Aceleye getirilmiş bir revizyon

Tuğrul BELLİ
Tuğrul BELLİ GÜNDEM tugrulbelli@gmail.com

Haftabaşında 3. çeyrek ile ilgili milli gelir istatistikleri açıklandı. Ama ne açıklama! Milli gelir hesaplama yöntemi bir gecede tümden değiştirilmişti! Konuyla ilgili basın toplantısı da son derece yetersiz ve açıklayıcı olmaktan uzaktı. Halbuki normal olarak bu tür radikal değişikliklerle ilgili olarak kamu çok önceden bilgilendirilir, yeni metodoloji ayrıntılarıyla tanıtılır ve en azından bir süre için yeni ve eski seriler birlikte yayınlanır. Ayrıca, bu değişikliklerin dönem içinde değil, sene sonlarında yapılması daha doğru olur(du). Maalesef bunların hiç biri yapılmadı. Benim bu değişiklikle ilgili “en iyimser görüşüm” işin fazlasıyla aceleye getirilmiş olduğu.

Metodolojik olarak en önemli değişiklik reel GSYH artışı hesaplamasında zincirlenmiş hacim endeksi yöntemine geçilmiş olması. Bundan önce GSYH’deki reel artışlar cari fiyatlarla GSYH’yı oluşturan her bir sektörün yarattığı katma değerin o dönemdeki deflatör oranı (=sektörel enfl asyon oranı) kadar iskonto edilerek sabit fiyata dönüştürülmesi ve önceki yılın aynı döneminde aynı şekilde hesaplanan GSYH’ya bölünmesi ile hesaplanıyordu. Şimdi ise reel büyüme oranını hesaplamak için “zincirlenmiş hacim endeksi” kullanılıyor. Bu yöntemde cari dönemde üretilen ürünler (hacim) geçen yılın ortalama fiyatlarıyla çarpılarak geçen senenin rakamlarıyla bir GSYH elde ediliyor. Bu elde edilen GSYH rakamı da geçen senenin cari GSYH rakamına bölününce GSYH artış (veya azalış) oranı bulunmuş oluyor. Kıyaslama her sene bir önceki senenin rakamlarıyla yapıldığı için (zincirleme) o senenin milli hasılası (teorik olarak) daha doğru bir şekilde hesaplanabiliyor. Bu yöntemin bir sorunu var, o da “toplamsallık” olarak ifade edilen ve GSYH bileşenlerinin toplamının GSYH’na eşit olma durumunun mümkün olmaması! Bunun nedeni de farklı dönemler için farklı ağırlıkların kullanılması.

GSYH’nın yeni yöntemle hesaplanması sonrasında pek çok çelişkili durum ve tutarsızlık ortaya çıkmış gözüküyor. İlk gözüme çarpanları özetlersem:

• Dönemsel ve de senelik büyüme rakamlarında eski seriyle anormal farklılıklar ortaya çıkmış durumda. Misal, eski seriyle 2011-15 yılları ortalama büyüme oranı yüzde 4.4 iken, yeni seriyle bu oran yüzde 7.1. Eski seride bazı veri noksanlıkları olduğunu, bu nedenle de milli hasılamızın olduğundan daha düşük hesaplandığını kabul etsek bile, bu durum GSYH’nin seviyesini artırır ancak büyüme hızlarını bu ölçüde değiştirmez.

• Yeni seride 2015’de makine ve teçhizat yatırımlarının yüzde 18.6 arttığı görülüyor. Halbuki o sene yatırım malları ithalatında düşüş söz konusu! Aynı dönemde sermaye malı üretim endeksindeki artış ise sadece yüzde 8.2.

• 2016’nın 3. çeyreğinde imalat sanayindeki küçülme oranı yüzde 3.2 oldu. Ancak toplam sanayinin küçülme oranı bunun çok altında: yüzde 1.4. Halbuki, katma değer olarak imalat sanayi toplam sanayinin yüzde 84’ü kadar. Toplam sanayinin bu oranda küçülmesi için imalat sanayi dışında kalan madencilik ve “elektrik, gaz ve su” üretiminin 3. çeyrekte anormal boyutta artmış olması gerekiyor. Halbuki sanayi üretimi rakamları bu sektörlerin bu çeyrekte sadece yüzde 2.2 kadar büyüdüğünü göstermekte.

• Bir de tabi çok yazılan sabit sermaye yatırımlarının önceden hesaplananın çok üzerinde olduğu (GSYH’nin yüzde 20’si yerine yüzde 30’u) ve dolayısıyla da iç tasarrufların da yüzde 15 değil de yüzde 25 civarında olduğu konusu var. Açıkçası bu bugüne kadar Türkiye ekonomisi ile ilgili analizleri kökten değiştirebilecek bir fark. Mutlaka bu yeni verilerin doğruluğunun test edilmesi gerekiyor.

Tabii, milli gelir hesaplamasında yapılan bu revizyon ve değişiklikler sonrası, milli gelirimizin azalması asla beklenemezdi! Meğerse milli gelirimiz baz yılı olarak ele alınan 2009’da aslında eski yöntemle hesaplanandan yüzde 10.8 daha yüksekmiş! Bu fark yıllar içinde daha da artmış, ve 2015 yılında yüzde 20 seviyesine çıkmış. Biz geçen sene dolar bazında kişi başı milli gelirimizin 9,257 dolar olduğunu zannederken, aslında 11,014 dolarmış. Böylece bir revizyonla en azından kağıt üzerinde kişi başı 1,800 dolar kadar daha zengin olduk!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dar bir koridor! 10 Ekim 2019
IMF 4. Madde bildirisi 26 Eylül 2019