AB- Türkiye ilişkileri tartışması

Ömer Faruk ÇOLAK
Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI dunyaweb@dunya.com

AB ile Türkiye arasında ilişkiler uzun zamandır iyi gitmiyordu. 15 Temmuz darbesi karşısında AB’nin pasif kalması hükümet nezdinde AB’ne yönelik bakışı daha da olumsuz yönde etkiledi. Tartışmaya en vurucu darbeyi de Cumhurbaşkanı yaptı ve Türkiye’nin AB’ye üyeliğini referanduma götürülebileceğini söyledi.

Tartışma önemli. Çünkü AB’ye üyeliğin siyasi boyutunun yanında ekonomik boyutu da var. Baştan yazmam da fayda var. Türkiye bu tartışmada haksız değil. Cumhurbaşkanı’nın da ifade ettiği gibi AB Türkiye’yi kapının önünde bekletiyor. Üstelik ne zaman içeri alacağını da söylemiyor. Türkiye 1 Ocak 1996 tarihinde AB ile Gümrük Birliği anlaşması imzaladı. AB 3 Ekim 2005 tarihinde de Hırvatistan ile birlikte Türkiye ile tam üyelik görüşmeleri kararı aldı. Hırvatistan 2013 yılında AB’ne tam üye oldu. Buna karşın Türkiye ile ilişkiler kopma noktasına geldi.

Halbuki AB-Türkiye ilişkileri gümrük birliği sonrasında ciddi biçimde gelişti. Üstelik AB’ye karşı olanların beklediği gibi dış ticaret makası açılmadı, aksine daraldı.

Köşe yazımı yazmak için hazırlık yaparken verilere yeniden baktım ve küçük hesaplamalar yaptım. Bazılarını burada sizinle paylaşmak istiyorum.

• Türkiye’nin ihracatında AB payı 2014 yılında %43,4, 2015 yılında %44,4 ve 2015 yılında %48,5. Bu orana hiçbir ülke grubu yanaşamıyor. Örneğin İslam İşbirliği Teşkilatı’na üye ülkelere yaptığımız ihracatın toplam ihracat içindeki payı 2014 yılında %30,8, 2015 yılında %29,7 ve 2016 yılında %28,3 olabilmiş.

• Türkiye’nin ithalatında AB’nin payı 2014 yılında %30,6, 2015 yılında %37,9, 2016 yılında %38,9. İslam İşbirliği Teşkilatı’na üye ülkelerden yaptığımız ithalatın toplam ithalatımız içindeki payı (petrol ithal etmemize rağmen) 2014 yılında %12, 2015 yılında %10,8 ve 2016 yılında %11,2 düzeyinde.

• 2002 yılından bu yana Türkiye’ye gelen doğrudan yabancı sermaye tutarı 136 milyar dolar. Bunun 101 milyar doları yani %74,5’u Avrupa’dan gelmiş. Yakın ve Orta Doğu Ülkelerinden gelen doğrudan yabancı yatırım 16 milyar tutar, toplam yatırım içindeki payı %11,7.

AB ile birlikteliğimizin, evliliğimizin iyi gitmediği doğru. Ancak bu birlikteliğin, evliliğin bozulmasının maliyeti her iki taraf için çok yüksek. Bundan dolayı soruna akılcı yaklaşmak gerekiyor. Türkiye’ye ziyarete gelen Almanya Dışişleri Bakanı Frank Walter Steinmeier (Müstakbel Almanya Cumhurbaşkanı) referandum ile ilgili olarak “bu Türkiye’nin bileceği bir iş” diyerek topu bize attı. Böylece olası bir referandumdan “AB hayır” yanıtı çıkarsa, siz bizi istemediniz diyebilecekler. Bundan dolayı soruna “akılcı” yaklaşmakta fayda var. Bunu yapacak olan da Dışişleri Bakanlığı ve AB’den Sorumlu Devlet Bakanlığı. Şu anda her iki kurumda çözüm için bir alternatif yaklaşım geliştirmedi. İş Cumhurbaşkanı’na kalıyor, bu konuda Cumhurbaşkanı adeta yalnız kaldı.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Çin böyle gider mi? 04 Ekim 2019
Yeni parasal ralli 27 Eylül 2019
Trump etkisi 13 Eylül 2019
Kapıyı çalan kimdir? 06 Eylül 2019
Talep mi borç sorunu mu? 30 Ağustos 2019