Taze çekilmişi tercih edin

YAVUZ DİZDAR 

Baharatların kullanımı konusuna daha önce değinmiştik, karabiber bunlar arasında sofralarımızda en çok yer verdiğimiz tür. Hatta o kadar standart hale gelmiş ki, tuzla aynı takıma girmeyi başarmış. Bunun da elbette birtakım açıklamaları var.

Öncelikle bu biber türü bitkinin tohumlarının çekilmesinden oluşuyor. Tohum olması nedeniyle de A, C ve K vitaminleri başta olmak üzere mineraller yönünden fazlasıyla zengindir. Bunlardan C vitamini özellikle dokunun sağlamlaştırılmasında gerekli ara basamaklarda elzem rol oynuyor. Dolayısıyla biz karabiberi lezzet vermek amacıyla kullandığımızı sanırız ama lezzetten fazlasını verir. Özellikle dikkat edilmesi gereken unsur taze çekilmiş olmasıdır, zira içindeki hassas moleküller hızla oksitlenir.

Gripte etkili bir baharat

Dokunun esas bileşeni kollajen dediğimiz moleküller. Çok büyük olan bu molekül, hücre içinde yapılır ama daha sonra hücreler arası boşluğa aktarılarak çatıyı, bir diğer deyişle iskeleti oluştururlar. Bu moleküllerden üçü bir araya gelip sarıldığında ise sağlamlaşma meydana gelir ki, kas kirişlerinden tutun kemiğe kadar her şey bu şekilde ortaya çıkar. İşte o üç kollajen molekülünün birbirine sarılması işleminde C vitamini kullanılır. Bu şekilde molekülün gücü çok daha artar. Grip, ateş gibi durumlar bu yapının çözülmesine neden olur. Özellikle soğuk algınlığında karabiber kullanılmasının nedeni olasılıkla budur.

Antiniyotik benzeri bir etkisi olduğu doğru mu?

Olduğunu söyleyen görüşler var ve pek de haksız sayılmazlar. Bunu et ürünlerinin hazırlanmasından görüyoruz, biberle kaplanması lezzetin ötesinde bozulmasını engelleyici etkiye sahip. Olasılıkla gribal enfeksiyonların daha karmaşık hale gelmesini engelliyor ama beri yandan solunum yolu salgılarını da uyarıyor. Aynı şey midede sindirim sürecini kolaylaştırmasında da görülüyor. Bağırsak ve mide ile ilgili hastalıkların önlenmesinde yardımcı oluyor karabiber. Bu yüzden biber tıbbi bitkiler sınıfında yer alır, maksat sadece lezzet vermek değil, fizyolojik etkilerle vücudun işleyişini güçlendirmektir.

Yapıyı güçlendirir, hastalığı savar!

Aslında yukarıda saydığımız etkiler dolaylı olarak bütün vücudu ilgilendiriyor. Savunma sistemini güçlendirirse, hastalıklara hatta kansere karşı bir avantaj elde ediyorsunuz. Bağ dokusunu güçlendirirse elbette sonunda görme sağlığı gibi dokunun uç işlevleri de etkileniyor. Bunun yanı sıra “Saçları da olumlu etkiler, cilde de iyi gelir, dişi de korur” gibi kavramlar ileri sürülmüş ki, bunların ne kadar gözlemlenebilir olduğu tartışılır. Gelenekte var olan gıdalar ve çeşniler genellikle bilimsel araştırma konusu olmaz, zira zaten vardırlar. Lakin yukarıda anlattığımız tohum özelliği, salgıları uyarması ve yapıyı güçlendirmesi karabiberin neden bu kadar ayrıcalıklı kaldığını açıklamak için yeterli görünüyor.

Son yıllarda biberle zayıflamak diye bir kavram ortaya çıktı…

Evet biberler genel olarak metabolizma hızını artırırlar, dolayısıyla alınan kalorinin yakılması da kolaylaşır. Günümüz gıdası metabolizmayı hızlandırmak açısından artık yetersiz kalmıştır, uzun raf ömürlü formül bir gıda amaçladığınızda metabolizma üzerine olan olumlu etkileri ister istemez ortadan kalkar. Buna karşılık karabiber ve pul biber metabolizmanın hızlanmasına neden olur ve dolayısıyla kilo verilmesini kolaylaştırır. Bunun ne kadar sağlıklı ya da kalıcı olduğunu söylemek ise zor, zira yeme disiplini sağlanmadan kalıcı kilo kaybı da gerçekleştirilemiyor.