilen, çevresi 70 santimetre olan 3,21 kilogram ağırlığında bir greyfurttan söz ediliyor.

Greyfurta pembe ve kırmızı rengini veren, likopen. Yani domateslere de renk veren madde...

Anımsıyorum 70’lerin ikinci yarısında popüler diyetlerin malzemeleri arasında yer almıştı. “Yağ yakımını artırır, kilo verdirir” deniliyordu. Amerika’da özellikle sabah kahvaltılarında öneriliyordu.

Ancak, zaman içinde kimi ilaçlarla birlikte alınmaması, yan etkileri olabileceği söylenmeye başlandı... Yine de popülerliği sürüyor, Texas eyaletinin sembolü, 1993 yılından beri kırmızı greyfurt.

Greyfurt, turunçgiller familyasından olduğundan turunç meyvesi gibi onu da salatalara sıkmak mümkün... Suyu, vitamin deposu ve iştah açıyor...

Halikarnas Balıkçısı’nın “Mavi Sürgün” kitabında da geçiyor greyfurt. Kitap, İstiklal Mahkemesi’nin verdiği ceza ile 3 yıl Bodrum’da kalebentliğe mahkûm edilen Cevat Şakir Kabaağaç’ın hikâyesi...

Balıkçı, Bodrum kıyılarında balık tutuyor, yurtdışından tohumlar getirtiyor, farklı ağaçlar ve meyve türleri yetiştirmeye başlıyor. Şöyle yazıyor: “Tohumları toprağa yarım saat önce dikmek, hayattan yarım saat kazanmaktır. Fidanın büyüdüğünü dünya gözüyle yarım saat fazla görmektir.”

Paris ve Londra’dan ısmarladığı tohumlara harcıyor tüm parasını. Palmiyeler, begonviller, mimozalar gibi greyfurtu da ilk o getiriyor Türkiye’ye. Rüyasında ağaçlarda olmuş greyfurtlar görmeye başladığını yazıyor.

Son olarak kısaca pomelodan (citrus maxima) biraz söz etmek istiyorum... Bu meyve, 2 kiloya kadar ulaşabiliyor. Greyfurt gibi hamur işleri, çikolatalar, marmelat veya yemek ve soslarda kullanılıyor...

Bu konularda ilginizi çekebilir