'İKB ile faizsiz bir sistem üzerinde çalışıyoruz'

KGF’nin yeni ürünleriyle Türkiye ekonomisine katkı yapmaya devam edeceğini belirten KGF Genel Müdürü İsmet Gergerli, İKB ile faizsiz bir sistem üzerinde çalıştıklarını söyledi. Gergerli, nefes kredisinde 27 bin firmanın sadece 22’sinin ödeme güçlüğü çektiğini belirtti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Yeşim ARDIÇ

Kredi Garanti Fonu (KGF) Genel Müdürü İsmet Gergerli, yerli ve milli KGF uygulamalarının, üretim için bir yapısal reform olduğunu söyledi. KGF’nin yeni ürünleriyle Türkiye ekonomisine katkı yapmaya devam edeceğini belirten Gergerli, kredi geri dönüşlerinde sorun olmadığını, Nefes Kredisinde 27 bin firmanın sadece 22 tanesinin ödeme güçlüğü çektiğini bildirdi. Gergerli, İslam Kalkınma Bankası ile faizsiz bir mekanizma üzerinde çalıştıklarını anlattı. Ankara Sohbetleri’ne konuk olan İsmet Gergerli, Ankara Temsilcimiz Ferit B. Parlak’ın sorularını cevaplandırdı.

► KGF devam edecek mi?

Öncelikle şunu belirtelim ki, KGF 1991'de kurulmuş yani 26 yıllık bir kurum. Tek işi de Hazine destekli kefalet mekanizması değil. KGF, kuruluşundan bu yana zaten özkaynaklarıyla tüm KOBİ’lere kefalet desteği sağlayan ve sağlamaya devam edecek bir yapı. Bunun yanında farklı ürünleri var. Örneğin yurt dışından sağlanan fonlarla farklı bir mekanizma çalışıyor. Hazine ile 2009’dan bu yana çalışıyoruz. Ancak yeniden yapılandırmanın ardından büyük bir hacme ulaşılmasıyla, herkes kurumu yeni kurulmuş bir kurum olarak gördü.

KGF özkaynakları, yurtiçi ve yurt dışı kaynakları ile Hazine kaynağının yanı sıra, geliştirdiği ve geliştireceği yeni ürün ve mekanizmalarla Türkiye ekonomisine katkı sağlamaya devam edecek.

► Yeni ürünler neler olacak?

Yaklaşık 1 yıldır üzerinde çalışıyoruz. İslam Kalkınma Bankası (İKB) ile İKB’nin fonlarına dayanarak, katılım bankaları başta olmak üzere faizsiz bir sistem geliştirmek üzere çalışıyoruz. Avrupa Yatırım Fonu ve EBRD ile görüşmelerimiz devam ediyor. İnşallah yakın zamanda sonuçlandıracağız. Yurt dışı kaynaklarla sistemin farklı ürünlerini başta üretici ve ihracatçı KOBİ’lerimiz olmak üzere şirketlerimize sunmak üzere çalışma yapıyoruz.

► KGF’nin yatırım, istihdam ve ihracata yönelik destek vermesi yönünde beklentiler de artmaya başladı? Bugüne kadarkiler farklı bir şey miydi?

Zaten mevcut yapıda da üreticiler, ihracatçılar, imalat sanayi, ya da hizmetler sektörü bu sistemden yararlanıyor. Var olan kefalet sistemimizin analizini yaptığımızda yaklaşık yüzde 30’u imalat sanayine kullandırılmış. Türk bankacılık sistemine baktığımızda, yatırım kredileri veya imalat sanayi kredilerine paralel kefalet sistemimiz olduğu görülüyor. Mesela turizm sektörüne 4 milyar 696 milyon TL civarında kefalet verdik, ihracatçılara verdiğimiz kefalet ise 20 milyar 730 milyon civarlarında.

► Farklı kredi garanti mekanizmalarının da kurulması yönünde görüşler ortaya atılmaya başlandı, sizce buna ihtiyaç var mı?

