AB’de işsizlik oranı 2008 yılı düzeyine inmekte

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

Dr. Ali TOPÇUBAŞI Topçubaşı Group Yön. Krl. Bşk

2008 yılı krizi ile birlikte, ekonomilerindeki daralmanın da etkisiyle hızla artışa geçen AB ekonomilerindeki işsizlik oranı ortalama olarak yüzde 6.7 iken, 2009 yılında yüzde 8.6’ya, 2014 yılında yüzde 10.5’e çıkmış, bu tarihten sonra bilhassa Almanya’daki hızlı toparlanmanın etkisiyle günümüzde yüzde 9.1’e indi.

AB’deki bu işsizlikteki azalmada, 2017 yılının ilk yarısında topluluktaki büyümenin yüzde 2’ye yükselmesinin büyük etkisi mevcuttur.

2017 yılının ilk yarısında Almanya’da büyüme yüzde 2.1 olurken, işsizlik oranı son 30 yılın en düşük düzeyi olan yüzde 3.7’ye inmiştir. Almanya’daki işsizlik oranının AB ortalamasının 1/3’üne inmesi, yakında olacak seçimlerde Merkel’in şansını çok arttıracağı şüphesizdir. Almanya’yı AB dışında bıraktığımızda, topluluktaki işsizlik oranının kriz seviyelerinin çok üstünde olduğu anlaşılmaktadır. 2008 yılında Fransa da işsizlik oranı yüzde 7.1 iken, günümüzde yüzde 9.8, İtalya da yüzde 6.4 iken, günümüzde yüzde 11.3, İspanya da ise yüzde 9.3’den yüzde 17.1e yükseldiği anlaşılmaktadır. Ülkemizdeki işsizlik oranının da 2008 yılında yüzde 11.4, 2009’da krizin tavan yaptığı dönemde yüzde 15.8 çıkmışken, günümüzde yüzde 10.4’e indiği anlaşılmaktadır. Yani, 2008 yılından günümüze işsizliği azaltma yönünde ülkemizin AB’den daha başarılı olduğu anlaşılmaktadır.

2008 global krizinden çıkmak için ABD’nin dışında, AB’nin de piyasa ya bol para vermesi ve 10 yıllık faizlerin sıfırın altına bile inmesi, topluluktaki büyümenin başlamasına, ekonomilerinin toparlanmasına ön ayak olduğu anlaşılmaktadır. Başta Almanya, İsviçre ve Hollanda da 10 yıllık faizlerin sıfırın altında gezinmesi, ekonomilerinde itici güç oluşturmuştur. Ancak, 2008 yılından itibaren piyasaya sürülen yaklaşık 10 trilyon euronun da, AB ekonomilerinde farklı yapısal sorunların tohumlarını atacağını unutmamız gerekmektedir. AB’nin toplam milli gelirinin yaklaşık yüzde 70’ini oluşturan bu fazla paranın, başta emlak olmak üzere tüm ürünlerinde fiyat şişmeleri yarattığı şüphesizdir. Bu nedenle, ABD’nin yanı sıra AB Merkez Bankası da, faiz oranlarını yavaş da olsa arttırarak olası krizin etkilerini önleme çabasında olduğu anlaşılmaktadır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ufuk çizgisi 03 Nisan 2024