Almanya’da linyit santraller değer kaybediyor

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

Linyit, ısıl değeri düşük, barındırdığı kül ve nem miktarı fazla olduğu için genellikle sadece termik santrallarda yakıt olarak kullanılan bir kömür çeşidi. Dünyadaki kömür rezervlerinin yaklaşık dörtte birini oluşturuyor.

Dünya Enerji Konseyi verilerine göre, dünya kömür rezervlerinin yüzde 90’dan fazlası (892 milyar ton) dokuz ülkede yer alıyor. Söz konusu rezervlerin 403 milyar tonunu antrasit ve bitümlü kömür, 287 milyar tonunu alt bitümlü kömür ve 201 milyar tonunu linyit oluşturuyor. Brüksel ve Londra’da merkezleri bulunan Sandbag, Avrupa’da iklim değişikliği ile mücadele konusunda farkındalık yaratmayı hedefl eyen ve bu kapsamda politikalar öneren bir düşünce kuruluşu.

Sandbag tarafından geçtiğimiz günlerde yayımlanan “Almanya’nın linyit santralleri artık değersiz mi?” isimli rapor, linyitle çalışan termik santrallerin kar marjının son yıllarda düştüğünü gösteren bulgular sunuyor. Raporda öne çıkan bulgular şöyle:

Almanya’daki linyit santrallerinin brüt karı, 2019'un ilk yarısında, elektrik fiyatları üzerinden yapılan modellemeye göre yüzde 54 azaldı. Bu santrallerin brüt karları 2018'in ilk yarısında 1.1 milyar eurodan, 513 milyon euroya geriledi.

1990 yılı öncesinde devreye giren santrallerin brüt karı ise, 500 milyon eurodan 188 milyon euroya gerileyerek yüzde 62 oranında büyük bir düşüş yaşadı.

Bu durum, santrallerin sabit maliyetlerini karşılamak için yeterli kar marjına ulaşamadıklarını gösteriyor.

Rapora göre, Almanya’da linyitle çalışan termik santraller, 2019 yılında 664 milyon euro zarara uğramış durumda. 2018'in ilk yarısında ise 68 milyon euroluk bir kayıp söz konusuydu. 1990 yılı öncesinde devreye giren eski santraller, altı aylık sabit giderleri göz önünde bulundurulduğunda 476 milyon euro kaybetti. 1990 sonrası kurulan yeni santrallerin kaybı ise 188 milyon euro boyutunda. Raporda, linyitle çalışan termik santrallerin hiçbir ünitesinin sabit giderlerini karşılayamadığı da yer alıyor.

Eski linyit santrallerinin işlemeye devam etmesinin ekonomik olmadığının altını çizen rapor, linyit santrallerin orta vadede zarar etmeye devam edeceğini ortaya koyuyor.

Sandbag’in internet sitesinde yer alan açıklamaya göre; Almanya'nın Kömürden Çıkış Komisyonu’nun tavsiyelerinin ardından Alman hükümeti, 2022'ye kadar toplamda 3 GW kapasiteye sahip olan linyit santrallerinin ekonomik ömrünü doldurmadan kapatılması için şirketlerle görüşmeler başlatmış durumda. Bu pazarlıkların temelini oluşturan konu ise, mevcut santrallerin kar etmiyor olması.

Almanya’nın kömürden vazgeçmesi emsal oluşturabilir

Kamunun da hissedarı olduğu Alman enerji şirketi RWE, tazminat olarak GW başına 1,5 milyar euro talep etmişti. Sandbag, şirketlerin hiçbir tazminat almadan masadan kalkabileceği olasılığını ortaya koyarak, karar vericilerin Alman vergi mükelleflerinin yararına olacak bir anlaşma yapabileceğini savunuyor. Bunun gerçekleşmesi durumunda, Almanya’nın elektrik üretiminde kömürden tamamen vazgeçmesi, vergi mükellefleri adına sanıldığından daha az maliyetle gerçekleşebilir ve diğer ülkeler için de bir emsal oluşturabilir.

LİNYİT TÜKETİMİNDE ÖNLERDEYİZ

Geçtiğimiz sene Polonya'da gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler 24. İklim Değişikliği Konferansı (COP24) sırasında Sağlık ve Çevre Birliği (HEAL) tarafından yayınlanan bir araştırma, Türkiye'nin dünyada en çok linyit tüketen dördüncü ülke olduğunu ortaya koymuştu. HEAL; halk sağlığının korunması ve hava kirliliğinin önlenmesi için bütün termik santrallerin kapatılması ve Türkiye’nin linyit tüketiminden vazgeçmesi çağrısında bulunmuştu.

“Blackrock hem kömür hem de enerji dönüşümünü okumakta sınıfta kaldı”

Dünyanın üçüncü ekonomisinden daha büyük değere sahip olan, bünyesinde 6,5 trilyon dolar değerinde varlığın yönetildiği ve küresel ölçekte en büyük fon yöneticisi konumunda bulunan Blackrock hakkında yayınlanan rapor, Blackrock’un fosil yakıt şirketlerine yatırımlarının ciddi finansal risklerini görmezden gelmeye devam ettiğini ortaya koydu.

Enerji Ekonomisi ve Finansal Analiz Enstitüsü (Institute for Energy Economics and Financial Analysis, IEEFA) tarafından hazırlanan rapor, Blackrock'un fosil yakıt ağırlıklı yatırım stratejisini değerlendiriyor. Firmanın riskleri bertaraf etmeyi reddetmesi, raporda ele alınan birkaç şirket üzerinden 90 milyar dolarının üzerinde değer kaybıyla sonuçlandığını belirtiyor. “Blackrock’ın Enerji Dönüşümünde En Büyük Riski Harekete Geçmemek: Sürdürülebilir Yatırım Liderliğinde Sınıfta Kaldı” başlıklı rapor, şirketi yatırımcılar için değer yaratmakta başarısız görüyor ve sürdürülebilir finans kapsamında liderlik gösteremediğini belirtiyor. Raporda yer alan yorumlar şöyle:

1.Blackrock’un tahmini 90 milyar dolarlık zararının yüzde 75’i, son on yılda piyasada düşük performans gösteren dört şirkete (ExxonMobil, Chevron, Royal Dutch Shell ve BP) yaptığı yatırımlardan kaynaklanıyor.

2. Blackrock, 4,3 trilyon dolar tutarındaki pasif portföyü üzerinde çok az kontrole sahip. Ancak Amundi, Norges Bank, AP4, Storebrand ve KLP gibi önde gelen rakiplerinin tümü, sektör lideri konumundaki yatırım yöneticilerinden beklenildiği gibi, en azından karşılaştırılabilir riske uyarlanmış şekilde getiri sağlayan ve maliyet etkin ve sürdürülebilir bir şekilde düşük karbonlu yatırım stratejileri geliştiriyor.

3. Blackrock’un Yönetim Kurulu, 18 üyesinden altısının fosil yakıt sektörüyle güçlü bağları olan şirketlerde çalışmış olması nedeniyle çıkar çatışmaları kuşatması altında.

4. Sürdürülebilir yatırım taahhütlerinin altını çizen kurumsal görünürlüğünün aksine, Blackrock’un toplam portföyünün yalnızca yüzde 0,8’i çevre, sosyal ve yönetişim odaklı fonlara yatırım yapıyor. IEEFA Enerji Finansman Araştırmaları Direktörü ve raporun yazarlarından Tim Buckley, “Küresel ölçekte en büyük varlık sahibi olan Blackrock’un piyasa etkisi oldukça büyük ve topluma karşı büyük bir sorumluluğu var. Küresel ölçekte iklim riskinin bertarafında liderlik gücüne sahip, ancak geride kalmayı seçiyor” yorumlarını yapıyor. Buckley, “Dünyanın en büyük yatırımcısı, kuralların değiştiğini açıkça ortaya koyarsa, Fidelity, Vanguard ve Japonya hükümet fonu gibi küresel ölçekteki önemli yatırımcılar da bu hamleleri hızla çoğaltıp güçlendirerek, herkes için atıl varlık risklerini azaltacaktır” diyor. Raporun yazarlarından New York Eyaletinin eski Baş Müfettiş Yardımcısı Tom Sanzillo ise, “Blackrock hem kömür hem de enerji dönüşümünü okumakta sınıfta kaldı. BlackRock’un liderliği eline alması için daha ne kadar finansal kayıp yaşatması gerekiyor? Kaç yıl daha fosil yakıt şirketleri küresel piyasaları yavaşlatmaya devam edecek?” diye soruyor.

Eski linyit santralleri hızla kapatılmalı

Sandbag Enerji Analisti Dave Jones şu yorumları yapıyor: “Linyit santrallerinin karlılığında gerçekleşen çöküşün boyutu bizim için şaşırtıcı oldu. Onlarca yıldır var olan linyit santrallerinin kar marjı yüksek iş modeli ortadan kalkmış durumda. Bu rapor, karar vericilere eski linyit santrallerinin tamamının hızla kapatılması yolunda güven vermeli.” Raporun sunduğu öneriler ise şöyle;

1. Karar vericiler, linyit santrallerinin kârlılığının düştüğünü göz önünde bulundurarak bu santrallerin kapanma süreçlerini hızlandırmalı ve şirketlerin yüksek miktardaki tazminat taleplerini geri çevirmeli. Linyit artık yüksek gelir sağlayan bir iş modeli olmaktan çıktı.

2. Alman hükümeti, minimum karbon fiyatı üzerinde mutabık kalmalı. Bu, linyitin gelecekte kârlılık sağlayabileceği argümanlarını sonlandıracaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar