Altın ithalatını tırmandıran bu talebin kaynağı ne?

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Dış ticarette denge temmuz ayında çok fena bozuldu. İhracat geçen yıla göre yüzde 28 gibi yüksek bir oranda arttı. Ama bu artış, ithalattaki yüzde 46'lık büyümenin gölgesinde kaldı. Bu verilere göre dış ticaret açığı da bir ayda 8.8 milyar dolara ulaştı ve geçen yılki 4.8 milyar doların tam yüzde 82 üstüne çıktı.

İthalat ne oldu da temmuzda böylesine çok hızlı bir artış gösterdi. Yanıt, altın ithalatında gizli...

Türkiye geçen yıl temmuzda 311 milyon dolarlık altın ithal etmişti. Altın ithalatı bu yıl temmuzda ise 2.7 milyar doları aştı. Neredeyse sekiz kata yakın bir artış gerçekleşti.

Altın ithalatının nasıl çarpıcı bir artış gösterdiğini vurgulamak için temmuz ayındaki toplam içinde oluşan paya bakmak bile yeter. Geçen yılın temmuzundaki altın ithalatı, toplamda yalnızca yüzde 2 pay almıştı. Bu yılki altın ithalatının toplamdaki payı ise yüzde 13'ü buldu.

Altın ihracatındaki artış ise yüzde 26 ile makul sınırlar içinde kaldı.

Geçen yılın temmuz ayında altında net 442 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilmişti. Bu yıl ise net 1.8 milyar dolarlık ithalat yapılmış oldu.

Temmuzdan önceki aylarda da ithalat yüksek seyrediyordu. Temmuzdaki bu rekor artışla birlikte ilk yedi aydaki altın ithalatı 10.7 milyar dolara ulaştı ve geçen yılın yüzde 318 üstüne çıktı. İhracat ise geçen yılın yüzde 16 altında kaldı.

Dış ticaret dengesi bozuluyor

Altın ticaretinde ithalat lehine hızla değişen bu denge, Türkiye'nin toplam dış ticaret dengesini bozuyor. Toplam dış ticaret verilerinde altın tabii ki kapsanıyor. Altın hariç tutularak bir hesaplama yapıldığında dış ticaret dengesinin çok farklı oluştuğu görülüyor.

Temmuzda toplamda 8.8 milyar dolar olan dış ticaret açığı altın hariç 7.1 milyar dolara inecek ve geçen yıla göre artış da yüzde 82.5'ten yüzde 33.8'e gerileyecekti.

Yedi aylık dönemde ise dış ticaret açığında artıştan değil, azalmadan söz edecektik. Ocak-temmuz döneminde dış ticaret açığı yüzde 21 kadar artış gösterdi ve 39.7 milyar doları aştı. Oysa altın hariç hesaplamaya göre dış ticaret açığı artmayacak ve geçen yıla göre yüzde 6 düşüşle 33.9 milyar dolarda kalacaktı.

Merkez'in aldığı altınlar dahil değil

Türkiye'nin bu yıl altın ithalatında tüm yılların rekorunu kıracağı anlaşılıyor. İlk yedi ayda 10.7 milyar dolara ulaşan ithalat bunun göstergesi.

Acaba bu ithalat Merkez Bankası'nın altın rezervlerini güçlendirmek amacıyla altın almasından mı kaynaklanıyor? Bir ara bu soru ortaya atılmıştı.

Merkez Bankası'nın safi altın rezervi geçen yıl sonunda 377 ton düzeyinde bulunuyordu. Rezerv, temmuz sonunda 483 ton, son veri olarak 18 Ağustos itibariyle ise 490 ton düzeyinde gerçekleşti. Yani Merkez Bankası altın rezervini güçlendirmeye devam ediyor.

Ancak, Merkez Bankası'nın aldığı altınlar, "parasal altın" olarak tanımlanıyor ve dış ticarete konu olmuyor. Oysa TÜİK'in açıkladığı ihracat ve ithalat verilerine konu altın "parasal olmayan altın" şeklinde tanımlanıyor.

Dolayısıyla temmuz ayında sekiz kata yaklaşan, ilk yedi ayda üç kattan fazla artan altın ithalatında Merkez Bankası'nın aldığı altınların bir etkisi yok.

Bu talebin kaynağı meçhul

Talep Merkez Bankası'ndan da gelmediğine göre nereden geliyor? Bu soruya yanıt aranıyor.

Özellikle temmuz ayında çok tuhaf bir tablo yaşandığı ortada. Düşünsenize, altın hariç 11.7 milyar dolarlık ihracat yapmışız, bu ihracatın neredeyse dörtte biri kadar altın ithal etmişiz.

Enerji ithalatının yerini sanki altın aldı. Bu tabloda bir tuhaflık var. Diyelim temmuz çok uç bir örnek; ilk yedi ayın ortalamasında aylık altın ithalatımız 1.5 milyar dolar. Bu da normal değil ki...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar