“Yaptığımız maketlerle hayatı modelliyoruz"

SABAH YÜRÜYÜŞLERİ / Yasemin SALİH

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Yasemin SALİH

RJ Models, dev projelerin inşaat öncesi maket modellemesini yapan bir şirket. Merkezi Hong Kong’da olan ve yüzlerce mühendis ile tasarımcının çalıştığı şirketin imzasının bulunduğu projeler arasında Dubai’deki Bur Salam ile yeni havalimanı, Dubai Dünya Ticaret Merkezi, Zaha Hadid binası, Tokyo Ulusal Stadyumu gibi yapılar var. Türkiye’de ise Tarihi Yarımada’nın maketinden Çamlıca’da yapılan camiye, İstanbul Havalimanı’ndan Piyalepaşa’ya kadar son dönemdeki pek çok projenin maketini onlar yapmış. Bu genç şirketin Türkiye’de hızla büyümesinin ardındaki nedeni hem ortak hem de Türkiye CEO’su olan Uğur Maslamani şöyle açıklıyor: “Pazarın boş olduğu bir anda ortaya çıktık. Bir projenin üç boyutlu maketini bu kadar canlı ve gerçeğe yakın yapabilen dünyada çok az şirket var.”

Uğur Maslamani yakın arkadaşı Hakan Özkan ile RJ Models’in Bölgesel Ortağı, ancak gayrimenkul sektörü onu Akmerkez, Akbatı gibi projelerde yürüttüğü çalışmalarından tanıyor.

Maslamani’nin Hong Kong, Dubai, İstanbul arasında hiç durmayan sıkı bir iş temposu var. Ancak o, bu ortamda bile en büyük tutkusu olan futbola zaman ayırabilenlerden. Bileğindeki bağ kopması sonucu eskisi kadar sık olmasa da halı sahalardan kopmadığını söyleyen Maslamani, lise yıllarında sıkı taraftarı olduğu Galatasaray’ın altyapısında oynamış biri.

Genç iş insanıyla en çok sevdiği yerlerden birinde, halı sahada bir araya geldik. Tutkusu Galatasaray’ı, hayallerini, köklerini konuştuk...

- Maslamani soyadı nereden geliyor?

Babamın kökleri Filistin’e dayanıyor. Ailemin bir bölümü Filistin, bir bölümü Lübnan, Amerika ve Türkiye’de. Annem ise Karadenizli. Ama sorarsanız “Sen nerelisin?” diye ben Fındıkzadeliyim.

Kendimi tam bir İstanbullu Türk gibi hissediyorum. Ailem dağınık olduğu için de öyle geleneksel, köklere dayanan bir eğitim almadım. Tam bir İstanbul mahalle kültürüyle büyüdüm.

- Futbola merak nereden?

Çocukluğumda futbolcu olmayı çok istiyordum. Özellikle Galatasaray’ın efsane oyuncusu Gheorghe Hagi’ye büyük hayranlığım vardı. 8 yaşındayken bana yurtdışından bir futbol topu geldi.

Mahallenin tek ve en güzel topu bendeydi. Dolayısıyla bütün maçlara çağırılıyordum. Sonra Fındıkzade’de kurulan Altınyıldızspor’a girdim. Lisede de okul takımındaydım. Şehremini Lisesi’yle yaptığımız bir maçta Galatasaray’ın altyapı eğitmenliğini yapan Salih Bulgurlu beni görüp beğendi, “Florya’ya gel” dedi. 1.5 yıl altyapıda oynadım. Lise sonrasında ailem eğitime çok önem verdiğinden yol ayrımına geldim. Babam her ne kadar turizm işiyle uğraşsa da aslında fizik mühendisi ve bize “Ne olursanız olun önce bir üniversite eğitimi almak zorundasınız” diyordu. O nedenle lise bitince ben de yönümü çizdim. Zaten Hagi de aslında ekonomistti. Ben de endüstri mühendisliği okudum.

- İş hayatı nasıl etkiledi süreci?

Mezun olur olmaz Akmerkez’de çalışmaya başladım ve orada da şirket takımı kurduk. Yani bir fırsatını bulup futbolu hep hayatımda tuttum aslında. Geçen günlerde kaybettiğimiz Ali Dinçkök sıkı Fenerbahçeli’ydi, onunla da hep futbol konuşurduk. Kaybından büyük üzüntü duyuyorum.

Süreç içinde işler yoğunlaştı ama ben bir yolunu bulup Galatasaray’la hep yakın oldum. Şu anda da Genel Kurul Üyesi’yim. Maçları kaçırmam, mutlaka giderim ama deplasman maçlarında seçiciyim. Holigan değilim elbette ama Abdurrahim Albayrak’tan bir tık daha sakin izlerim maçları. 2.5 yıl sonra yönetim kuruluna girmeyi hedefliyorum. Şimdiden projeler araştırıyor, yurtdışındaki modelleri inceliyorum.

- Aklınızdan hiç “Keşke profesyonel futbolcu olsaydım” diye geçiyor mu?

Geçiyor ama üniversite eğitimi konusunda ben de ailemle aynı düşüncedeyim. Keşke hem üniversite hem de profesyonel futbol hayatı birlikte yürütülebilseydi. Bunu yapmayı çok isterdim. Ne yazık ki Türkiye’de bu mümkün değil, daha uzun yıllar da mümkün olacağını sanmıyorum. O nedenle bugün de lisedeki gibi bir yol ayrımına gelseydim yine aynı tercihi yapar, üniversiteyi seçerdim.

“İstanbul’un üç boyutlu maketini yapmak istiyorum”

- Hayaliniz nedir? İşinizle ilgili ne yaptığınızda “İşte bu!” diyeceksiniz?

Tüm İstanbul’u üç boyutlu modellemek istiyorum. Bunun için 600 metrekarelik bir alana ihtiyaç var. Böyle bir alan bulduğumuz anda bunu yapacağız. Kent Müzesi’nden yer istedik. Zaten müzenin de maketini biz yapmıştık. Eğer yer verirlerse İstanbul’u mahalle mahalle üç boyutlu gösteren bir maket yapacağız. Bence her ilçede böyle bir modelleme çalışması yapılırsa kentsel dönüşüm gibi projeler daha sağlıklı yürür. Çünkü maket modelleme bir projenin simülasyonu gibidir, önceden hataları, eksikleri gösterir. Çok iyi projelerin maketi üzerinde hataları fark edilerek değiştirildiğine şahit olduk. İyi bir maket bir inşaatın yüzde 10 olarak belirlenen “hata payı maliyeti”ni önlemeye yardımcı olur. Projelere arızaları erken teşhis imkânı sunuyoruz.

"İlişkilerde dürüstlük ve tutarlılık çok önemli"

Yaşam felsefenizin temelini hangi kavram oluşturur?

Dürüstlük hayatımın ana düsturu. İnsan ilişkilerinde tutarlılık ve dürüstlük olması gerektiğine inanıyorum. Özgürlük ve adalet de önemli elbette ama özellikle adaletin değişken bir kavram olduğunu deneyimlerimden gördüm. Anladım ki adalet dönem dönem yön değiştirebilen bir şeymiş. Ve siz adalete güvenirseniz zaman zaman zor durumda kalabilirsiniz.

“Bazen basıp arabayla uzun yol yaparım”

Galatasaray dışında hayatınızda mutlaka yer verdiğiniz, sizi işin stresinden kurtaran neler var?

Seyahat etmeyi çok seviyorum. Özellikle arabayla uzun yol yapmak bana büyük keyif veriyor. İtalya seyahatimde Milano’da araba kiralayıp şehir şehir dolaşmak çok keyifl iydi örneğin. Bazen de işlerden çok sıkılıp, arabayla basıp İzmir’e, Edirne’ye gittiğim çok olmuştur. Otomobille ilgili şeyleri seviyorum. Rallilere ve drag yarışlarına giderim.

“Risotto pişirmişliğim var”

Yediklerinize dikkat ediyor musunuz?

Pek sayılmaz. Yemek yemeyi seviyorum. İtalyan yemeklerine çok düşkünüm. Bizim kebap tarzı, etin yakıldığı yemeklerden pek hazetmiyorum. Annemin Karadeniz yemeklerini severim. Fasulye turşusu kavurmasına bayılırım. Aslında pek yemek seçmem. Yemek pişirmeye de meraklıyımdır. MSA’nın atölye çalışmasına katıldım. İstesem İtalyan yemeklerini iyi yapabilirim. Risotto yapmışlığım var. Eti de iyi marine ederim.

“Hatayı affetmem, gemileri yakarım”

Kendinizi eleştirmek konusunda nasılsınız? En çok hangi özelliğinizi eleştiriyorsunuz?

Evet, elbette kendimi eleştiriyorum. En çok eleştirdiğim yönüm de şu: Etrafımdaki insanlara gereğinden fazla açılıyorum, fazlasıyla verici oluyorum. Sonra yanlış yapılınca da hatayı affetmiyorum. O insanı bir anda hayatımdan çıkarıyorum. Özellikle yalanlar üzerine kurulu hataları affedemiyorum. Aslında çabuk güvenmem ama güvendiğim insanlara da kendimi çok açıyorum. Hüsrana uğrayınca da gemileri yakıyorum. Bunu yapmışlığım var. Bunun dışında neşeli, kolay keyiflenen, keyif veren bir insanım genellikle. Dostlarımı güldürürüm. Arkadaşlarla organizasyonlar yapar, bundan da büyük keyif alırım.

Bu konularda ilginizi çekebilir