Artan CO2 seviyesi ile beslenme yetersizliği riski de artıyor

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

Harvard Üniversitesi T.H. Chan Kamu Sağlığı Okulu tarafından yayınlanan araştırmaya göre, fosil yakıt tüketimi ile atmosferde yoğunluğu artan karbondioksit (CO2), pirinç ve buğday gibi temel besin kaynaklarının daha az besleyici olmasına neden oluyor.

Matthew R. Smith, Samuel S. Myers tarafından kaleme alınan “The risk of increased atmospheric CO2 on human nutritional adequacy” başlıklı araştırma, 2050 yılında temel besin kaynaklarındaki azalan besleyicilik yüzünden, 175 milyon insanın çinko yetersizliği ve 122 milyon insanın ise protein yetersizliği ile karşı karşıya kalacağını ortaya koyuyor. Çalışma aynı zamanda, bir milyardan fazla kadın ve çocuğun yeterli miktarda demire erişemeyeceği için anemi ve benzer hastalık riski ile karşı karşıya kalacağına yer veriyor.

Çalışmanın baş yazarı ve Harvard Üniversitesi araştırmacısı Sam Myers, “Yaptığımız araştırma, ısınma, beslenme, seyahat ve tüketim alışkanlıklarımızın temel besin kaynaklarımızı ne derece etkilediğini ortaya koyuyor. Eğer bu şekilde yaşamaya devam edersek, gelecek nesillerin sağlığını tehlikeye atacağımız çok açık” diyor.

2 milyar insan yetersiz besleniyor

Bugün dünya genelinde 2 milyar insan yeterli beslenemiyor. Dünya nüfusunun büyük bir bölümünün temel besin kaynağını bitkiler oluşturuyor. Beslenme rejimimizdeki proteinin yüzde 63’nü, demirin yüzde 81’ini ve çinkonun ise yüzde 68’ini bitkisel besinlerden elde ediyoruz.
Araştırma, atmosferde CO2 seviyesi artıkça, mahsüllerin besleyici özelliklerinin azaldığına yer veriyor ve 550 ppm CO2 seviyesine ulaşıldığında, besinlerdeki protein, demir ve çinko miktarının günümüzdeki 400 ppm CO2 seviyesine göre yüzde 3 ile 17 arasında azalacağını ortaya koyuyor.

Araştırmada aynı zamanda, gıda kaynaklarının besleyicilik seviyesinin azalması ile ortaya çıkacak sağlık sorunları da değerlendiriliyor.

Bu doğrultuda, 151 ülkeyi ve 225 farklı gıdayı kapsayan detaylı bir analize yer veriliyor.
İçinde bulunduğumuz yüzyılın ortasına kadar CO2 seviyelerinin 550 ppm’e çıkabileceği öngörülüyor. Bu artışın temel besinlerde yaratacağı etki yüzünden, dünya nüfusunun yüzde 1,9’u çinko yetersizliği; yüzde 1.3’ü ise protein yetersizliği çekecek. Bu oran yaklaşık 122 milyon kişiye denk geliyor. Hali hazırda demir eksikliği riski altında bulunan 1.4 milyar doğurma yaşındaki kadının ve 5 yaş altı çocuğun demir eksikliği yaşaması riski de arttıyor.
Öte yandan, bugün besin yetersizliği çekmekte olan 2 milyar insanın durumunun, daha az besleyici olan gıdalar yüzünden daha da kötüleşebileceğine dikkat çekiliyor.

En fazla etkilenecek ülke Hindistan

Araştırmaya göre, Hindistan bu durumdan en fazla etkilenecek olan ülkelerin başında geliyor. Ülkede, 50 milyon insanın çinko yetersizliği, 38 milyon insanın protein yetersizliği ile karşı karşıya kalacağı; 502 milyon kadın ve çocuğun ise demir yetersizliği ile ilgili risklere karşı daha korumasız bir konuma geleceği tahmin ediliyor. Güney Asya, Güneydoğu Asya, Afrika ve Ortadoğu bu durumdan en fazla etkilenecek olan coğrafyalar olarak ön plana çıkıyor.
Dünya Sağlık Birliği Başkanı da olan Myers’ın dediği gibi; “Araştırma, dünya sağlığı konusunda önemli bir prensibi yeniden gözler önüne seriyor. Dünyanın milyonlarca yıldır var olan biyo-fiziksel dengesini, kendi sağlığımızı ve refahımızı da tehlikleye atarak bozuyoruz.”

Yetersiz beslenme nedir?

“Herhangi bir besin ögesi veya ögelerinin vücudun gereksinim düzeyinden az alınması sonucu yeterli enerjinin alınmaması ve vücut dokularının yapılanamaması durumuna” yetersiz beslenme deniyor. Besinlerin vücudun gereksinimini karşılayacak miktarda alınmaması halinde vücudun gelişmesinde, büyümesinde, yenilenmesinde, çalışmasında aksamalar ve hastalıklar oluşuyor. Bu durum doğrudan hastalıklara yol açtığı gibi, hastalıkların oluşum riskini arttırıyor ve tedavi aşamasının ağır seyretmesine neden oluyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar