"Atatürk'ü anlayınca kıskanmaya gerek kalmaz..."

Emre ALKİN
Emre ALKİN PAYLAŞMASAK OLMAZDI emre.alkin@dunya.com

Aklıma geliyor bazen. Dört yılda neler yapılabilir diye. Mesela, inşaat-bina-köprü-otoyol-uçak-gemi-hastane yapılabilir. Bir çocuk doğar, dört yaşına gelir. Konuşur, yürür nihayetinde annesi babası bir nefes alır. Dört yılda üniversite biter. Mezun olursunuz. Öğrendiğiniz ne varsa bir o kadarını da işte öğrenirsiniz. Belki de daha fazlasını.

Sabah kalkıp işe giderken hep aklıma gelir. Bir insan dört yıl içinde, bir gece karanlığında pusulası bile bozuk bir gemiye binip, sonra karaya çıkıp iki kongreyle yorgun ve üzgün bir halka cesaret verip, işgale karşı mücadele başlatıp, Cumhuriyet ve demokrasinin kilometre taşı olan bir Meclis kurup, düşman burnunun dibindeyken eğitim şurası yapıp, sonra dünyada eşi benzeri görülmemiş bir zaferi, diplomatik ve ekonomik bir zafer ile perçinleyip, bir iktisat kongresi yapıp, bir de üzerine Cumhuriyet kurabilir mi? Arada olan birçok detayı yazmadım daha.

Sadece dört yıl içinde olmuş bunlar. Dinleyince imkansız gibi geliyor ama Mustafa Kemal Atatürk, "Az zamanda çok büyük işler başardık” derken neyi kast ettiği böylelikle daha iyi anlaşılıyor.

"Hiçbir dönemde böyle büyüme olmamış..."

Takvimdeki her yaprak bu muazzam destanı anlatan bir kilometre taşıdır. Bu mucizenin nasıl gerçekleştiğini hatırlatır. Bügün çeşitli sebeplerden Cumhuriyete, Atatürk'e mesafeli durmaya çalışanlara sakince şunu sormak lazım : “Sen dört yılda bunları başarmış başka bir insan gördün mü?” Cevabı beklemeye gerek yok. Çünkü böyle biri yok.

“Başlayıp bitirmek” artık inşaatlar için söylenen bir terim olduğu için, bu mucizeyi sabırla anlatmak lazım dostlar. 10 Kasım'da ebediyete uğurladığımız Atatürk'ün bu zaferi "her şeye rağmen" ve "hep birlikte" kazandığını bilmek gerekiyor.

Cumhuriyeti kurduğu 1923'ten gözlerini yumduğu 10 Kasım 1938'e kadar her yıl ortalama % 11 büyümüş Türkiye. Bugüne kadar bu rekoru kırabilen hiçbir dönem yok. Bu kısa zaman zarfında kadınlara seçme ve seçilme hakkını İsviçre'den bile önce veren genç Türkiye Cumhuriyeti, bankacılıktan sanayiye, tarımdan madenciliğe kadar muazzam reformlar gerçekleştirmiş. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın kuruluşu bile ayrı bir akıl ve kahramanlık hikayesidir.
Bu eşi benzeri görülmemiş hikayenin yaratıcısı Mustafa Kemal Atatürk, silah ve çalışma arkadaşları önünde saygıyla eğiliyorum.
Ne mutlu Türküm diyene...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar