Avrupa Birliği durdu

Ömer Faruk ÇOLAK
Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI dunyaweb@dunya.com

 

Yılın ilk çeyreğine ilişkin Avrupa Birliği'ne üye ülkelerin iktisadi verileri umulandan daha kötü geldi. Avrupa Birliği'nde  (yani 27 üye ülke) GSYH 2013 yılının ilk çeyreğinde, 2012'nin ilk çeyreğine göre binde 7 oranında küçüldü. AB GSYH'sı bir önceki çeyrek döneme göre de (yani 2012'nin son çeyreği) binde 1 küçüldü. GSYH'daki düşüş Euro alanında daha da yüksek oldu. Euro alanında GSYH bu yılın ilk çeyrek döneminde,  geçen yılın aynı çeyrek dönemine göre yüzde 1,0,  2012 yılın son çeyreğine  göre de binde 2  oranında azaldı.  AB'yi kedere sürükleyen asıl gelişme ise, kriz süresince AB'yi  ayakta tutan Almanya'nın bu çeyrekte, 2012 yılının ilk çeyreğine göre binde 3, Fransa'nın binde 4 küçülmesi oldu. İtalya ise  bu dönemde yüzde 2,3 küçüldü. Belli başlı ekonomilerden birisi olan İngiltere ise ancak binde 6 büyüyebildi.

AB  vatandaşları bu olumsuz verilere kendilerini alıştırmaya çalışırken, başka olumsuz veriler daha geldi. Bunlardan birisi ülkemiz basınında da geniş şekilde yer bulan  işsizlik verileri iken, bir diğeri de tüketici fiyat endeksinin bu çeyrekte artmak yerine düşmesi oldu. Mart 2013 döneminde işsizlik oranı AB 27'de yüzde 10,9, Euro Alanında (AB 17) yüzde 12,1 olurken, işsizlik oranı Yunanistan'da 27,2, İspanya'da yüzde 26,7'ye ulaştı. Yıllık fiyat düşüşü ise Nisan ayında Euro alanında yüzde 1,2'yi  buldu.

Bir ekonomide fiyatlar düşerken, GSYH da düşüyor ise, bunun adı resesyondur. Resesyon dendiğinde de aklıma hep şu anektod gelir. "Dört kişilik bir aile de baba eve erken gelir, sofrayı hazırlamaya başlar. Keyiflidir, çünkü otomobil fiyatları yüzde 10 düşmüştür, arabasını değiştirebileceğini düşünür. Biraz sonra eşi gelir, o da sevinçlidir, çünkü ne zamandır değiştirmek istediği çamaşır makinesini değiştirebilecek kadar fiyatlar düşmüştür. Daha sonra evin kızı gelir, bilgisayar fiyatlarının yüzde 20 düştüğünü, artık bir dizüstü bilgisayar alacağını söyler. Aile sevinçlidir, herkes tüketim yapabilecektir. Bu sevinç uzun sürmez, çünkü kapıdan evin oğlu girer, işten atıldığını söyler. Herkes somurtur. Fakat hiç olmazsa fiyatlar düşmüştür, ne yapalım refah kaybımız olmaz en azından bu sayede derler. Fakat öyle olmaz. Fiyatlar düşmeye devam ederken, bir ay içinde evin dört ferdi de işsiz kalır". (Bu anektodu nereden okudum hatırlamıyorum, ben biraz değiştirdim).

Mal ve hizmetlerin fiyatlar düşmüştür,  ancak onları satın alabilecek  olanlar yani tüketiciler  yoktur. Çünkü onların işi yoktur, dolayısıyla da gelirleri yoktur, tüketim yapamazlar. Resesyon böyle bir şeydir. AB şimdi bunu yaşıyor. Üstelik bunu daha çok kemer sıkarak, istikrar programları ile  aşmaya çalışıyor.  Görünen o ki bu program geri tepmiş durumda, bunu Fransa ve İtalya anladı, anlamayan Almanya Başbakanı A. Merkel. Merkel'in inadı hem AB için,  hem de Almanya için iyi olmayacak, çünkü kriz uzuyor ve her geçen gün krizin maliyeti artıyor.

Umarım Merkel bunu anladığında yeni bir kriz ile karşılaşmayız.

Günün Sorusu

1-İkinci Dünya Savaşı Türkiye'nin tüm koşullarını içine almış iken, Türkiye'yi savaştan uzak tutan ve bir kişinin bile ölmesine izin vermeyen Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Dışişleri Bakanı kimdir?

Yanıtı siz bulursunuz, bulduktan sonra da Reyhanlı ve Suriye'de izlediğimiz politikaları düşününüz, düşüncelerinizi isterseniz benimle de paylaşabilirsiniz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Çin böyle gider mi? 04 Ekim 2019
Yeni parasal ralli 27 Eylül 2019
Trump etkisi 13 Eylül 2019
Kapıyı çalan kimdir? 06 Eylül 2019
Talep mi borç sorunu mu? 30 Ağustos 2019