Kuzey Akım mı? Kuzey Yıkım mı?

Kerim ÜLKER
Kerim ÜLKER Perde Arkası kerim.ulker@dunya.com

Dünyanın gözü kulağı enerjideki yeni projelerde. Bir yandan Kıbrıs Adası ve çevresinde devam eden doğalgaz arayışları, bir yandan da Avrupa Birliği’ni besleyecek olan Rus boru hatları. Kıbrıs’ta yaşanan süreç kadar, Avrupa’nın batı bloğunu besleyecek olan Kuzey Akım projesi sorunları da beraberinde getiriyor. 68 yıllık birliktelik, en zor zamanlarını yaşıyor.

2011’de tamamlanan Kuzey Akım 1 Projesi, Rusya’nın Saint Peterburg kenti yakınlarındaki Vyborg’dan başlayıp, Almanya’nın Doğu kesiminde yer alan Lubmin’de sona eriyor. 8 yıldır Rus gazını Almanya’ya taşıyan 1.224 kilometrelik bu proje 55 milyar metreküplük kapasiteye sahip. Diğer hat ise Rusya’nın benzer bir coğrafyada; Narva’dan başlayan bir hat ve 1.230 kilometrelik borularla Lubmin’e ulaşıyor. 2020’de devreye girmesi planlanan bu hatta ise kapasite diğerinde olduğu gibi 55 milyar metreküp olarak tasarlanmış. Danimarka dışında hattın geçeceği bölgede yer alan ülkelerden gereken onaylar alınmış; sadece Kopenhag Yönetimi’nin imzası bekleniyor. “Avrupa’nın enerji güvenliği” temelinde kurulan her iki hat, aslında AB’nin siyasi güvenliğini de gerçek anlamda sorguluyor. İşte geçtiğimiz hafta Nordstream adı verilen Kuzey Akım projelerinin olduğu Lubmin’deki bu tesislere geldim.

Bilindiği üzere AB’nin enerji ihtiyacında Rusya, önemli bir rol üstlenmiş durumda. Birliğin doğalgaz ithalatının yüzde 42’sini tek başına Rusya karşılıyor. Petrolde bu oran yüzde 30 civarında ve her geçen yıl yükselmekte. Uluslararası Enerji Ajansı’na göre 2050’de AB’nin doğalgaz ithalatının iki kat artacağı, Rusya’nın yüzde 85’lik bir paya sahip olacağı ifade ediliyor.

Kuzey Akım’nın yanı sıra Türk Akımı gibi projelerin de devreye girmesiyle, Ukrayna ve Polonya gibi ülkelerin yer aldığı hatlar da devre dışı kalacak. Bu süreç, sadece Avrupa Birliği’ni tarafından değil, ABD’nin de gündeminde.

PETROL VE GAZDA VANALARI KAPATMIŞTI

AB ile Rusya arasındaki gaz ticareti hakkında kısa bir bilgi vermekte fayda var.

1960’lı yıllarda SSCB ile Avrupa arasındaki enerji işbirliği Berlin Duvarı’nın yıkılmasıyla ekonomik bir hal aldı. SSCB’nin yasal varisi olarak kabul edilen Moskova ile Avrupa arasındaki enerji ticareti iki ana koldan devam etti. Polonya-Baltık hattı ile Ukrayna hattında en önemli güzergah, Kiev üzerinden sağlandı. Bölgeye sağlanan gazın 3’te 2’sini ileten Ukrayna hattı, siyasi gerilimlerle bazı dönemlerde aksadı. Rus gazının Avrupa’ya ulaşmasını sağlayan Ukrayna hattı, 2006 ve 2009’da krizlerle kesildi. Kiev-Moskova arasında yaşanan gerilimle birlikte Rusya, Ukrayna’ya doğalgaz vermeyerek cezalandırmış, bu cezalandırma sadece Kiev’i değil, Avrupa’yı da vurmuştu. Bir de üzerine 2014’te yaşanan Donbass ve Kırım işgalleri eklenince, AB’nin yaptırımlarına uğrayan Rusya, Batı’yı cezalandırmak için gazı kesmiş, başta Bulgaristan, Slovakya, Moldova, Polonya, Romanya gibi ülkelerin yer aldığı yeni üyeler, sert geçen kış mevsimini gazsız geçirmişti.

İşte Kuzey Akım projeleri bu endişeler ile hayata başladı.

Peki AB’de derin çatlaklara neden olan Kuzey Akım’ı destekleyen ve karşı duran ülkeler hangileri? Neden karşı duruyorlar?

