300+1 Spartalı

Murat BERK
Murat BERK UZMAN GÖRÜŞÜ

Frank Miller'in grafik romanından uyarlanan "300", Sparta ve Pers orduları arasında geçen Thermopylae savaşını konu alıyor. Filmde Spartalılar, müthiş bir savunma ile kendilerinden çok daha güçlü Pers ordusuna karşı direniyor. Fakat esas tehlike hiç beklemedikleri bir yerden geliyor. Aslında Spartalı olan ama engelli olduğu için ön cephede görevlendirmek istemedikleri bir Spartalı, onlara ihanet edip Pers ordusunun, Spartalıların beklemediği bir yönden saldırmasını sağlıyor.

Piyasalar savaş alanları değildir ama stratejik ve taktiksel düşünme biçimi her ikisinde de önemlidir. Tehlike nereden geliyor dikkatle değerlendirmek gerekir. Piyasalarda, fiyatlanmayan hatta fiyatlanması çok zor olan nelerdir diye düşünmek faydalı olabilir. Bir süredir adaylar arasında İran konusu başta olmak üzere jeostratejik gelişmelerin, küresel enflasyonun artmasının, küresel popülizm dalgasının ve korumacılığın tekrar yükselmesinin ön planda olduğunu düşünüyoruz.

Bu bağlamda son gelişmelere bakarsak, Trump, İran anlaşmasını onaylamadı ama ek yaptırımlar için topu kongreye attı. Karşılıklı açıklamalar dışında piyasada daha kötü bir gelişme olmadı. Kongreden “böyle karar çıkmaz anlayışı” ile bu konu bir süreliğine rafa kalktı gibi duruyor ama tekrar gündeme gelme olasılığı bizce yüksek. Kuzey Kore konusuna ise piyasalar alışmış görünüyor ama Güney Kore ile ABD’nin ortaklaşa yapacağı tatbikata Kuzey Kore’nin yeni bir füze denemesi ile karşılık vermesi de olası. Bunun olması durumunda konu yine piyasaların gündemine gelebilir

Cuma günü açıklanan ABD TÜFE verisi her ne kadar piyasaları bir miktar rahatlatsa da Yellen’in pazar günkü konuşmasında bu düşüşün geçici olduğuna dair yorumu dikkat çekiciydi. Ancak merkez bankalarının görüşlerinden çok olumlu arz yönlü şokların sona eriyor olduğuna dair işaretlerin artıyor olması daha önemli. Bu bağlamda Çin’de üretilen dayanıklı mallardaki fiyat baskısının artabileceğine dair işaretler önemsenmeli. Dün açıklanan Çin ÜFE verisinin de yıllık yüzde 6,9 gelmesi bu yönde bir işaret.

Fransa seçimlerinden sonra popülizm dalgası kesildi diye piyasalarda ümitler artarken Almanya ve Avusturya’nın son seçimlerinde bunun böyle olmadığını gördük. IMF’nin bile daha yüksek vergi gibi konuları daha fazla dillendiriyor olması sürpriz değil.  Amerika Merkez Bankası’nın (FED) yayınladığı yeni bir çalışmaya göre ABD’nin en varlıklı yüzde 1’inin değeri, 2013 yılında yüzde 36,3’ten 2016 yılında yüzde 38,6’ya yükselmiş. En düşük yüzde 90’ın varlığı ise yüzde 22,8’e gerilemiş. Benzer veriler birçok ülkede geçerli. Bir ara geri plana düşen popülizm ve korumacılık konusu da tekrar piyasa gündemine gelmeye aday. Özellikle ABD’nin NAFTA görüşmeleriyle ilgili haber akışı ve Almanya’da Aşağı Saksonya yerel seçimlerinin sonucu önemli.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Gelecek zaten burada 02 Eylül 2019
Sıcaklık artıyor 05 Ağustos 2019
Büyük umutlar 29 Temmuz 2019
Faiz Açmazı 11 Haziran 2019
Yuan’a dikkat 20 Mayıs 2019
Devam eder mi? 14 Mayıs 2019
Laplace’ın Şeytanı 07 Mayıs 2019
Reflasyon esintisi 05 Mart 2019
Mindball ve Wu Wei 11 Şubat 2019