Bu soruya cevap verirken, Türkiye sosyolojisine iyi bakmamız lazım. Şimdi daha önce eczane olmayan bir semte eczane açılıyor. Herkes gidip oradan alışveriş yapıyor. Bunun çok ilgi gördüğünü, o semte çok katkısı olduğunu görenler, hemen ardından 3-4 eczane daha açıyor. Böyle olunca önce ilk açılan, daha sonra da yeni açılanlar kapatıyor. Aslında genel olarak Türk yatırımcının açmazı da bu. Aslında ülkemizde, KGF benzeri iki kurum daha var. Bunlardan birisi Tarım Kredi Kooperatifleri diğeri de 1951 yılından bu yana çalışan TESKOMB.

KGF, KOBİ’lere destek olmak amacıyla 1991'de kurulmuş olmakla birlikte, 2016'da yeni bir mekanizma olarak kendisini konumlandırdı. Kâr amacı olmayan, ortaklarına kâr dağıtmayan bir mekanizma varken, bir ikincisinin kurulmak istenmesi çok enteresan geliyor. Biz bütün kesimlerin taleplerini karşılıyoruz. Bazı kesimlerin taleplerini ayırt eden, bunları karşılamayan bir yapımız yok. Bugün bankacılık sektörünün yüzde 98’ini karşılayan 27 banka ve leasing sektörünün yüzde 83’ünü karşılayan 12 leasing firmasıyla çalışıyoruz.

► Diğer ülkelerde durum nasıl? Örneğin Güney Kore?

Evet, Güney Kore’nin kredi garanti kuruluşu KODİT’in davetlisi olarak teknik bir ekiple iki günlük ziyaret gerçekleştirdik. KODİT, tamamı devlete ait olan 41 yıllık bir şirket. Ülkenin sanayileşmesine ve büyümesine çok önemli katkılarda bulunmuş. Yani bugün Güney Kore mucizesinden bahsediyorsak, bunda KODİT’in büyük payı olduğunu söyleyebiliriz.

► Onlarda nasıl işliyor sistem?

Temel olarak KOBİ’leri desteklemekle birlikte bize göre tanımlamada bazı farklılıkları var. Her sektöre göre farklı bir KOBİ tanımı yapıyorlar. Örneğin, imalat sanayinde faaliyet gösteren şirketlerin KOBİ tanımı içerisinde kalması için toplam satışlarının 136 milyon doları, teknoloji firmalarının toplam satışlarının 55 milyon doları geçmemesi gerekiyor. Ülkede sadece 3 bin firmayı KOBİ tanımı dışında tutmuşlar.

Bununla birlikte, ihtiyaç duyulduğunda, Hyundai, LG, Samsung gibi firmaların da krediye erişiminde özel bir görev üstlenmişler. KODİT de 17 banka ile çalışıyor. 2 bin 300 personelleri ve 109 şubeleri ve 9 bölge koordinatörlükleri var. Bankaların üstünde konumlandırılmış çok itibarlı bir kurum. Yani KODİT’in kredi vermek istediği firmalara, bankalar sorgusuz sualsiz ‘evet’ diyor. Başka bir ifade ile milli geliri 35 bin doları aşmış, ihracatı 500 milyar doların üzerinde olan ve her yıl 100 milyar dolar cari fazla veren bir ülkede, KGF benzeri bir yapı yıllardır başarıyla faaliyet göstermeye devam ediyor. Hatta mevcudiyetlerini daha da arttırmak istiyorlar.

► Kore’de ikinci bir kredi garanti kuruluşu var mı?

KODİT’e bağlı olarak, sadece teknoloji şirketlerini desteklemek üzere KOTEK adlı bir yapı kurulmuş ve halen faaliyette. Ancak şu anda zarar eden bir kuruluş haline gelmiş. KODİT’in en önemli gelir kaynağı komisyon. Onların da kâr amacı yok, firmanın reytingine göre, her yıl binde 5 ile yüzde 3 arasında komisyon alıyorlar. Ayrıca bankalar, her ay, ticari kredi büyüklüklerinin binde 3’ü kadar bir komisyon ödüyor. Geçen yıl bankalardan 776 milyon dolar gelir elde etmişler, devlet de bütçeden 181 milyon dolar aktarmış.

► “KODİT bize hayran kaldı”

Güney Kore’de bir firma KODİT’e başvurduğunda işlemin sonuçlanması 40 gün sürüyor. Biz ise aynı gün cevap verebildiğimizi ve günde 4 bin firmanın başvurusunu değerlendirdiğimizi söylediğimizde hayret ettiler. Biz teknolojik altyapıyı iyi kurduğumuzu belirtirken, onlar “Biz teknolojide bu kadar ileri bir ülkeyken, siz nasıl başardınız? Üstelik bu kadar az personelle” dediler. Onlar 2 bin 300 kişi ile çalışırken, biz sadece 192 kişi ile onların iki katı büyüklüğe ulaştık.

► Kefaletle birlikte çok yüksek kredi hacmine ulaşıldı, bunun geri dönüşünde sorun var mı?

Bakın, 2016 yılı Aralık ayında TOBB ve iki banka ile birlikte nefes kredisi başlattık. 27 bin firma, ortalama 100- 150 bin lira arasında, toplamda 2.6 milyar lira kredi kullandı. 12 ay vadeli kredilerin geri ödemeleri de başladı. Bu 27 bin firma içinde, borcunu ödeyemeyerek temerrüde düşen firma sayısı sadece 22 oldu. Diğer kredilerde ise şu ana kadar 5.9 milyar liralık geri dönüş oldu ve yılbaşına kadar bu da 17,1 milyar liraya ulaşacak.

► Geri dönüşleri yeniden kredi olarak kullandıracak mısınız?

Hazine ile protokolümüz 200 milyar lira idi, Hazine’de 50 milyar lira daha duruyor. Bize talimat verilmesi halinde biz üzerimize düşeni yaparız. Biz her bankaya farklı limit tanımladık. Bazı bankalar KGF limitlerini doldurdukları için yeni kredi veremiyorlar. Önümüzdeki dönemde, hangi sektörlerin önceliklendirileceği ya da hangi limitlerle çalışılması gerektiğini siyaset kurumu ve bürokrasi belirleyebilir, biz de o belirlenen politika çerçevesinde hizmet sunarız. Örneğin, hangi sektör için ne kadar destek verilmesi öngörülüyorsa, biz ona göre hareket eder, limit açarız.

KGF hangi kategoride?
Ferit B. PARLAK

Uluslararası dev markaların kullandığı günlük yada uzun vadeli krediler, herkesin krediye ihtiyaç duyduğunu/ duyabileceğini gösteriyor. Yani mal ve hizmet üreticisi ve ihracatçısı büyüdükçe, finansman ihtiyacı da büyüyor. Bazı uç örnekler haricinde, finansmana erişim kolaylaştıkça, büyüme de kolaylaşıyor. Bu nedenle gelişmiş ülkelerin bu yapısal dönüşümü sağladığı ve finansmana erişimi kolaylaştırdığı görülüyor. Bizde ise ilginçtir, son dönemde finansmana erişimi kolaylaştıran KGF’nin devamı tartışılıyor. Üretici, ihracatçı, örnekler ve bilim KGF’nin etkin olarak devamını isterken; bir kesim ise ekonomiye zarar verdiğine/vereceğine vurgu yapıyor. Bence ciddi emek harcayarak edindiğimiz kazançlara hep birlikte sahip çıkmamız gerekiyor, KGF de yaptıkları ve yapabilecekleri ile bu kategoriye giriyor.

"KGF çok önemli yapısal bir reformdur"

► KGF’yi bir reform olarak kabul ediyorsunuz yani?

Evet, KGF bence çok önemli bir yapısal reformdur. Bankalar o dönemde risk yönetimi anlamında, belli bir aşamadan sonra, sermaye yeterlilik rasyosu sebebiyle tıkanma noktasına gelmişti. KGF sermaye yeterlilik rasyosuna bir açılımdır. Bunu hükümetimizin ve BDDK’nın desteğiyle yaptık. Biz nihai olarak, bankalara 'Bu fi rmanın reytingi budur” diyecek noktaya gelmek istiyoruz. Aslında KODİT de bunu yapıyor. Yani biz bir bankaya bu şirkete kredi verebilirsin' diyeceğiz. Bir sonraki aşamada bu noktaya gelmek istiyoruz.

Reform konusuna tekrar gelirsek, KGF aslında ekonomi yönetiminin maliye politikalarına destek veren bir araçtır, üstelik çağ dışı bulduğum ipotek sistemini de ortadan kaldırmış bir araç. Proje risklerini değerlendiren, proje riskine göre, kredi açan çağdaş finansman tekniğidir.