Kuzey Akım’ı destekleyenler:

Almanya, Fransa, Avusturya, İtalya, Hollanda’nın oluşturduğu bu bloktaki ülkeler geçmişten bu yana Rusya’dan diğer ülkelere nazaran daha ucuza doğalgaz alıyorlar. Kişi başı geliri yüksek olan bu ülkeler 1.000 metreküp doğalgaza 300 dolarlar seviyesinde para ödüyorlar. Kişi başı geliri birlik ortalamasının üstünde olan bu bloktaki zengin ülkeler doğal olarak gaza daha az para vermiş oluyorlar.

Kuzey Akım’a karşı çıkanlar:

Polonya, Slovakya, Litvanya, Letonya, Estonya gibi Avrupa’nın genç ülkeleri, projeye karşı. Bu ülkeler, Batı’ya oranla doğalgaza daha fazla ücret ödüyor. Takriben 1.000 metreküp için ödenen miktar 500 dolar civarında. Polonya, Kuzey Akım ile sahibi olduğu hattı da kaybedecek ve yıllık 3 milyar euroluk iletim gelirinden de olacak. Ukrayna’nın işgal edildiğini savunan bu blok ayrıca Rusya’ya uygulanan ambargonun da bir anlamda Almanya tarafından delindiğini düşünüyor. Rusya’nın her fırsatta AB’yi tehdit ettiğini vurgulayanbu blok, Başkan Vladimir Putin’in daha önce Ukrayna ile birlikte Polonya ve Baltık ülkelerinde bir dönem petrol ve doğalgaz vanalarını siyasi gerekçelerlekestiğini hatırlatıyor.

ABD:

Kuzey Akım’ı NATO üyesi ülkelerin Rusya ile yakınlaşması olarak gören ABD’de Başkan Donald Trump, sıkça bu projeyi eleştiriyor. ABD, Kuzey Akım ve Rusya’yı “NATO’yu bölmekle” suçluyor. Hatta bazı analistler, projeyi yeni bir nükleer yarış olarak görüyor.

Avrupa Birliği’nin ihtiyacını LNG ve Kıbrıs projesiyle çözülmesinden yana olan ABD, Türkiye’den geçen TANAP gibi projelerin desteklenmesini istiyor. Başta Almanya olmak üzere Batı Avrupa’nın projeye girmesiyle Rusya’nın Ukrayna işgalini de bir anlamda kabul ettiğini de savunuyor.

DOĞALGAZ HATLARI ÜZERİNE DOKTORA YAPTI

Enerjideki kesintileri ve yaptırımları gören ABD ve Polonya’nın öncülüğündeki cephe gelecekte de benzer süreçlerin olacağı kaygısında. Akıllara Putin, geçmişte kulalndığı enerji silahını tekrar kullanır mı sorusu var?

Bu sorunun yanıtı kadar, Putin’in dünya doğalgaz pazarının 3’te 1’ine sahip Gazprom’u da incelemek gerekiyor.

Bilidniği gibi Gazprom’un en önemli yönetici transferi Almanya’nın efsane Başbakanı Gerard Schröder. Alman Başbakan, bir anlamda Berlin-Moskova arasındaki işbirliğini yönetiyor ve Kuzey Akım’ın liderlik görevini almış durumda. Putin’in projeyi doğduğu, büyüdüğü ve politikaya girdiği Saint Petersburg’da başlatması ve uzun yıllar KGB ajanı olarak çalıştığı Almanya’nın doğusunda sona erdirmesi de tamamen tesadüf.

1971-1975 arasında Saint Petersburg Devlet Üniversitesi’nde Uluslararası Hukuk bölümünü bitiren Putin, ekonomi alanında master, madencilik alanında da doktora yaptı. 1997’de Saint Peterburg Madencilik Üniversitesi’nde Putin’’in doktora tezi “Doğalgaz boru hatları ve geleceği” konusundaydı.

GAZPROM’UN BAŞKANI, BAŞBAKAN OLDU

Rusya’da politikada hatrı sayılır isimlerin olmasına rağmen Putin, en yakınındaki koltuğu Gazprom’un eski Başkanı Dmitry Medvedev’e teslim etti. Geçmiş dönemde Putin’in yerine devlet başkanlığı yapan Medvedev, şu anda başbakan. Kremlin’in de veliahtı...

Putin, güçlü tanklar, hızlı uçaklar, kudretli füzeler hatta caydırıcı nükleer güçten öte doğalgazın da önemli bir silah olduğunun 22 yıldır farkında.

ABD ve Orta ve Doğu Avrupa’yı tedirgin eden Kuzey Akım, gelecekte Putin’in yeni “Demoklesin Kılıcı” olarak görürken, Kuzey Akım 2’nin geleceği ise Danimarka’nın vereceği onaya bağlı.

Bir başka deyişle; eski AB üyelerinin Kuzey Akım dediği proje, yeni üyeler ve ABD için “Kuzey Yıkım” olarak nitelendiriliyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar